Çocuk kültürü ve okul
7. Ulusal Çocuk Kültürü Kongresi gerçekleştirildi
"Çocuk ve Okul Kültürü" adı altında gerçekleştirilen oturumda, çocukların ne istediği, eğitim alanlarının fiziki çevre düzenlemesi ve okul kültürü tartışıldı.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Tezcan Karakuş Candan'ın "Okul Kültürü: Çocuk ve Mimarlık" adlı sunum kongrede dikkat çekti. Değişik kentlerden ve Avrupa Birliği Bakanlığından gelen yetkililerinde katıldığı kongrede Çocuk ve Mimarlık çalışmalarının Okul kültürün oluşumundaki yeri ve genel çalışmalar konusunda işbirlikleri teklifi aldı
Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi ve UIA Çocuk ve Mimarlık çalışma grubu üyesi Tezcan Karakuş Candan "Okul kültürü, çocuk ve mimarlık" başlıklı sunumunda çocuk ve mimarlık çalışmaları merkezinin etkinliklerini, yaklaşımlarını paylaştı. Candan yapılan çalışmaları şu şekilde özetledi: " Çocuk ve Mimarlık Çalışmalarını 2002 yılından beri Mimarlar Odası Ankara Şubesi bünyesinde yürütüyoruz. Mimarlık kültürü , kent kültürü ve çocuk kültürünü buluşturduğumuzu bu çalışmalarda çocuklar için bizim ne tasarlayacağımızdan çok, çocukların ne istediğini paylaşmayı önemsiyoruz. Bilmediğimiz bir alan olan Çocuk alanında zorlukları A.Ü.ÇOKAUM'un desteğiyle aşıyoruz.10 yıldır yürüttüğümüz çalışmalarımız Mimarlık alanından eğitim alanına önemli bir katkıdır. Çocukların yaşadığı çevrenin kentin, kültürel mirasının farkına varması, haklarını bilmesi sorumluluk alması önemlidir. Projenin uygulanması bizler için ayrı bir deneyim oluşturuyor. Çocuklarla birlikte planlama ve tasarım süreçlerinde birlikte üretiyoruz.Onlar için değil onlarla birlikte üretiyoruz. Proje, Ankara Valiliği, Milli Eğitim Müdürlüğü,, Sivil Toplum Örgütleri, heykeltıraşlar, sanatçılar, çocuk gelişim uzmanlarıyla kolektif bir çalışmanın işbirliği olarak örnek teşkil ediyor. Çocuk ve Mimarlık projelerinin ana eksenini, çevre duyarlılığı, mimarlık ve kent kültürü oluşturuyor."
Candan Mimarlık yaşamın her alanına dokunan zengin bir kültürdür. Mimarlığı dört duvar arasına sıkıştırılmış bir yapı olarak algılanmasının çok dar olduğunu, bu çalışmalarla mimarlığın yaşamın yeniden şekillenişinde, zenginleşmesinde, sosyalleşmesinde, toplumsallaşmasında, doğayla uyum içinde olmasında önemli bir kaynak olduğunu, Çocukları mimarlığın yaratıcı ve dönüştürücü gücüyle buluşturduklarını kaydetti. Candan çocukların katılımıyla, yaşadığı mekana dair söz sahibi olan ,çözüm üreten, özgüvenli, odaklanan, çevresine duyarlı,sorgulayan ekip çalışmasını bilen yaratıcılığının sınırlarını zorlayan nesiller yetiştiğini dile getirerek, Çocuk ve Mimarlık Çalışmaları Okul içerisinde başka bir okul olma özelliğini taşımaktadır dedi.
Yetişkinleri çocukları özgür bırakmaya davet eden Candan "Okullarda yapılan bütün çalışmalarda çocuğun dile getirdiği şey, daha fazla özgürleşmek, eğitimi yeşil alan içerisinde almak, uygulayarak öğrenmek" olduğunu ifade ederek "Kaynağımız çocuk, kaynağımız mimarlık ikisi de yaratıcı, ikisinin yaratıcılığı muazzam bir çalışma ortaya çıkartıyor. Çocuklar için okul farklı bir mekan olmalı, dört duvar la sınırlandırılmayan, hareketli, dokunarak, hissederek, yaparak , oynayarak öğrenmek,doğayla ilişkisini mekansal olarak geliştirmek çocuğun isteklerinin ifadesi ,Çocuklar ne istediğini biliyor yeter ki yetişkinler onları bir kalıba sokmaya çalışmasın rahat bıraksın" dedi..
Mahalle okulu kavramının kalmadığını ifade eden Candan, servisle okula ulaşan çocukların çevrelerinin ve kentin farkında olmadığını sözlerine ekledi.
Çocuklar bahçeli ev istiyor
Candan çocuklara oyunlarla öğrettiklerini, çocukların oyunları sevdiği için, çalışmalarını oyun üzerinden yürüttüklerini belirterek, "Çocuklar sınıf dışında farklı mekânlarda özgürleşiyor, oynayarak bir işi yaptığında o iş için sorumluluk alıyor. Bir mimar proje yapar jüriye çıkar anlatır, çocukların yaptıklarınız bize ve arkadaşlarına anlatıyorlar, paylaşıyorlar, özgüvenleri gelişiyor. 1607 çocukla yaptığımız bir çalışmamız var, Okulunuzdaki en önemli üç sorunu soruyoruz, çocuklar genelde kirlilik olarak yanıtlıyorlar. Bakımsız ve kirli olduğunu söylüyorlar, okulu mekân olarak görmüyorlar. Bu araştırmada şöyle bir sonuçla da karşılaştık, çocukların % 77,5'i apartmanda yaşıyor ve % 87,6'sı bahçeli bir evde yaşamak istiyor. Mahalle okulu kavramı kalmadığı için, çocuk okula yürüyerek gidemediği çoğu servisle gittiği için kenti tanımıyor. Eğer çocuk okula yürüyerek gidiyorsa, çevreyi tanıyor, daha duyarlı ve kente karşı daha sorumluluk sahibi oluyor. Çocuklar aslında ne istediklerini biliyor ama biz onlara başka bir kültür dayatıyoruz." Şeklinde konuştu.
7. Ulusal Çocuk kültürü kongresi Yrd. Doç. Dr. Duygu Gökçe'nin ve Tülin Şener'in okuduğu bildirilerle son buldu.
Son Dakika › Güncel › 7. Ulusal Çocuk Kültürü Kongresi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?