Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Güven ve istikrar temelini sağlam tutmazsanız üzerine inşaa ettiğiniz her şey kolaylıkla sarsılabiliyor. Bu sebepledir ki bu güven ve istikrar ortamının kıymetini hep beraber bilmek zorundayız" dedi.
Babacan, JW Marriot Otel'deki 6. Büyükelçiler Konferansı'nda yaptığı konuşmada, konferansın oldukça faydalı olduğunu söyledi. Küresel ekonomideki gelişmeler hakkında bilgi veren Babacan, dünyanın krizin başladığı 2008 yıllarından bu yana oldukça çalkantılı bir dönemden geçtiğini ve finans sektörü kaynaklı krizin etkilerinin uzun sürdüğünü ifade etti.
Ekonomik krizin sosyal ve siyasi krizleri beraberinde getirdiğini anlatan Babacan, krizi atlatmak adına pek çok ülkenin farklı yöntemler uyguladığını dile getirdi.
2013 sonu itibarıyla küresel ekonominin bir önceki yıla kıyasla daha düşük bir hızla büyümesinin beklendiğini anımsatan Babacan, IMF'nin küresel ekonomi için 2013 yılı büyüme tahmininin yüzde 2,9, Dünya Bankası'nın büyüme beklentisinin ise yüzde 3,2 civarında olduğunu kaydetti.
ABD ekonomisi için de büyüme rakamlarının aşağı yönlü revize edildiğini belirten Babacan, Avro Bölgesi için ise bu yıl kriz döneminde ilk kez pozitif büyüme rakamının beklendiğine dikkati çekti.
Gelişmekte olan ülkelerin büyüme beklentisi noktasında da tablonun aynı olduğunu anlatan Babacan, "Ama nereden bakarsak bakalım gelişmekte olan ülkelerin toplam büyümesi gelişmiş olan ülkelerden daha fazla olacak" dedi.
Gelişmiş ülkelerde borç stokunun çok yüksek seviyelerde seyrettiğini anlatan Babacan, alınan önlemlerin borç stokundaki artışı durdurmaya yönelik olduğunu söyledi. Dünyadaki genç işsizlik oranları hakkında da bilgi veren Babacan, Avro Bölgesi ortalamasının 24,3 seviyesinde bulunduğunu ifade etti.
Genç işsizliğin yanı sıra kronik işsizliğin sosyal sonuçlarının "çok vahim" olabileceği uyarısında bulunan Babacan, "Avrupa'da kronikleşmiş bir işsiz kitle var ve bunların tekrar iş gücü piyasasına dönmelerinin çok zor olacağı bekleniyor" diye konuştu.
-"En kritik dönemlerde dahi zor kararları aldık"
Türkiye'nin sağlam kamu maliyesi ve bankacılık sisteminin krizden en az etkilenmesini sağladığını belirten Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'deki siyasi istikrar, doğruları uygulama konusundaki güçlü siyasi irade de bizi ayırt eden unsurlardan oldu. Pek çok Avrupa ülkesinde kriz döneminde siyasi istikrarın sağlanamaması, doğruları gördükleri halde yapamamalarını beraberinde getirdi. Oysa biz, çok şükür en kritik dönemlerde dahi zor kararları aldık, yürüdük."
Hükümetin bankacılık sistemi üzerinden yaptığı regülasyonun da ekonomiyi disiplin altına alan bir uygulama alanı olduğunu kaydeden Babacan, bankaların kredi verirken yapacaklarını ya da yapmayacaklarını düzenleyerek ekonominin hangi alanında nasıl bir büyüme istendiğinin tasarlanabildiğini söyledi.
- "Finans mahkemelerinde daha tutarlı ve hızlı karar alınacak"
Son yıllarda yapılan reformlar hakkında da konuşan Babacan, birçok yasanın yanı sıra yeni bir Deprem Sigortası Yasası çıkardıklarını dile getirdi. Bireysel Emeklilik Sistemi'nde de yeni uygulamalar yaptıklarını anlatan Babacan, şu an 4 milyon civarında vatandaşın sisteme dahil olduğunu hatırlattı.
Fonların fonuna hazinenin katkıda bulunması konusunda yasal düzenlemenin tamamlandığını bildiren Babacan, Borsa İstanbul'u da kurduklarını kaydetti. Finans mahkemelerinin kurulmasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Babacan, şöyle devam etti:
"Sermaye Piyasası Kanunu'na koyduğumuz maddelerle finans konusunda ihtisas mahkemeleri... Bankacılık, finansla ya da bunların dışında kalan alanlarla ilgili ihtilaflar çıktığında ihtisas mahkemelerine gidiliyor. HSYK, bunun üzerinde çalışıyor. Hakim ve savcılarımızın finans konusunda ihtisaslaşması ile beraber çok daha tutarlı ve hızlı karar alabilecek mahkemeler olacak."
-"Güven ve istikrarın kıymetini bilmeliyiz"
2007-2018 yılları arasında Türkiye ekonomisinin kümülatif olarak yüzde 48 büyümesinin beklendiğini belirten Babacan, ABD için aynı rakamın yüzde 23, AB için ise yüzde 5 olduğunu dile getirdi.
Ekonomide en önemli faktörlerin güven ve istikrar olduğunu ifade eden Babacan, "Güven ve istikrar temelini sağlam tutmazsanız üzerine inşaa ettiğiniz her şey kolaylıkla sarsılabiliyor. Bu sebepledir ki bu güven ve istikrar ortamının kıymetini hep beraber bilmek zorundayız" diye konuştu.
-"Cari açığı azaltmak en önemli hedef"
2014-2016 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programı (OVP) açıkladıklarını anımsatan Babacan, gelecek 3 yılın en önemli hedefinin cari açığı azaltmak olduğunu söyledi.
Bunun gerçekleştirilebilmesi için tasarrufları artırmak, kaynakları verimli alanlara yönlendirmenin yanı sıra enflasyonu düşürmek ve mali disiplini korumanın da önemli hedefler arasında yer aldığını belirtti.
OECD'nin gelecek 10 yılla ilgili tahminlerine bakıldığında Türkiye'nin değerlendirmeye alınan ülkeler arasında en hızlı büyüyecek 4. konumda bulunduğunu kaydeden Babacan, tüm OECD ülkeleri içinde en hızlı büyüyecek ülkenin Türkiye olmasının beklendiğini sözlerine ekledi.
(Sürecek)
Son Dakika › Ekonomi › 'Güven ve İstikrarın Kıymetini Bilmeliyiz' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?