AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile hain temizliğine başladıklarını belirterek, "FETÖ/ PDY ile irtibatı bulunan 35 sağlık kuruluşunu, bin 45 eğitim kuruluşunu, 104 vakıf ve bin 125 derneği, 15 üniversiteyi, 29 sendika, federasyon, konfederasyonu diğer bir deyişle ajan yuvalarını, hain yuvalarını kapattık. Kamuda benzeri bir temizliği başlattık ve devam ediyoruz. Yargıda, yine bu Haşhaşileri tek tek tespit ettik, meslekten çıkarıyoruz." dedi.
Yıldırım, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Darbe girişimi sonrası olağanüstü tedbirlerin alınmasının mecburiyet haline geldiğini vurgulayan Yıldırım, bu açıdan TBMM'nin 3 aylığına OHAL çıkardığını belirtti.
OHAL'in millete değil kendilerine, Hükümete, devlete ilan edildiğini söyleyen Yıldırım, "Bu darbe girişimini yapanlar, onların destekçilerinin tamamen ortaya çıkarılması, hesapların sorulması ve milletin iradesine karşı girişilen bu hainliklerin sona ermesi için biz kendimize olağanüstü hal ilan ettik. Millet serbest, istediğini yapmaya devam etsin." diye konuştu.
Yıldırım, milletin, yapması gerekeni 15 Temmuz gecesi yaptığını belirtti.
OHAL'e ilişkin eleştirilerin, kaygıların ne kadar yersiz olduğunun yaşanarak görüldüğünü aktaran Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"En küçük bir hukuksuzluğa asla ve asla müsaade etmedik ve etmeyeceğiz. En küçük bir hak ihlaline, özgürlük ihlaline katiyen müsamaha göstermeyeceğiz. Bir yandan devletimizi, milletimizi, hukuku, demokrasi ve özgürlükleri muhafaza ediyor, yani devleti dimdik ayakta tutuyor, bir yandan da kararlı bir şekilde devlet içerisine nüfuz etmiş bu mikropları tek tek temizliyoruz. Çıkardığımız 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işte bu virüs temizliğini, hain temizliğini başlattık. Bu bağlamda FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatı bulunan 35 sağlık kuruluşunu, bin 45 eğitim kuruluşunu, 104 vakıf ve bin 125 derneği, 15 üniversiteyi, 29 sendika, federasyon, konfederasyonu, diğer bir deyişle ajan yuvalarını, hain yuvalarını kapattık. Kamuda benzeri bir temizliği başlattık ve devam ediyoruz. Yargıda, yine bu Haşhaşileri tek tek tespit ettik, meslekten çıkarıyoruz."
Başbakan Yıldırım, darbe girişiminin soruşturulması için de yargının ve kolluğun çalışmalarını kolaylaştıracak düzenlemeleri gerçekleştirdiklerini söyledi.
İkinci Kanun Hükmünde Kararname ile TSK içinde de kapsamlı bir temizlik hareketi başlattıklarını dile getiren Yıldırım, kuvvet komutanlıkları içerisinde terör örgütü ile bağlantılı bin 684 subay ve astsubayın orduyle ilişiğinin kesildiğini aktardı.
Terör örgütü ile bağlantılı yayın kuruluşlarının faaliyetlerine son verildiğini, 15 Temmuz şehitlerinin yakınlarına, gazilere çeşitli haklar getirildiğini ifade eden Yıldırım, "15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle şehit olan kardeşlerimizin yakınlarına, gazilerimize terörle mücadelede tanınan hakların tamamını sağladık. Ancak vatandaşlarımızdan yoğun talep gelmesi üzerine şehitlerimizin yakınları ve gazilerimiz için bir bağış kampanyası başlattık. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının takip ettiği bu bağış kampanyası kapsamında Ziraat, Halk, Vakıf bankaları ve katılım bankalarından açılan hesaplara bütün vatandaşlarımız bağışlarını yapabilirler." değerlendirmesinde bulundu.
Vatandaşlara da gösterdikleri hassasiyetten dolayı teşekkür eden Yıldırım, şehit yakını ve gazilerle ilgili alınan başka bir karara işaret ederek, emeklilik ikramiyesine hak kazananlara bu ikramiyelerinin artırılarak ödenmesini sağladıklarını, devlette istihdam imkanı getirdiklerini kaydetti.
