28. Arap Birliği Zirvesi Hazırlıkları

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Arap Birliği'nin iki yıldan beri yaşadığı ciddi bütçe açığı nedeniyle halkların istek ve ihtiyaçlarını karşılayacak güçte olmadığını söyledi.

Ebu Gayt, Ürdün'ün Ölü Deniz bölgesinde 29 Mart Çarşamba günü gerçekleşecek 28. Arap Birliği Zirvesi'nin hazırlıkları kapsamında Dışişleri Bakanları düzeyinde düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Arap Birliği'nin çalışmalarının finanse edilmemesinin tehlikeli sonuçlara yol açacağı uyarısında bulunarak, "Arap Birliği, iki yıldan beri yaşadığı ciddi bütçe açığının devam etmesi durumunda Arap halklarının ihtiyaç ve isteklerini karşılayamayacak duruma gelir." dedi.

Bölgede, coğrafya ve demografik değişmezlerin dahi hızlıca değişmesine yol açan sarsıcı sıkıntıların yaşandığına dikkati çeken Ebu Gayt, şunları kaydetti:

"Milletinin akıbeti için son derece hassas olan Arap vatandaşlarının endişelerini hepimiz biliyoruz. Bütün ülkelerdeki Arap vatandaşlar, kriz bölgelerinde sıkıntılar yaşayan kardeşlerinin acılarını hissediyor. Arapların kalpleri hala birbirleri için atıyor ve Araplar için Araplardan başka sığınacak yerleri yoktur. Bunun en açık örneği ise topraklarından çıkmak zorunda kalan milyonlarca insan, Arap ülkelerindeki kardeşleri tarafından cömertçe, sevgiyle ve güzelce karşılandı."

Başta Ürdün ve Lübnan olmak olmak üzere yüzbinlerce sığınmacıya kucak açan ülkelere gerekli yardımları yapma çağrısında bulunan Ebu Gayt, Arap ülkeleri dışişleri bakanlarını Suriye, Yemen ve Libya krizinin çözümü için aktif çalışmaya davet ederek, "Şu krizlerin baskısı, merkezi sorunumuz olan Filistin davasını bize unutturmamalı." ifadesini kullandı.

Moritanya Dışişleri ve İşbirliği Bakanı Isselku Veled Ahmed İzid Bih de konuşmasında, Arap ülkelerindeki mevcut sorunlar ve ülkesinin ev sahipliğini yaptığı 27. Arap Birliği Zirvesi'nde alınan kararlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi ise bölgenin kriz ve çatışmaların yaşandığı zor bir dönemden geçtiğine dikkati çekerek, "Bölgemizi güven ve istikrardan mahrum eden kriz ve çatışmaların yaşandığı zor bir dönemde toplanmış bulunuyoruz. Arap rejimleri, çöküşü durdurma ve krizleri çözme konusunda yetersiz kaldı. Bu nedenle Arap vatandaşların, Arapların ortak kurumlarının çalışmalarına olan güveni de azalmış oldu. Arapların etkin koordinasyon ve eylemlerinin yokluğu dolayısıyla başkaları iç işlerimize karışmaya başladı." diye konuştu.

Filistin davasının merkezi sorunları olduğu konusunda Arap dışişleri bakanlarının hemfikir olduğunu vurgulayan Safadi, Filistinliler üzerindeki zulmü kaldıracak iki devletli çözüm temeline dayalı bir çözümün, bölgenin güven ve istikrarı için şart olduğunu belirtti.

Suriye krizini "kanayan bir yara" olarak nitelendiren ve bunun durdurulması gerektiğini söyleyen Safadi, "Bizler, Suriye halkının isteklerini karşılamanın yanı sıra birlik, istiklal ve egemenliğini koruyacak siyasi bir çözüm bulunması konusunda hemfikiriz." dedi.

Yemen ve Libya'da da siyasi çözümler için çalıştıklarını dile getiren Safadi, terör konusunda ise "Halklarımızı korumak ve değerlerimizi savunmak için terörün kökten yok edilmesi gerekiyor. Terör sapkınlığının hezimete uğratılmasının da eğitimsizlik ve umutsuzluğu yenerek adaleti sağlamaktan geçtiğini idrak ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.