Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, Ankara'da yaşanan terör saldırısına ilişkin, "Çarşamba akşamı Ankara'da gerçekleşen hain, kalleş ve bir o kadar da şerefsizce saldırıyı bir kez daha lanetliyorum" dedi.
Elvan, Uluslararası Yatırımcılar Derneğinin (YASED) 35. Genel Kuruluna katıldı. Kurula katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren, konuşmasının başında Ankara'da yaşanan terör olayına değinen Elvan, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Çarşamba akşamı Ankara'da gerçekleşen hain, kalleş ve bir o kadarda şerefsizce saldırıyı bir kez daha lanetliyorum. Birliğimize ve bütünlüğümüze kasteden hainleri şiddetle kınıyorum. Hayatını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum, milletimizin başı sağ olsun.
Ankara'daki bu saldırı Türkiye Cumhuriyeti devletini, hükümetimizi, insanımızı kısacası milletimizi hedef almıştır. Milletimizi hedef alan bu saldırıyı Suriye'de PKK'nın uzantısı olan terör örgütü YPG'li bir teröristin gerçekleştirdiği tüm yönleriyle ortaya koyuldu. Bu hainleri, bu alçakları, bu canileri lanetlemek istiyorum.
Zalim rejimle kol kola girip, yüz binlerce masumu katleden, milyonlarca insanı yurdundan eden bu teröristlere sahip çıkmaya çalışanlara 'utanmalılar' diyorum. Bizim için terör örgütünün iyisi ya da kötüsü yoktur. PKK da, PYD de, YPG de, Nusra da, DHKPC de terör örgütü, bunların birbirinden farkı yok, bizim terör örgütleriyle mücadelemiz aralıksız devam edecek, hiçbirine fırsat vermeyeceğiz."
2015 yılının dünyanın birçok ülkesi için hem siyasi hem de ekonomik açıdan zor bir yıl olarak geride kaldığına işaret eden Elvan, bu zorlukların da zaman zaman doğrudan veya dolaylı olarak Türkiye'yi de etkilediğini belirterek, ancak 1 Kasım seçimleri sonucunda ortaya çıkan güçlü iktidar ile 2016 yılına Türkiye'nin yeni umutlarla ve heyecanlarla girdiğini söyledi.
-"Yapısal reformlar Türkiye için yeni bir kavram değil"
Konuşmasında yakın dönemde uluslararası ekonomide yaşananlar ile ilgili katılımcılara bilgi veren Elvan, büyüme yönlü bir ivme yakalanamamasının maliyetinin, dünya genelinde, artan işsizlik, yeni istihdam yaratılamaması, gelişmiş ülkelerdeki yaşam standartlarının durağanlaşması, gelişmekte olan ülkelerdeki büyümenin ivmesini kaybetmesi, yatırımların toparlanamaması ve gelir dağılımındaki eşitsizliğin artması şeklinde yansıdığını söyledi.
Elvan, FED'in para politikasında normalleşmeye gideceğini duyurmasının ardından yapısal reformların hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler için önemli gündem maddeleri olarak ön plana çıktığına işaret ederek, büyümelerini sürdürmek, istihdam oranlarını ve rekabet güçlerini artırmak isteyen ülkelerin, kendi bünyeleri ile uyumlu fakat onları ileriye taşıyacak düzenlemeleri yapmak mecburiyetiyle karşı karşıya kaldıklarından bahsetti.
Bu açıdan bakıldığında, yapısal reformların, küresel değer zincirinin önemli bir parçası olan Türkiye için de gözardı edilemez derecede önem arz ettiğine dikkati çeken Elvan şunları kaydetti:
"Küresel sermayenin sınır tanımadığı bir dönemde, iktisadi ve siyasi politikalarımızı küresel gelişmeler doğrultusunda yeniden yapılandırma zorunluluğu kaçınılmaz hale geldi. Küresel sermaye gelişmiş ülkelerden, gelişmekte olan ülkelere doğru kaymaktadır. Bundan yaklaşık 20 yıl önce, gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisindeki payı üçte bir iken, bugün bu oran gelişmiş ülkelerin payını aşmış bulunmaktadır.
Ayrıca, her ne kadar gelişmekte olan ülkeler 2000'li yılların başındaki kadar hızlı büyüme performansı göstermese de hala dünya ekonomisinin lokomotifi konumundadırlar. Ekonomik dönüşüm ile beraber yatırımcıların dünyaya bakışı da değişmektedir. 2008 yılına kadar küresel doğrudan yatırımların yaklaşık yüzde 70'i gelişmiş ülkelere yapılıyordu. Son yedi yılda ise küresel doğrudan yatırımların yarısından fazlası gelişmekte olan ülkelere yapılmaktadır.
Küresel ekonomide böyle belirgin bir dönüşüm yaşanırken Türkiye de ev ödevini başarılı bir şekilde yapmıştır ve yapmaya devam etmekte. Bu anlamda yapısal reformların Türkiye için yeni bir kavram olmadığını, Türkiye'nin son 14 yılda yaşamış olduğu muazzam dönüşümün en önemli yapı taşı olduğunu belirtmek isterim."
-"Türkiye ekonomik başarısı ile yatırımcılara güvenli yatırım ortamı sunuyor"
Bakan Elvan, 2002 yılından sonra siyasi kararlılıkla uygulanmaya devam edilen yapısal reformlar sayesinde, Türkiye'nin ticaret hacminin 87 milyar dolardan 350 milyar doların üstüne çıktığını, milli gelirimizin üç kattan fazla artış kaydettiğini, kamu maliyesinin kontrol altına alınarak ekonominin sağlam temeller üzerine oturtulduğunu hatırlattı.
Uygulanan yapısal reformların temel amacını, "Özel sektörün ekonomideki rolünü artırmak, finans sektörünü daha dayanıklı bir hale getirmek ve sosyal güvenlik sistemini daha sağlam temeller üzerine kurmak" olarak özetleyen Elvan, "İşte böyle derin bir küresel dönüşümün yaşandığı ve Türkiye'nin yapısal reformları başarılı bir şekilde hayata geçirdiği bir dönemde, küresel yatırımcıların Türkiye'yi bir yatırım üssü olarak kullanıp, dünyaya açıldıklarını görüyoruz" dedi.
Elvan, birçok küresel firmanın Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya Cumhuriyetlerindeki pazarlara erişmek için Türkiye'yi, üretim ve yönetim üssü olarak konumlandırdığını belirten Elvan, Türkiye'nin jeostratejik konumunun yanında, bölge ülkeleri ile olan tarihi, kültürel ve ekonomik ilişkilerinin de Türkiye'nin küresel yatırımcılar tarafından tercih edilmesinde önemli rol oynadığı yorumunda bulundu.
"Küresel yatırımcıların Türkiye'ye olan ilgisi gün geçtikçe daha da artarken, Türkiye ekonomik başarısı ile yatırımcılara güvenli bir yatırım ortamı sunmaktadır" diyen Elvan, 2002 yılından sonra Türkiye'ye gelen Uluslararası Doğrudan Yatırımların (UDY) toplamda 160 milyar dolar seviyesini ulaştığını, bu rakamın 2002 yılına kadar 15 milyar dolar olduğunu anımsattı.
(Sürecek)
Son Dakika › Ekonomi › Yased 35. Genel Kurulu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?