Maliye Bakanı Naci Ağbal, çocuk bakım hizmetlerini yaygınlaştırarak, girişimciliği destekleyerek ve fırsat eşitliği yaratarak kadınların iş gücüne katılımını 2018'de yüzde 35'e, 2023'te yüzde 41'e çıkarmayı hedeflediklerini belirterek, "Çalışanların kazanılmış haklarını koruyarak iş gücü piyasasında güvenceli esnekliği getireceğiz" dedi.
Ağbal, TBMM Genel Kurulu'nda 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesine ilişkin yaptığı sunumda, mali disiplinin sürdürülmesindeki kararlılığın Türkiye ekonomisini
olumsuz dış şoklara karşı dirençli kılan temel unsurlardan biri olduğunu ifade ederek, küresel belirsizliklerin yüksek olduğu mevcut konjonktürde bu kazanımların
korunarak daha da ileriye götürülmesinin büyük önem taşıdığını söyledi.
AK Parti hükümetleri döneminde
gerçekleştirilen yapısal reformlar ile doğru makroekonomik politikalar
sayesinde ekonomide önemli başarılar elde ettiklerini dile getiren Ağbal, Türkiye'nin dolar bazında kişi başına
milli gelirini 2002-2015 döneminde 2,7 katına çıkardıklarını, satın alma gücü
paritesine göre de kişi başına milli gelirin 2015'te 20 bin doları aştığını, gelir dağılımını iyileştirdiklerini anlattı.
Yüksek gelirli ülkeler grubuna girebilmek amacıyla ekonomik büyümeyi artıracak
yeni reformları hayata geçirmeyi hedeflediklerini ifade eden Ağbal, "Gerçekleştireceğimiz reformları 6
temel alanda yoğunlaştıracağız. Bunlar, demokratikleşme
ve adalet, eğitim, kamu
yönetimi, kamu
maliyesi, reel
ekonomide köklü değişim, öncelikli
dönüşüm programları alanında gerçekleştireceğimiz
reformlardır. Yargı sistemimizi başta AB olmak üzere uluslararası
norm ve standartları esas alarak hazırlayıp, daha önce ilan ettiğimiz yargı
reform stratejisi çerçevesinde yeniden yapılandıracağız. Demokratik bir ülke olarak Türkiye,
hukuk düzeniyle vatandaşlarımızın özgürlüklerini korumaya, uluslararası topluma
güven vermeye, yerli ve yabancı yatırımcılar için güvenli bir liman olmaya
devam edecek" diye konuştu.
Eğitimin temel
öncelikleri olacağını anımsatan Ağbal, meslek
liselerinde özel kesimin katkısını artıracaklarını, kamu-özel iş birliğiyle meslek
liselerini ve meslek yüksekokullarını yeniden yapılandıracaklarını, mesleki ve
teknik lise mezunlarının istihdamını özendireceklerini kaydetti.
Ağbal, kadınların iş gücüne ve istihdama katılımlarının
önündeki engelleri kaldırdıklarını belirterek, "Çocuk bakım hizmetlerini
yaygınlaştırarak, girişimciliği destekleyerek ve fırsat eşitliği yaratarak
kadınların iş gücüne katılımını 2018'de yüzde 35'e, 2023'te yüzde 41'e çıkarmayı
hedefliyoruz. Çalışanların kazanılmış haklarını koruyarak
iş gücü piyasasında güvenceli esnekliği yakında Meclis'ten geçirmek suretiyle hayata geçirmiş olacağız" dedi.
-Siyasi ve mali istikrar
Uzun dönemde büyümenin en önemli belirleyicisi olarak gördükleri Ar-Ge faaliyetlerini desteklemeye devam edeceklerini bildiren Ağbal, Ar-Ge
harcamalarının milli gelir içindeki payını 2018'de yüzde 1,8'e çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.
Ağbal, Türkiye'de sağladıkları siyasi ve mali istikrar ile yatırım ortamını
iyileştirdiklerini vurgulayarak, yurt içi tasarrufların milli gelir içindeki
payını orta vadeli program dönemi sonunda yüzde 17,8'e çıkarmayı hedeflediklerinin altını çizdi.
Geçen yılın merkezi
yönetim bütçe giderlerinin 506 milyar lira, faiz
hariç bütçe giderlerinin 453 milyar lira, merkezi
yönetim bütçe gelirlerinin 483,4
milyar lira, genel
bütçe vergi gelirlerinin 407,5
milyar lira olarak gerçekleştiğini anlatan Ağbal, 2015 yılında merkezi yönetim bütçe açığının 22,6 milyar lira,
merkezi yönetim bütçe açığının milli gelire oranının ise yüzde 1,2 olarak
gerçekleştiğini kaydetti.
Ağbal, iktidarları boyunca seçim dönemleri de dahil olmak üzere
kararlılıkla uyguladıkları mali disipline dayalı politikaların bu başarıyı
getirdiğine dikkati çekerek,sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uluslararası karşılaştırmalarda kullanılan genel devlet açığı ve
genel yönetim borç stoku açısından 2015 yılı da başarılı bir yıl oldu.
