Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) Finansal İstikrar Raporu'nda "Küresel likiditenin bol ve faiz oranlarının düşük olduğu mevcut konjonktürde gelişmiş ülke ekonomilerinde ortaya çıkabilecek yeni sorunlara bağlı olarak risk iştahında oluşabilecek ani değişimler sermaye akımlarına duyarlı gelişmekte olan ülke ekonomilerinin büyüme dinamiklerine zarar verebilecektir" denildi.
TCMB tarafından ilki yayımlanan Finansal İstikrar Raporu'nda, küresel ekonomik görünümü tehdit eden kısa vadeli önemli bazı riskler kontrol altına alınmış gibi görünmekle birlikte, gelişmiş ülkelerde gözlenen zayıf büyüme performansının özellikle Avro Bölgesi kaynaklı sorunlar nedeniyle devam ettiği belirtildi.
Gelişmekte olan ülke ekonomilerinin zayıf dış talep şartları ve küresel risklere karşı uygulanan ihtiyatlı politikalar nedeniyle 2012 yılında belirgin bir yavaşlama gösteren büyüme performanslarında önümüzdeki dönemde iyileşme beklendiği ifade edelen raporda, şunlar kaydedildi:
"Söz konusu iyileşmenin temel olarak düşük kamu borçları ve güçlü seyreden iç taleplerinden kaynaklanması beklenmektedir. Diğer taraftan, küresel likiditenin bol ve faiz oranlarının düşük olduğu mevcut konjonktürde gelişmiş ülke ekonomilerinde ortaya çıkabilecek yeni sorunlara bağlı olarak risk iştahında oluşabilecek ani değişimler sermaye akımlarına duyarlı gelişmekte olan ülke ekonomilerinin büyüme dinamiklerine zarar verebilecektir."
ABD'de bu yılın ilk çeyreğinde devreye giren otomatik harcama kesintileri ve vergi artışlarının büyümenin hızlanmasını engelleyen önemli unsurlar olarak dikkati çektiği belirtilen raporda, "İşsizlik oranlarının halen yüksek seviyede olması ve enflasyon tehdidinin zayıflığı nedeniyle Fed miktarsal genişleme ile desteklenen gevşek para politikasına devam etmektedir. ABD'de uygulanan geleneksel olmayan para politikaları neticesinde ortaya çıkan bol ve ucuz likidite, bir yandan firmaların tahvil ihraçları vasıtasıyla borçluluklarını artırmasını özendirirken, diğer yandan yatırımcıların riskli varlıklara olan talebini artırmaktadır" denildi.
-"Avrupa Merkez Bankası para politikasını gevşetmeyi sürdürse de, Avro Bölgesi'ndeki parçalı finansal yapı parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini azaltmakta"-
Raporda, yaşanan bankacılık ve kamu borç krizleri nedeniyle kredi mekanizması bozulan ve güçlü bir mali konsolidasyon uygulamak zorunda kalan Avro Bölgesi'nde 2012 yılının ikinci yarısında alınan politika kararları sayesinde ekonomik faaliyetteki daralmanın yavaşladığına işaret edilirken, şu değerlendirmeler yer aldı:
"Avro Bölgesi ülkelerinde devam eden mali sıkılaştırma sayesinde son dönemde bütçe açıkları azalmış olmasına rağmen, birçok ülkede kamu borcunun GSYİH'ye oranı halen artmaya devam etmektedir. Kriz öncesi dönemin elverişli koşullarında zamanla ağır borç yükü altına giren Avro Bölgesi çevre ülkelerindeki firmalar, krizin ardından oluşan düşük büyüme ve yüksek faiz ortamında borçlarının sürdürülebilirliği konusunda sıkıntı yaşamaya başlamıştır. Parçalı finansal yapının da etkili olduğu bu durum özellikle İspanya, İtalya ve Portekiz'deki firma kredilerinde hızlı tahsili gecikmiş alacak (TGA) artışları olarak kendini göstermekte ve finansal istikrarı tehdit etmektedir. Önümüzdeki dönemde firma iflaslarının önüne geçebilmek için kötü durumda olan firmaların sağlıklı hale getirilmesi, iyi durumda olanların ise krediye erişimlerinin desteklenerek borçlarının kontrollü şekilde azaltılmasının önemi uluslararası kuruluşlarca sıklıkla vurgulanmaktadır. Enflasyonist risklerin düşük olması nedeniyle Avrupa Merkez Bankası para politikasını gevşetmeyi sürdürse de, Avro Bölgesi'ndeki parçalı finansal yapı parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini azaltmaktadır. Avro Bölgesi'nde gündemde olan bir diğer konu ise bankacılık sisteminin yapısal reformudur."
