Son yıllarda özellikle Amerika'da yaygın olarak kullanılan ve Türkiye'de de yeni uygulanmaya başlayan proloterapi, hastanın kendi kanıyla uygulanan ve bu sebeple yan etkisi olmayan bir yöntem olarak biliniyor.
Uzmanlara göre, proloterapi, eklem çevresindeki ligaman ve tendonlara iyileşmeyi uyaran özel solüsyonların enjeksiyonudur (iğne ile sıvının verilmesi). Özel solüsyonların içeriği amaca göre değişmekle birlikte hipertonik dekstroz (konsantre şekerli serumlar), ısırgan ekstresi, lidokain (ağrı kesici ilaçlar), ozon, balık karaciğeri yağı, PRP (konsantre pıhtılaşma hücreleri), kemik iliği ve yağ kökenli kök hücreleri içerebiliyor. Proloterapi yönteminde hastanın kendi kanından 100-150 cc yani bir çay bardağı kadarı alınarak özel bir işlemden geçiriliyor. Trombositten zengin plazma PRP (PLATELET RİCH PLASMA) kısmı alınarak tedavi edilmek istenen bölgelere enjekte ediliyor. Bu bölgenin hücrelerini aktive eden büyüme faktörü (iyileştirici, tamir edici) kolejen sentezini artırarak dokunun iyileşmesini sağlıyor.
Romatem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastaneleri'nde görev yapan Prof. Dr. Güneş Yavuzer; "Enjeksiyonlar hastanın durumuna ve verilen solüsyona göre 3-6 haftada bir, toplam 3-10 kez yapılabilir. Etkisini ilk bir-iki uygulama sonrasında hücre çoğalması ve yenilenmesini uyararak göstermeye başlar. İnsan vücudunda yaralanmaları tedavi etmek için doğal olarak bulunan büyüme faktörlerini uyaran proloterapi uygulamaları sadece ağrı kesici değil tedavi edicidir. Günü kurtarmak değil geleceği garantilemek amaçlanır. Ligaman ve tendonların güçlenmesi, eklem kıkırdağının onarılması ile kas iskelet sistemi kökenli ağrılar geçer, hareketler rahatlar, yaşam kalitesi artar" dedi.
Prof.Dr. Yavuzer, tedavinin başarısının doğru hasta seçimi ve uygulayıcının tekniği ile ilgili olduğunu söyledi. Proloterapi konusunda eğitim almış uzman hekimlerce yapılan uygulamalarda eklem çevresi ligaman ve tendonlarda iyileşme olduğu, eklem içi kıkırdağın onarıldığına dair bilimsel kanıtlar bulunduğunu anlatan Yavuzer, şöyle konuştu: "Dünyada 75 yıldır uygulanan bir yöntem olmakla birlikte ülkemizde yeni başladı. Proloterapi ligaman, tendon ve kıkırdak hasarı, aşırı esneklik ve bölgesel ağrılar ile seyreden kronik mekanik bel ağrıları, ayak-ayak bileği, diz, omuz, kalça ve sakroiliak eklem ağrıları, kireçlenmeler, fibromyalji, tenisçi dirseği, tendinit, entesit, menisküs lezyonu ve kondromalazilerde kullanılabilir."
Uygulamanın herhangi bir yan etkisi olmadığını belirten Prof. Dr. Güneş Yavuzer; sözlerini şöyle sürdürdü: "Proloterapi uygulamaları sırasında görülebilecek istenmeyen durumlar enjeksiyon yerinde ağrı, hassasiyet, kanama ve morarma ile sınırlıdır. Kullanılan solüsyonlara karşı alerji gelişebilir. Çok nadir olgularda ligaman, tendon, sinir hasarı, enfeksiyon, baş ağrısı ve pnömotoraks bildirilmiştir"
'AMELİYATTAN KORKAN VE YAŞI İLERLEMİŞ İNSANLAR İÇİN BULUNMAZ BİR NİMET'
Prof. Dr. Yavuzer'in 71 yaşındaki hastası Zeynep Rüveyda Demirsoy ise; "Belimde fıtıktan dolayı ağrılar ve boynumda kireçlenme vardı. Ayrıca, dizlerimde geçirdiğim ameliyata bağlı geçmeyen ağrılar oluyordu. Öyle ki yürürken dizlerime bıçak saplanır gibi ağrı çekiyordum. Bu tedaviye Nisan ayında başladım. Şuanda gayet sorunsuz yürüyebiliyorum. Kullandığım ağrı kesicileri bu sayede bıraktım" dedi.
"Ağrılarımın ilacının kendi kanımda olduğunu tahmin etmemiştim" diyen Demirsoy; bu tedavinin özellikle ameliyattan korkan ve kendisi gibi yaşı ilerlemiş insanlar için bulunmaz bir nimet olduğunu sözlerine ekledi. - İSTANBUL
Son Dakika › Güncel › Ağrılarının İlacı Kendi Kanı Oldu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?