İso Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı - Son Dakika
Ekonomi

İso Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı

İso Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı

TCMB Başkanı Başçı: (4) "Gelecek senenin ocak şubat mart nisan ve mayıs aylarında baz etkisi nedeniyle tüketici kredilerindeki yıllık büyüme hızının yüzde 15’e doğru düşeceğini tahmin edi...

06.11.2013 14:35

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, "Gelecek senenin ocak-şubat-mart-nisan ve mayıs aylarında baz etkisi nedeniyle tüketici kredilerindeki yıllık büyüme hızının yüzde 15'e doğru düşeceğini tahmin ediyoruz" dedi.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı'nda konuşan Başçı, ihracatın ithalatı dengeleme oranında çok ciddi bir bozulma görüldüğünü belirterek, "Türkiye buna karşı mutlaka tedbir almalı" dedi.

Bol ve ucuz paranın getirdiği kredi büyümesinin ithalat talebine dönüştüğünü aktaran Başçı, dolayısıyla ucuz ve bol finansmanın Türkiye'deki tasarruf oranlarını düşürdüğünü dile getirdi.

Kredi büyüme hızlarında özellikle sanayicilerden çok yoğun bir talep aldıklarından bahseden Başçı, "Tüketici kredileri ile sanayicilerin borçlanması arasında bir fark yaratmak lazım. Amacımız üretimi teşvik etmek. Önce üretmek sonra tüketmek ise burada farklı bir muamele yapmak gerektiğini düşünüyorum. Bununla ilgili adımları BDDK attı ve önemli kararlar aldı. KOBİ ve ihracata yönelik kredilere yönelik ciddi teşvikler getirirken,  tüketici kredilerine de maliyet unsuru getirdi " dedi.

BDDK'nın aldığı tedbirlerin sonuç  verdiğini ifade eden Başçı, şunları kaydetti:

"Tüketici kredilerinin mevsimsellikten arındırılmış haftalık artışlarına bakıldığında, geçen yılın aynı döneminin hafif altında. Yıllık yüzde artış olarak daha yüksek bir plato yaptı ama şimdi aşağı yönlü dönüş başlıyor. Buna mukabil ticari kredilerde artış hızı kuvvetli ve aradaki makası da kapatmaya başladı. Uygulanan politikalar etkisini gösterdi ve göstermeye de devam edecek. Seviye olarak bakıldığında tüketici kredilerindeki artış yüzde 40'lardan uyguladığımız politikalardan sonra yüzde 20'nin üzerinde yüzde 30'a yakın bir düzeyde seyrediyor. Ama tüketici kredilerindeki büyüme yüzde 25 seviyelerine gelecektir. Gelecek senenin ocak-şubat-mart-nisan ve mayıs aylarında baz etkisi nedeniyle tüketici kredilerindeki yıllık büyüme hızının yüzde 15'e doğru düşeceğini tahmin ediyoruz."

Başçı, tüketici kredilerindeki yüzde 15'lik büyümenin fena bir büyüme oranı olmadığını, pek çok ülkede kıskanılacak ve imrenilecek bir büyüme oranı olduğuna dikkati çekerek, gelecek senenin ortalarında o seviyelere gelinebileceğini söyledi.

ABD'de 10 yıllık tahvil reel faizinin eksi yüzde 0,6 seviyesindeki dönemde bunun oldukça sıra dışı bir durum olduğunu ve reel faiz oranının normal bir seviyeye gelmesinin önemine değinen Başçı, "ABD 10 yıllık tahvil reel faizlerinin bugünlerde yüzde 0,5-1 olarak fiyatlanması şuna işaret ediyor: Çok kuvvetli ve sert bir sıkılaştırma aslında piyasalar beklemiyor ve bunu fiyatlamıyor. Gelecekte de ABD'de kısa vadeli faiz oranlarının çok fazla artırılmasını beklemiyor ve fiyatlamıyor. Bunda haklılar mı?  Değiller mi? Tartışılır. Ancak şu anda beklentiler ve fiyatlamalar bu yönde" diye konuştu.

Yüksek oynaklık dönemleri haricinde para tabanının aynı seviyede büyümese bile dünyada bol ve ucuz paranın kalmaya devam edeceğini ifade eden Başçı, dolara dikkatli yönelmekte faydalı olunacağını ve bunun yıllarca sürecek bir durum olmadığını belirtti.

Oynaklık endeksinin yakından izlenmesi gereken bir endeks olduğunu söyleyen Başçı, bu endeksin ABD'deki tahvillerin gün gün oynaklığını gösterdiğini ve oynaklıkların gelişmekte olan ülkeleri etkilediğini kaydetti.

"Şu ortamda döviz biriktirme yerine sistemi dengelemek daha doğru"

Reel efektif kurun seviyesi hakkında bilgi veren Başçı, TL'nin Lehman krizi öncesinde aşırı değerli bölgede iken krizden sonra sert bir şekilde değer kaybettiğini anımsattı.

