TÜSİAD: 'Ne İş Olsa Yaparım' Diyen İşsiz Kalır - Son Dakika
Ekonomi

TÜSİAD: 'Ne İş Olsa Yaparım' Diyen İşsiz Kalır

TÜSİAD: \'Ne İş Olsa Yaparım\' Diyen İşsiz Kalır

TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz: 'Ne iş olsa yaparım' ya da 'nasılsa işe girince öğrenirim' gibi düşünceler iş dünyasında artık geçersiz.

08.05.2014 14:38  Güncelleme: 14:58

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, OECD'nin 3 yılda bir yaptığı kısa adıyla PISA "Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı", başlıklı raporun sonuçlarını değerlendirerek, "Düşük beceri gerektiren işlerin otomatikleşmesiyle, rutin nitelikteki bilişsel becerilere olan talep azaldı. Bilgiye erişimin kolay olduğu günümüzde, öğrencilere bilgi aktarımı ağırlıklı bir eğitimden ziyade, arama motorlarından elde edemeyecekleri becerileri kazandırmamız gerekiyor.

"Ne iş olsa yaparım' ya da "nasılsa işe girince öğrenirim' gibi düşünceler, daha sıkı rekabetin olduğu iş dünyasında artık geçersiz ve kabul edilebilir değil. Yaratıcı ve üst düzey problem çözme becerilerine sahip gençlerimizin oranını ivedilikle artırmalı; öğrenme ve öğretme süreçlerimizi, insanımızın potansiyelini açığa çıkaracak şekilde yeniden yapılandırmalıyız" dedi.

"RUTİN BİLİŞSEL BECERİLERE TALEP AZALDI"

"PISA 2012 Sonuçları: Yaratıcı Problem Çözme Becerileri" başlıklı OECD Raporunun Türkiye tanıtımı toplantısının açlışında konuşan TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, şu görüşleri ifade etti:

"20. yüzyılın son dönemlerinde hayatımıza giren teknolojik gelişmeler, her yere daha hızlı ulaşmamızı, herkesle anlık iletişim kurabilmemizi sağladı, en önemlisi de bilgiye erişimimizi kolaylaştırdı. Düşük beceri gerektiren işlerin otomatikleşmesiyle, rutin nitelikteki bilişsel becerilere olan talep azaldı. Hızla değişen dünyamızda bireyler yeni ve beklenmeyen problemlerle baş etmek durumundalar artık. 21. yüzyıl ekonomilerinin ihtiyaç duyduğu beceri seti değişime uğradı; eriştiği bilgiyi analiz eden, hayatta karşılaştığı alışılmadık, karmaşık problemleri yaratıcı bir şekilde çözebilen bireylere ihtiyacımız var artık. Yüksek bilişsel becerilere, öğrenme ve iletişim becerilerine sahip, eleştirel ve analitik düşünebilen bireylere ihtiyacımız var. Bilgiye erişimin kolay olduğu günümüzde, öğrencilere bilgi aktarımı ağırlıklı bir eğitimden ziyade, arama motorlarından elde edemeyecekleri becerileri kazandırmamız gerekiyor. "Ne iş olsa yaparım' ya da "nasılsa işe girince öğrenirim' gibi düşünceler, daha sıkı rekabetin olduğu iş dünyasında artık geçersiz ve kabul edilebilir değil. OECD'nin bir başka çalışması, kısa adı PIAAC olan Yetişkin Becerileri Araştırması da bunu destekler nitelikte sonuçlar veriyor. Bu araştırmaya göre, üst düzey becerilere sahip yetişkinlerin istihdam edilme ihtimali iki kat daha yüksek olup, ortalamanın üstünde maaş alma ihtimalleri de düşük becerileri rakiplerine karşı üç kat daha fazladır."

OECD ORTALAMASINA GÖRE TÜRKİYE'NİN DURUMU

Çalışmanın sonuçları hakkında görüşlerini ifade eden Yılmaz "15 yaş grubu öğrencilerin yaratıcı problem çözme becerileri ölçümünde, Türkiye 44 ülke arasında maalesef 34. sırada. Öğrencilerimizin sadece yüzde 2.2'si, "5. ve 6. Düzeyler' olarak tabir edilen en üst düzeyde problem çözme becerilerine sahipler ve karmaşık sorunları çözebilme kabiliyetindeler. Bu düzeydeki öğrencilerin OECD ortalaması ise, bizim yüzde 2.2 'ye karşılık, yüzde 11. Öte yandan, günlük hayatta karşılaşılabilecek, yaratıcılık gerektirmeyen basit problemlerle baş edebilme becerisini temsil eden "1. düzey ve altı' beceri seviyesindeki öğrencilerimizin oranı ise yüzde 36'yı buluyor maalesef. Bu oranlar bize, üst düzeyde problem çözme becerilerine sahip gençlerimizin oranını ivedilikle artırmamız gerektiğini, bu konuda bir alarm olduğunu göstermektedir" diye konuştu.