-"Getiri arayışının risk fiyatlaması üzerindeki bozucu etkisi gelişmekte olan ülkeler için de geçerlidir"-
Uzun yıllar boyunca deflasyon ve durgunluk ile mücadele eden Japonya'da kurulan yeni hükümetin sürdürülebilir büyümeyi yakalamak amacıyla para ve maliye politikalarındaradikal değişikliklere gittiği değerlendirmesi yapılan Raporda, şunlar kaydedildi:
"Çeşitli yapısal reformların yanı sıra yüzde 2'lik enflasyon hedefi, güçlü miktarsal genişleme ve kamu harcamalarında önemli artışlar öngören yeni politika setinin özellikle kısa vadede iç ve dış talebi artırarak ülke ekonomisini canlandırması beklenmektedir. Bununla birlikte kamu borç yükü zaten çok yüksek seviyede olan ülkede orta vadeli bir bütçe planı ortaya konulmadan girişilen bu mali canlandırma paketinin ülkenin borçlanma maliyetlerini artırarak borç sürdürülebilirliğine yönelik endişelere yol açabileceği düşünülmektedir. Diğer tüm gelişmiş ülkelerdeki bankalara göre çok daha yüksek miktarda ulusal kamu tahvili pozisyonu taşıyan Japon bankaları için bu durum önemli bir risk unsurudur. Öte yandan, başlatılan büyük çaplı miktarsal genişleme nedeniyle Japon Yen'inde gözlenen değer kaybının küresel ölçekte rekabetçi devalüasyonlara yol açma ihtimali tartışılan bir diğer risk unsurudur."
Gelişmekte olan ülkelerin büyüme performansları düşen küresel risk algısı paralelinde güçlenen iç talebin, elverişli finansman koşulları ve dış talepteki toparlanma sayesinde 2012 yılına göre iyileşme gösterdiği ifade edilen Raporda, "Keza gelişmekte olan ülkelerin genelinde küresel koşullardaki iyileşmeye bağlı olarak varlık fiyatları yükselişe geçmiştir. Çin, Hindistan ve Brezilya gibi bazı gelişmekte olan ülkelerin büyüme perfomanslarında ani ve büyük düşüşler öngören 'sert iniş' endişeleri de oldukça azalmıştır. Ancak, bu ekonomilerin son zamanlarda beklentilerin altında kalan büyüme performanslarının geçici faktörlere değil, potansiyel büyüme oranlarındaki düşüşlere bağlı olma ihtimali, orta ve uzun vadede küresel iktisadi faaliyet açısından önemli bir risk unsuru olarak değerlendirilmektedir" denildi.
Raporda, gelişmekte olan ülkelerin bütçe performanslarında 2012 yılında iktisadi faaliyetteki yavaşlama nedeniyle hafif bir bozulma gözlense de, kamu borçluluğundaki düşüş eğiliminin genel olarak devam ettiğine işaret edildi.
Son dönemde enerji ve gıda fiyatlarında gözlenen olumlu seyir gelişmekte olan ülkelerde fiyat istikrarını desteklediği değerlendirmesi yapılan Raporda, şunlar ifade edildi:
"Gelişmekte olan ülkelerde reel politika faizleri halen kriz öncesi seviyelerin oldukça altında seyretmesine rağmen, özellikle 2012 yılının ikinci yarısından itibaren küresel finansal koşulların iyileşmesi, söz konusu ülkelere yönelik sermaye akımlarının tekrar artış eğilimine girmesine neden olmuştur. Gelişmiş ülke merkez bankalarınca uygulanan gevşek para politikaları, küresel iktisadi faaliyette henüz tam iyileşme sağlanamamış olsa da, yatırımcıların risk iştahının artmasına ve küresel düzeyde bir getiri arayışına neden olmaktadır. Getiri arayışının risk fiyatlaması üzerindeki bozucu etkisi gelişmekte olan ülkeler için de geçerlidir."
- İstanbul
Son Dakika › Ekonomi › Tcmb Finansal İstikrar Raporu Açıklandı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?