"Bu düzenlemeler TSK'yı zayıflatmayacak, daha güçlendirecek"
Başbakan Yıldırım, KHK ile en büyük ve en köklü düzenlemeleri Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde yaptıklarını belirterek, şunları söyledi:
"Bu düzenlemeler, altını çizerek ifade ediyorum, Türk Silahlı Kuvvetlerimizi zayıflatmayacak, tam aksine daha güçlü, her türlü tehdide düne göre daha da hazırlıklı hale getirecektir. Çünkü dünyada tehdit şekilleri değişiyor, tehdit öncelikleri değişiyor, bu değişen yakın, orta, uzun vadeli tehditlere karşı silahlı kuvvetlerin yeniden yapılanması ve hazır hale gelmesi, bütün enerjisini asli işlerine harcaması geleceğimiz için, ülkemizin güvenliği için, bölge güvenliği için olmazsa olmazdır."
TSK'nın insanlık tarihinin en eski, en güçlü, en köklü kurumlarından, ordularından biri vurgulayan Yıldırım, mazisinin zaferlerle dolu olduğunu söyledi.
1071'de Malazgirt'te destan yazan, Haçlıları Anadolu'da durduran, Selahaddin Eyyubi önderliğinde Kudüs'e giren, İstanbul'u fetheden, Çanakkale'yi, Kut'ül Amare'yi ve daha nice zaferi tarihe yazan ordunun Kurtuluş Savaşı'nı gerçekleştirdiğini, Cumhuriyet'e giden yolu açtığını, bağrından Gazi Mustafa Kemal'i çıkardığını anlatan Yıldırım, ordunun, "Peygamber Ocağı" olarak nitelendirildiğine işaret etti.
"Hiçbir darbeci Atatürkçü değildir"
Türk milletinin asırlardır Mehmetçiğe büyük önem verdiğini söyleyen Yıldırım, Anadolu'daki her evde en az bir şehit ve bir gazi bulunduğunu aktardı. Ordunun siyasetten ayrı tutulması gerektiğine dikkati çeken Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim ordumuz Balkan Savaşları'nda kendi iç meseleleri yüzünden büyük bir tahribat yaşadı. Tıpkı bugün olduğu gibi. Alt rütbeli subay, astsubaylar, üst rütbeli subaylara, verdikleri emirleri tutmamakla büyük bir hezimet yaşattı. Osmanlı Devleti'nin özellikle son dönemi, ordunun siyasete müdahale ettiği bir dönem olmuştur. Gazi Mustafa Kemal, ordunun siyasete karışmasının ne kadar büyük bir yanlış olduğunu görmüş, daha en baştan bu ilişkiyi sağlam bir temele oturtmuştur. Gazi Mustafa Kemal, 22 Nisan 1920'de yani Meclis açılmadan bir gün önce bütün sivil ve askeri makamlara bir talimat gönderiyor. Ne diyor, 'Allah'ın lütfuyla Nisan'ın 23. günü Büyük Millet Meclisi açılarak çalışmaya başlayacağından o günden itibaren askeri ve sivil bütün makamlarla, bütün milletin tek merci TBMM olacaktır.' Askeri ve sivil, hepsinin üzerinde bu çatı var. İşte bu Meclis, 1920'den beri birçok darbe gördü ama hiçbir darbede bomba görmedi, bu hainler onu da yaptılar, bu Gazi Meclis'i bombalarla yok etmeye çalıştılar ama sonunda Meclis dimdik ayakta, onlar yok oldu gittiler. Atatürk'ün açtığı ve askeri makamların üzerinde bir merci olarak gördüğü Meclis'i kapatan hiçbir asker, bu ordunun askeri olamaz, hele hele o Meclis'i bombalayan, bombalama emrini veren, onlarla bu hareketin içinde olan hiç kimse, bu ordunun askeri değildir, bu milletin evladı da değildir, bu vatan toprağının ferdi de değildir."
Her darbenin, darbe teşebbüsünün en başta Mustafa Kemal'in hatırasını, onun açılışına öncülük ettiği Millet Meclisi'ni yaraladığını aktaran Yıldırım, "Hiçbir darbeci Atatürkçü de değildir, Kemalist de değildir, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir mensubu, hatta bu ülkeye de ait değildir." dedi.
Başkan Yıldırım, düzenlemelerle orduya sızan teröristleri tek tek temizlediklerini ve orduyu kendi kökleri, öz ruhuyla buluşturduklarını kaydetti.
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › AK Parti TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?