"MESLEK LİSELERİ ARTIK BAŞARILI"

Araştırmanın dikkat çekici sonuçlarından birisinin de Türkiye'de benzer matematik, fen ve okuma becerisi seviyelerinde bulunan meslek lisesi ve genel lise öğrencileri dikkate alındığında, meslek liselerindeki öğrencilerin yüzde 63'ünün yaratıcı problem çözme performansının, genel liselerde okuyan öğrencilerden daha başarılı olduğu şeklindeki sonuç olduğunu vurgulayan TÜSİAD Başkanı bu konuda şu değerlendirmede bulundu:

"Meslek liseleri konusundaki ısrarımızın önemi burada bir kez daha ortaya çıkıyor. İki okul türü arasındaki performans farkının büyüklüğü açısından Şangay'dan sonra Türkiye ikinci sırada. Mesleki eğitim programlarındaki öğrencilerimiz, uygulanan müfredat ve öğretim yöntemleri ile gerçek hayattaki problemlere bir nebze daha iyi hazırlanabiliyorlar. Öte yandan bu veri, ülkemizde genel akademik derslerin, öğrencilerin problem çözme becerilerini yeterince geliştirmediğini, desteklemediğini de gösteriyor. PISA'ya katılan bazı ülkelerde ise, tersine, akademik derslere ağırlık verilen okullardaki öğrencilerin problem çözme becerisi performansı, meslek okullarında okuyanlarınkinden daha yüksek. Hangi yönde olursa olsun, ülkede uygulanan eğitim programlarının performansları arasındaki farklılıklar; eğitim politikaları, müfredat ve öğretim yöntemleri bakımından daha detaylı araştırmalar yapmaya muhtaç ve bizi bu araştırmaları yapmaya sevk etmeli, uyarmalı."

"ÜST DÜZEY PROBLEMLERİ ÇÖZEN GENÇLERİMİZİN ORANI ARTMALI"

21. yüzyılın küresel rekabet ortamında, eğitim alanında uluslararası karşılaştırmalardaki Türkiye'nin konumunun dikkate alınması gerektiğini ifade eden Yılmaz "OECD'nin bir başka araştırmasına göre Türkiye, PISA verilerinden yola çıkarak en az politika üreten, en az ders çıkaran ülkelerden birisi maalesef. Bu durumu değiştirmeli; PISA'yı bir uluslararası referans olarak çok iyi analiz ederek eğitimde nitelik reformlarını "veriye dayalı olarak' geliştirmeli ve yine veriye dayalı olarak gözden geçirmeliyiz. Yaratıcı ve üst düzey problem çözme becerilerine sahip gençlerimizin oranını ivedilikle artırmalı; öğrenme ve öğretme süreçlerimizi, insanımızın potansiyelini açığa çıkaracak şekilde yeniden yapılandırmalıyız. Çünkü PISA sonuçlarında Türkiye'ye sıçrama yaptıracak eğitim politikalarını hayata geçirmeden, gençlerimizi 21. yüzyıl becerileriyle donatmadan, bilgi ve inovasyona dayalı bir ekonomi olmamız, toplumsal refahımızı artırmamız, sosyal seviyemizi geliştirmemiz mümkün değil. Bence araştırmanın esas sonucu budur.

Biz 21. yüzyılda bu beceri seti ile gençlerimizin bu donanımıyla rekabetçi olabilme seviyesinde değiliz. Bunun altını çizmek isterim. Verilerin yol göstericiliğini vurgularken, demografik projeksiyonlara da dikkat çekmekte fayda görüyorum. Toplam okul çağı nüfusumuzun 2020 yılından sonra düşme eğilimine girmesi ve bu düşüşün 2025 yılından sonra daha hızlı biçimde seyretmesi öngörülüyor. Eğer iyi kullanabilirsek, bu nüfus avantajı, eğitimin yaygınlaştırılması ve eğitimin niteliğinin geliştirilmesi açısından bir fırsat olacaktır. Gençlerimizin hayata hazırlanması ve onlara 21. yüzyıl becerilerinin kazandırılması konusunda okullara, eğitimcilere, karar alıcılara, aslında hepimize büyük görevler düşüyor. Biz iş dünyası olarak bugünün öğrencileri, yarının çalışan nüfusu olacak bireylerin hayattaki zorlukların üstesinden gelecek becerilerle donatılmalarını sağlamak için işbirliğine her zaman hazırız, bu konuda çalışmalarımızı devam ettiriyoruz."

Kaynak: ANKA

Son Dakika Ekonomi TÜSİAD: 'Ne İş Olsa Yaparım' Diyen İşsiz Kalır - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement