Haber: Melis YILDIRIM - Duygu Nil ÖZER
(TBMM) - CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, " Suriye'de öldürülen her Alevi Hatay'da yaşayan bir akrabanın kalbine saplanan bir acıdır. Biz Hatay'da farklı inançların bir arada huzurla yaşadığı bir kültürü temsil ediyoruz. Aynı mozaiğin Suriye'de parçalanmasını sadece izleyemeyiz. Türkiye bu coğrafyanın barışını kurabilecek güçlerden biridir" dedi.
AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş'un başkanlığında toplanan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği (AB) Başkanlığı, Türk Akreditasyon Kurumu ve AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı'nın (Türkiye Ulusal Ajansı) 2026 bütçesi, kesin hesabı ve Sayıştay raporları görüşülüyor.
CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, şöyle konuştu:
"Hatay iktidarın dış politika unsurlarından en çok ve en öncelikli etkilenen illerin başında geliyor. Çok şükür Hatay Suriye savaşının gölgesinde yaşamaktan 13 yıl sonra kurtuldu. Ancak geçiş döneminin olumsuz etkilerini yaşamaya devam ediyor. Hatay'da yaşayan Alevilerle Suriye'deki Aleviler arasında yüzyıllardır süregelen akrabalık bağları var. Bugün Suriye'de yaşanan her mezhepsel saldırı, her cinayet, her kaçırılma olayı Hatay'da bir haneye acı, bir aileye kaygı, bir kente derin bir endişe olarak yansıtmaktadır. Bu yüzden anlattıklarım sadece dış politika meselesi değil, Hatay'ı doğrudan bir toplumsal huzur meselesidir aynı zamanda.
Suriye'nin özellikle Humus bölgesinde rejim değişikliğinden sonra Alevilere yönelik sistematik hedef almalar yaşandı. Bunların dozu azalsa da tam anlamıyla bitmedi. Suriye'de insanlar, 'Alevi olduğumuz için öldürülüyoruz' diyorlar. 'Bugün Suriye'de zorunlu göçün tohumları atılıyor' diyen Aleviler var. Bu tohumu söküp atmalıyız. Suriye'de öldürülen her Alevi, Hatay'da yaşayan bir akrabanın kalbine saplanan bir acıdır. Biz Hatay'da farklı inançların bir arada huzurla yaşadığı bir kültürü temsil ediyoruz. Aynı mozaiğin Suriye'de parçalanmasını sadece izleyemeyiz. Türkiye bu coğrafyanın barışını kurabilecek güçlerden biridir."
Öneş Derici: Bu çağrıların İstanbul'dan yapılmasını nasıl kabul edebiliyorsunuz
CHP Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici, şunları kaydetti:
"Türkiye, Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği verilerine göre üst üste 11 yıldır dünyanın en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkesi. Bununla birlikte BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin 2024-2025 planlamasında Türkiye'ye ayrılan bütçe yüzde 38 azaltıldı. Yani Avrupa Birliği (AB) ve BM fonları kademeli olarak daralırken Türkiye fiilen tek başına bırakıldı. Neredeyse sadece göçü tutan ülke olarak tanımlanır hale geldi. Sonuç, başarısız bir göç yönetimi ve uluslararası alanda bu konuda Türkiye'nin neredeyse yalnız bırakıldığı gerçeği.
İngiliz Dış İstihbarat MI6 Başkanı Richard Moore görevi bırakırken İstanbul'da yaptığı konuşmasında kimlikleri gizli tutulacağı garantisiyle İngiliz istihbaratına bilgi iletilmesini istedi. Konuya ilişkin sizden hiçbir tepki göremedik. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir? Rusya için söylüyormuş gibi kılıflanmış bu sözlerle ülkemiz Rusya'ya karşı ajan cennetine mi çevrilecektir? Çok yönlü ilişkilerimizin olduğu Rusya ile ilişkilerimiz hassas bir zeminde devam ederken Rusya düşmanlığı konumuna mı geçiyoruz? Hedef kim ve hangi ülke olursa olsun, bu çağrıların İstanbul'dan yapılmasını nasıl kabul edebiliyorsunuz? Bir yandan İngiliz ajanı olduğu iddiasıyla Hüseyin Gün adlı kişi üzerinden Sayın İmamoğlu ve Tele1'e kadar uzanan akıl almaz bir casusluk senaryosu bugün başlıca gündem maddesi ama akla gelen soru şu: İngilizlerin bizim ülkemizde bu tür bir konuşma yapmalarını Türk Dışişleri olarak normal karşılıyoruz."
