Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, "Burada giderek artan bir güven var. Türkiye'de devletin borcunu ödeyeceğine dair eskiden bazı tartışmalar vardı. 2001-2002 yıllarında hatırlarsınız krizden sonra 'acaba Türkiye borcunu öder mi, ödese mi, ödemese mi iyi olur-' gibi tartışmalar yapılmıştı. En sonunda denildi ki 'hayır Türkiye Cumhuriyeti devleti borcunu öder ve ödeyecek'. O şekilde bir karar alındı" dedi.
Başçı, Mardin Ticaret ve Sanayi Odası'nca Hilton Garden Inn Otel'de düzenlenen "Para Politikaları" konulu konferansta yaptığı konuşmada, 2009 yılında aşağı yukarı bütün ülkelerin bütçe dengelerini bozduğuna işaret ederek, bunun sebebinin 'harcamaları artıralım özel sektör harcamıyor. Devlet harcasın. Vergileri indirelim, özel sektör daha çok harcasın' şeklindeki bir yaklaşım olduğunu ifade etti.
Bazı ülkelerin bütçe dengesinin çok fazla bozulduğunu anımsatan Başçı, şunları söyledi:
"Zaten borcu fazla olan ülkeler de mesela İtalya, Yunanistan, Portekiz gibi ülkelerde kamu borcu daha da arttı. Şunu fark ettiler. Bunlar devlet olduğu halde acaba bu borcu ödeyebilecekleri mi- Bu kadar ağır bir borcun altına girdiler, ödeyebilecekler mi, ödeyemez şüphesi fiyatlara yansıyınca faizler yükseliyor. Yunanistan'ın faizleri hızla yüzde 20-25'in üzerine çıktı ve Avro bazında faizler bunlar. Bu faizlerde hiç kimse borçlanıp da geri ödeyemez. Özel sektör de kamu da ödeyemez. Yunanistan bir anda temerrütte düştü ve borçlarını yeniden yapılandırarak hafifletmeye çalıştı. 250 milyar Avro da resmi kuruluşlardan destek aldı. AB, Almanya ve diğer ülkelerden 250 milyar Avro da destek aldı. Demek ki ne kadar vahim bir problem ile karşı karşıya. Özel sektör bu borcu vermiyorsa resmi kuruluşlar verecek şeklinde kurtarılmaya çalıştı."
Bu durumun reel ekonomiye yansımalarının çok ağır olduğuna dikkati çeken Başçı, "Büyüme arka arkaya çok derin eksi seviyelerde devam etti Yunanistan'da. Benzer bir durumun Portekiz'de yaşandı. Yakın zamanda da dikkat ederseniz İtalya ve İspanya'da da faiz oranlarında Almanya'ya göre nispeten bir bozulma var" şeklinde konuştu.
Başçı, şöyle konuştu:
"Almanya'da faiz oranlarında ne zaman bir problem olsa aşağıya doğru gidiyor. Neden şu anda çünkü Avrupa'da nispeten güvenli liman olarak görülen bir tek Almanya kalmış durumda. Almanya neden güvenli liman olarak algılanıyor. Piyasalar tarafından ve faizler o kadar düşük diye sorarsa Almanya'da bir denk bütçe kuralı anayasaya yazıldı. Bundan bir kaç sene evvel Almanlar dediler ki,
'bu işin sonu yok. Biz bu şekilde kamu borç yükü ile gidemeyiz. Mutlaka denk bütçeyi yapmamız lazım ve bunu yapacağımıza dair kamuoyunu ikna etmemiz lazım. Aksi halde bizim de faizlerimiz yükselir. Bu kısır döngüden çıkamayız' şeklinde bir karar ile bunu anayasalarına yazdılar. Denk bütçeye doğru ilerliyorlar. Bütçe açıkları Almanya'da giderek azalıyor. Kamu borç yükü yüzde 80'ler mertebesinde olmasına rağmen denk bütçe ile bu işi çözecekler güveni ile Almanya'nın faizleri bugün son derece düşük seviyelerde 10 yıllık faizler yüzde 1,5'in bile altında şu anda seyrediyor."
-Kamu borcu-
İşsizlik oranlarına da değinen Başçı, Yunanistan, İspanya, Portekiz ve İtalya'da işsizlik oranlarında yükselme gözlendiğini, Almanya'da ise işsizlik oranlarının o kadar artmadığını vurguladı.
Türkiye'de kamu borcu ile ilgili güvenin ne durumda olduğunun sorulabileceğini belirten Başçı, şöyle devam etti:
"Burada giderek artan bir güven var. Türkiye'de devletin borcunu ödeyeceğine dair eskiden bazı tartışmalar vardı. 2001-2002 yıllarında hatırlarsınız krizden sonra 'acaba Türkiye borcunu öder mi, ödese mi, ödemese mi iyi olur-' gibi tartışmalar yapılmıştı. En sonunda denildi ki 'hayır, Türkiye Cumhuriyeti devleti borcunu öder ve ödeyecek. O şekilde bir karar alındı. Bir miktar burada kemer sıkma önlemi alındı ve yüzde 6,5 dediğimiz faiz dışı fazla gerçekleştirdi. Yani devlet harcamalarını kıstı, gelirlerini artırdı ve o şekilde bütçede faiz hariç fazla vermeye başladı. O fazlalar ile kamu borç yükü hızla Türkiye'de ödeyerek azalmaya başladı. Bunun da meyvelerini biz bu yıllardır topluyoruz. Yani Türkiye borcunu öder. Bu güven olduğu zaman faiz oranlarında bunun yansımalarını görüyoruz. Nispeten faizlerimiz geçmişe kıyasla çok daha düşük. Kamu borç yükü yüzde 74'ten yani bir yıllık Türkiye'nin toplam gayri safi hasılasının yüzde 74'ünden en son yüzde 36'sına kadar gerilemiş durumda ve bunun yüzde 31'e kadar düşmesi planlanıyor, 3 yıllık dönem zarfında."
Bu durumun diğer ülkeler ile kıyaslandığında AB ülkeleri ve Amerika'ya göre düşük, Japonya'ya göre çok düşük fakat gelişmekte olan ülkelere göre orta bir yerde olduğunu anlatan Başçı, şöyle dedi:
"Bizden daha da düşük olan Güney Afrika, Çin, Endonezya, Rusya, Suudi Arabistan var. Bu ülkelere dikkat ederseniz, kamu borç yükü düşük olduğu için kamu borçlanma faizleri de düşük ve bu ülkelerin büyüme hızları da son derece yüksek. Demek ki burada ters ilişki var. Kamu borç yükü ne kadar yüksek ise o kadar düşük olabilir. En güzel örnek de Japonya. Japonya'da yüzde 200'ün üzerinde bir kamu borç yükü var. Japonya 90'lı yıllardan bu yana bir türlü büyüyemiyor. Bunu faiz oranlarında da görüyoruz. Mesele Amerikan faizleri ile Türk hazinesinin dolar bazında borçlanma faizleri arasındaki farka bakın. O fark da oldukça düşük seviyelerde seyretmeye devam ediyor."
(Sürecek) - MARDİN
Son Dakika › Ekonomi › Merkez Bankası Başkanı Başçı, Mardin'de Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?