Reel efektif döviz kuru endeksinin er ya da geç normal seviyesine döneceğini savunan Başçı, "Şu anda endeks yüzde 12-13 ile aşırı değer çizgisinden oldukça uzakta bir noktada.  Bu da bize bu dönemde enflasyon iyice düşene kadar fiyat istikrarına odaklanarak hareket edebilme imkanını veriyor" dedi.

Başçı, gelişmekte olan ülke para birimlerinin ABD dolarına karşı değer kayıplarının kalıcı olmayacağını ve terse dönebileceğini, sermaye akımlarının tekrar devam edebileceğini, bol ve ucuz paranın dünyada bulunmaya devam edeceğini söyledi.

Altın dahil döviz rezervlerinin 133,5 milyar dolar seviyesinde olduğu bilgisini veren Başçı, şunları aktardı:

"Dövizlerimizi gerektiğinde dikkatli kullanmaya devam ediyoruz. Döviz rezervlerimizi ihracat reeskont kredileri ve rezerv opsiyon mekanizmasıyla artırıyoruz. Tahminlerimize göre bu yılın tamamında ihracat reeskont krediler kanalından 13,5 milyar dolarlık bir döviz girişi gelecek. Gelecek yıl reeskont kredilerinden en az 15 milyar dolar bir giriş olmasını bekliyoruz. Rezerv opsiyon mekanizmasıyla bankaların 34 milyar dolar dövizleri var. İstedikleri zaman çekebilirler ama şu an rahatlıkla borçlanabildikleri için ihtiyaç duymuyorlar. Bankaların yabancı para karşılıklarında da 29,5 milyar dolarlık bir imkanı var. Toplamda bankaların hazırda 63,5 milyar dolarlık bir imkanları söz konusu. Bu da bankalarımızın hiçbir sorun yaşamadığını gösteriyor. Bu ayda döviz rezervlerinde 1,7 milyar dolar bir artış bekliyoruz. Şu ortamda çok da fazla döviz biriktirme yerine sistemi dengelemenin daha doğru olduğunu düşünüyoruz."

Kamu, özel sektöre borçlanma açısından yer açtı"

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızlarında düşüş olduğunu belirten Başçı, kamu borç stokunun büyüme üzerinde etkisine değinerek, "Türkiye'de kamu borç yükü yüzde 70'lerden yüzde 35'lere kadar geriledi ve kamu özel sektöre borçlanma açısından yer açtı. Kamu borç yükündeki düşüş ve bütçe açığındaki iyileşme faiz oranlarında da iyileşme sağladı" dedi.

Başkan Başçı, sermaye stokunun artmaya devam ettiğini ancak tasarruf oranlarının oldukça düşük seviyelerde olduğunu söyleyerek, "Önümüzdeki yıllarda tasarruflarımızı ne kadar artarsak ve kendi tasarruflarımızla yatırımlarımızı destekleyebilirsek o kadar dayanıklı ve sürdürülebilir bir büyüme perspektifine sahip oluruz" diye konuştu.

Tasarrufları artırmak adına uzun vadeli mevduatlara teşvik getirilmesi konusunda çalışma yaptıklarını söyleyen Başçı, Türkiye'de istihdamda yaşanan artışında önemli olduğunu vurguladı.

Başçı, öte yandan Türkiye'de kadınların iş gücüne katılım oranında da ciddi artışlar yaşandığına değindi.

Avro Bölgesi'nde sanayi üretiminde olumlu toparlanmalar yaşandığını ve oradan gelen iyi haberlerin Türkiye'nin ihracatına pozitif katkı sağlayacağını ifade etti.

Tüketici güveni ve reel kesim güveninin toparlandığını belirten Başçı, ancak reel kesim güveninin daha fazla toparlanma yaşandığına işaret etti.

Sonuç olarak Türkiye'de küresel şartlara göre ılımlı büyümenin olduğundan söz eden Başçı,  dengelenmenin kademeli bir şekilde devam ettiğini ve Merkez Bankası'nın asli işi olan fiyat istikrarı konusunda adımlarını atmaya devam edeceğini sözlerine ekledi.

Toplantı sonrasında Komite üyelerinin Ar-Ge, inovasyon ve kalkınma planı hakkında sorularını yanıtlayan Başçı, son açıklanan kalkınma planının çok kapsamlı ve iyi hazırlandığını belirterek, planın hayata geçmesinin önemli olduğunu söyledi.

Faiz oranları ve enflasyona yönelik sorular üzerine Başçı, faiz oranlarının kısmen enflasyonla ilişkili olduğunu, enflasyon düştükçe beraberinde finansmana erişim imkanı da artacaktır.

- İstanbul

Kaynak: AA

Son Dakika Ekonomi İso Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement