Avrupa Birliği Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Burak Erdenir, "AB bütün krizlerine, sorunlarına rağmen, dünyanın en müreffeh, en demokratik coğrafyalarından birisi. Kendisine çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşma hedefi koymuş bir ülkenin de ancak bu süreçte yer alması gerekir" dedi.
Erdenir, bir otelde gerçekleştirilen, Avrupa Kıyı Bölgeleri Konferansı Genel Kurulu (CPMR) açılış oturumunda, Türkiye'nin AB sürecinin 50 yılı aşkın bir süreci içerdiğini söyledi.
Özellikler soğuk savaş dönemine kadar Türkiye'nin AB'yi ekonomik, AB'nin de Türkiye'yi güvenlik açısından gördüğünü belirten Erdenir, şöyle konuştu:
"Türkiye'de AB 2000'li yıllara kadar demokratikleşme ve siyasi reform süreci olarak algılanmadı. Halbuki Yunanistan'da, Portekiz'de, İspanya'da bu süreç ülkenin iç dönüşümü, siyasi ve sosyal dönüşüm unsuru olarak algılandı. Bu farklılık bizden, AB'den ve konjonktürel nedenlerden kaynaklanabilir ama bu böyle bir gerçek 1999'da adaylık statüsü aldıktan sonra ciddi anlamda bir demokratikleşme sürecine katkısı olan AB süreci, 2004-2005'te biliyorsunuz müzakereler başlıyor fakat müzakerelerde istediğimiz noktada değiliz."
Erdenir, müzakerelere Türkiye'nin Hırvatistan'la başladığını, bu ülkenin geçen yıl üye olduğunu ancak Türkiye'nin katılım sürecinin ciddi sıkıntılarla devam ettiğini vurguladı. 35 müzakere başlığının ne yazık ki siyasi blokajlar nedeniyle kilitlendiğini, bunun dışında vize sorunuyla mücadele edildiğini dile getiren Erdenir, " Güney Kıbrıs'ın AB'ye üye olması sonrasında Kıbrıs sorunu da Türkiye'nin AB sürecinin bir parçası oldu" diye konuştu.
"Kriz dönemlerinde AB'nin kıymeti ortaya çıkıyor"
Erdenir, AB sürecinin kolay olmadığını söyledi. Bu kadar sıkıntı varken Türkiye'nin bu süreci neden devam ettirdiğini soran Erdenir, şöyle devam etti:
"AB ülkeleri krizlerle boğuşuyorsa, mali krizleri varsa neden Türkiye AB'ye girmek istiyor. Türkiye'nin kuruluş felsefesi çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmak, Atatürk'ün işaret ettiği bir hedef. Bu hedefin somutlaştığı bölge olarak AB'yi görüyoruz. AB bütün krizlerine, sorunlarına rağmen, dünyanın en müreffeh, en demokratik coğrafyalarından birisi. Kendisine çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşma hedefi koymuş bir ülkenin de ancak bu süreçte yer alması gerekir. AB'nin 2000 yıllarından sonra demokratikleşme sürecine çok katkısı oldu. Özellikle kriz dönemlerinde AB'nin kıymeti ortaya çıkıyor."
Erdenir, kriz dönemlerinde, dış politika anlamında da AB'nin değerinin anlaşıldığını dile getirdi. Türkiye'nin kolay bir coğrafyada yaşamadığını, etrafında diktatörlükler olduğunu ifade eden Erdenir, şunları kaydetti:
"Taliban tarzı yönetimler etrafımızda çıkmaya başladı. Böyle bir coğrafyada terör sorunuyla ciddi biçimde uğraşırken, güvenlik, özgürlük ikilemindeki bir ülkenin demokratik çabasını gözardı etmemek lazım. Türkiye'nin hem Müslüman hem de batılı kimliğiyle bu süreçte yer alması, doğu toplumları için de büyük bir fırsattır."
Vali Şahin'e "atom karınca" benzetmesi
Oturumun başkanlığını yapan Edirne Vali Yardımcısı ve CPMR'nin Balkan ve Karadeniz Bölgesel Komisyonu Başkanı Dr. Ayhan Özkan daha sonra söz sırasını Vali Dursun Ali Şahin'e vereceği sırada, aday memurluk döneminde Şahin'in tecrübelerinden çok yararlandığını söyledi.
Vali Şahin'e çalışkanlığı ve hareketliliği nedeniyle toplumda "atom karınca" benzetmesi yapıldığını belirten Özkan, "Değişik ilçe ve illerde kaymakam, vali yardımcısı ve vali olarak bulundunuz ve performansınız nedeniyle toplumda 'atom karınca' olarak anıldınız. Biz sizin atom karıncalığınızı Edirne'de göreceğimize inanıyoruz. Özellikle CPMR çalışmalarında da görmek istiyoruz" diye konuştu.
Edirne Valisi Şahin de CPMR üyelerini Edirne'de ağırlamaktan mutluluk duyduğunu söyledi.
Devlet görevlilerinin, bulundukları görevlere çalışmak için getirildiğini belirten Şahin, kendisinin de mesleki yaşamında hep üretmeye çalıştığını aktardı.
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ise Edirne'nin tarihi ve kültürel özellikleriyle dünyanın en önemli şehirlerinden biri olduğunu söyledi.
CPMR'nin üyesi ülkeler ve bölgeleri için çok önemli bir kuruluş olduğunu ifade eden Gürkan, Ekmekçizade Ahmetpaşa Kervansarayı'nın CPMR'nin katkılarıyla restore edildiğini anımsattı.
CPMR Genel Sekreteri Eleni Marianou da kuruluşun çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Genel kurul daha sonra diğer oturumlarla devam etti.
Edirne İl Özel İdaresinin 3 Temmuz 2001'de üye olduğu Avrupa Kıyı Bölgeleri Konferansı, 1973 yılında kurulmuş bir sivil toplum kuruluşudur. Merkezi Fransa'da bulunan bu kuruluşa 28 ülke ve 160 bölge üyedir. CPMR'nin amacı, bölgesel ve ekonomik kalkınma politikaları alanında Avrupa'nın kıyı bölgelerinin çıkarlarını korumak üzere AB'nin politik karar mekanizmaları ve kurumları nezdinde sözcülük ve lobicilik yapmak, AB'nin ekonomik gelişimine katkı sağlamaya yönelik entegre bir denizcilik politikası geliştirmektir.
Son Dakika › Güncel › Vali Şahin'e 'Atom Karınca' Benzetmesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?