Bankoğlu: Ulusal ajans fonlarının dağıtımında neden şeffaflık yok?
Ulusal ajans fonlarının iktidara yakın vakıf ve derneklere verildiğini belirten CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, şunları söyledi:
"Bu sistematik bir tercih, bu siyasi bir yönlendirme, bu aslında kamu kaynaklarının adrese teslim olarak dağıtılması.Sadece iki vakıf üzerinden başlayalım. Birincisi hepimizin çok iyi bildiği bir vakıf; TÜRGEV. Bu vakfa son 4 yılda toplam 612 bin Euro hibe verilmiş. Yine TÜGVA'ya 463 bin 886 Euro para aktarılmış. Bu ikisinde bahsettiğim bu paralar sadece koordinatör olarak yaptıkları bütçeler için. Paydaş olarak verildiği bütçeler de söylendiğinde binlerce projeden ve milyonlarca Euro'dan bahsediyorum. Listede bunlar dışında KADEM var, SETA var. Mesela Tarımsal Strateji ve Politika Geliştirme Merkezi; bu arkadaşlar nehirlerin kirlenmesine üzülmüşler ve nehirleri temizlemek için çeşitli egzersiz aktiviteleri yapalım gibi dahiyane bir fikirle başvurmuşlar. Hemen de hibe çıkmış. Başkanı kim; Mehdi Eker, eski AKP'li bakan.
Bu fonlar kimlerin talimatıyla hangi kriterlerle dağıtıldı? Değerlendirme komisyonlarını kim belirliyor? Proje puanlamaları nasıl yapılıyor? Neden yıllardır hep aynı kurumlar kazanıyor? Neden bağımsız gençlik örgütleri kapıdan içeri giremiyor? Neden şeffaflık yok? Neden kamuya açıklanan raporlar yetersiz ve denetime kapalı? Sorun sadece liyakat değil, sorun siyasi bir tercihtir."
Çakırözer: Demokrasi kelimesi konuşmanızda bir kez dahi geçmiyor
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer şunları söyledi:
"Demokrasi kelimesi konuşmanızda bir kez dahi geçmiyor. Dünyada gerçek itibar müreffeh bir ülke ve peşinde koştuğunuz başarılı bir dış politika için birinci şart demokrasi ve hukuk devletidir. Demokrasi geçmiyor ama hukuktan bahsediyorsunuz; sadece üç kez. Biri Keşmir, biri Kıbrıs, biri de Irak için. Peki ya Türkiye? Türkiye'de adaletsizlik almış başını gidiyor. Kurucusu olduğumuz Avrupa Konseyi'nin temel unsuru Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Demirtaş ve Kavala kararlarını tanımıyorsunuz. Kendi anayasa mahkememizin Can Atalay, Tayfun Kahraman kararları uygulanmıyor. Tutuksuz yargılama esas olmasına rağmen Cumhurbaşkanı adayımız, parti genel başkanları, belediye başkanlarımız, gazeteciler, hak savunucuları, öğrenciler aylarca, yıllarca zindanlarda çürütülürken basın özgürlüğünde 158., organize suç yapılanmasında 183., kadın erkek eşliğinde 127. sırada diplerde olurken ülkemiz siz göğsünüzü gere gere Türkiye'nin itibarını koruyamazsınız.
Siz ne kadar umursamasanız gayret göstermeseniz de Türkiye Avrupa'nın ayrılmaz bir parçasıdır. O yüzden Avrupa Konseyi, NATO üyeliklerimiz ve AB tam üye adaylığımızdan kaynaklanan hukukumuzu bir kalemle silip yok sayamazsınız. Türkiye'nin dünyadaki itibarının göstergesi Trump'ın ikide bir sırtını sıvazlaması değil, vatandaşlığımızın yani pasaportumuzun değeridir."
Son Dakika › Güncel › 2026 Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda... Mehmet Güzelmansur: Suriye'de Öldürülen Her Alevi, Hatay'da Bir Akrabanın Kalbine Saplanan Bir Acıdır - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?