Genel devlet dengesinde son 9 yılın en iyi sonucu bu yıl gerçekleşmiş olacak 2015 yılı için söylüyorum ve 2015'te genel devlet dengede olacak. Ne demek genel devletin dengede olması; bütçenin iki yakasının bir arada olması demek. Gelirinin giderinin birbirine denk olması demek. Milletimiz, ülkemiz ve ekonomimiz açısından hakikaten iftihar edilecek bir netice. 2002'de yüzde 74 seviyesindeki genel yönetim borç stoku ise 2015'te yüzde 32,6 düzeyinde
gerçekleşecek."
"Bütçe 3 yıllık maliye politikası hedefleri doğrultusunda hazırlandı"
Ağbal, 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı'nın, AK Parti hükümetlerinin 14'üncü bütçesi olduğunu ifade ederek, bu bütçenin 3 yıllık dönemde sürdürecekleri maliye
politikası hedefleri doğrultusunda hazırlandığını bildirdi.
Hedeflerin ekonomik istikrarın desteklenmesi, büyüme potansiyelinin yukarı çekilmesi, yurt içi tasarrufların artırılarak cari açığın
kontrol altında tutulması ve fiyat istikrarına yardımcı olunması olarak belirlendiğini anlatan Ağbal, "2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe büyüklükleri tahminlerinde, bütçe
giderleri 570,5
milyar lira, faiz
hariç bütçe giderleri 514,5
milyar lira, bütçe
gelirleri 540,8
milyar lira, vergi
gelirleri 459,2
milyar lira, bütçe açığı 29,7
milyar lira, faiz dışı
fazla 26,3
milyar lira. Milli gelire oran olarak ise bütçe
açığı yüzde
1,3, faiz
dışı fazla yüzde
1,2 düzeyinde gerçekleşecek" diye konuştu.
Naci Ağbal, 2016 yılı bütçesinin, Türkiye'nin beşeri sermayesine, altyapısına, üretimine ve
geleceğine kaynak ayıran bir bütçe olduğuna dikkati çekerek şunları kaydetti:
"Bu bütçe, ülkemizin dört bir yanına
yatırım götürecek, refahı yayacak, 79 milyona hizmet sunacak bir bütçedir. Bu
bütçe, yerinden, yurdundan koparılan muhacirlere ve mazlumlara da kol kanat
geren bir bütçedir. Hükümetlerimiz
döneminde uygulanan ihtiyatlı maliye politikaları ve elde edilen makroekonomik
istikrar sayesinde bütçeden faize ödenen tutarlar sürekli olarak azaldı.
2002'de faiz giderlerinin bütçe içindeki payı yüzde 43,2 iken 2016'da bu oranın yüzde 10'un altına düşerek yüzde 9,8 seviyesinde gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Öte yandan faiz
giderlerinin milli gelire oranı 2002'de yüzde 14,8 iken 2016'da bu
oranın yüzde 2,5 olacağını tahmin ediyoruz. Benzer şekilde 2002'de vergi
gelirlerinin yüzde 85,7'si faiz ödemelerine giderken 2016'da bu oranın
sadece yüzde 12,2'ye gerileyeceğini öngörüyoruz. Yani 2002'de toplanan verginin yaklaşık yüzde 85-90'nı tamamen faize giderken, biz bu oranı yüzde 12'lere kadar düşürdük, daha da düşürerek yüzde 10'ların altında faiz bütçesi oluşacak. O zaman daha fazla hizmet bütçesini milletimiz yaşamış olacak. Bütçe kaynaklarımızı artık faize değil, vatandaşlarımıza daha kaliteli hizmet
sunmak için harcıyor, eğitime, sağlığa, yatırıma daha fazla kaynak ayırıyoruz."
"Topladığımız verginin dörtte biri eğitime"
Bütçedeki en büyük payın eğitime ayrıldığını vurgulayan Ağbal, 2016'da eğitime
ayrılan kaynağın 2015 yılı bütçesine göre yüzde 25 artırarak, 109 milyar liraya çıkardıklarını, yani toplanan verginin
yaklaşık dörtte birini eğitime ayırdıklarını söyledi.
Maliye Bakanı Ağbal, YURTKUR dahil yükseköğretime merkezi yönetim bütçesinden ayrılan kaynağın 2002 bütçesine göre 10 katın üzerinde artışla 3 milyar liradan 33 milyar liraya çıkardıklarına dikkati çekerek yeni kurulan üniversitelere 2007'den bu yana, 2016 yılı dahil olmak üzere 25,5 milyar lira kaynak ayırdıklarını, bu tutarın yaklaşık 10 milyar liralık kısmının üniversite yerleşkelerinin alt ve üst yapısı için kullanıldığını aktardı.
Birinci öğretim ve açıköğretimde harçları 2012'de kaldırdıklarını anımsatan Ağbal, 2,8
milyon öğrencinin harcının merkezi yönetim bütçesinden karşılandığını ifade etti.
Ağbal, 2002'de 188 bin olan yurt kapasitesini 2015'te artan
standartlarla 450 bine çıkarttıklarını, bunu daha da artıracaklarını kaydetti.
(Sürecek)
Son Dakika › Ekonomi › 2016 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?