GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Genel Direktörü Guy Ryder,'in Şanlıurfa'daki mülteci kampını ziyaretinden detaylar
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Genel Direktörü Guy Ryder ile röportaj "Avrupa'nın Türkiye'den ders alması gerekir"
ILO Genel Direktörü Ryder:
"Uluslararası toplumun mülteci krizine, özellikle de Suriye kökenli mültecilere cevap konusunda yetersiz kaldığını söyleyebilirim. Avrupa'nın mülteci krizi konusunda hala ortak bir tavır belirleyememiş olmasını çok trajik buluyorum ve çok büyük bir başarısızlık olarak görüyorum. Avrupa'nın bu konuda alması gereken dersler var. Ders alabileceği ülkeler arasında 'açık kapı' politikasıyla Türkiye var"
"Umuyorum ki Dünya İnsani Zirvesi, mülteci krizi konusunda daha iyi bir sonuca yol açacaktır, uluslararası toplumların tutumunda çok köklü bir değişikliği de beraberinde getirecektir. Mültecilerle ilgili, olması gereken, ideal tablodan çok uzağız. Olması gereken bir paradigma değişikliğidir. Umarım zirve, bu paradigma değişikliğinin gelmesini sağlayacaktır"
SEMRA ORKAN - Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Genel Direktörü Guy Ryder, uluslararası toplumun özellikle Suriye kökenli mülteci krizinde yetersiz kaldığını belirterek, "Avrupa'nın mülteci krizi konusunda hala ortak bir tavır belirleyememiş olmasını çok trajik buluyorum ve çok büyük bir başarısızlık olarak görüyorum. Avrupa'nın bu konuda alması gereken dersler var. Ders alabileceği ülkeler arasında 'açık kapı' politikasıyla Türkiye var." dedi.
Türkiye'deki Suriyeli mültecilere iş imkanı sağlanmasıyla ilgili AA'ya değerlendirmede bulunan Ryder, Şanlıurfa'daki mültecileri ziyaret ettiğini, onların iş edinmelerini sağlamak için yerel yetkililer, sendika ve işverenlerle görüştüklerini söyledi.
Mültecilerin iş edinememelerinin önlerindeki en büyük engel olduğunu dile getiren Ryder, mültecilerin topluma kabulünde iş sahibi olmalarının önemli bir gösterge olduğunu kaydetti.
Guy Ryder, dünyadaki tüm mültecilerin isteklerinin aynı olduğuna dikkati çekerek, "Hepsi öncelikli olarak emniyetli bir şekilde evlerine dönmek, çocukları için eğitim ve çalışma imkanı istiyor. Çünkü kendilerine ev sahipliği yapan topluma bir katkı da bulunmalarının yanı sıra hayatlarına bir anlam ve amaç yüklemek istiyorlar." diye konuştu.
ILO olarak, mültecilerin çalışma şansı elde etmelerini çok önemsediklerini ve Suriyeli mülteciler gelmeye başladığı andan itibaren Türkiye ile iletişime geçtiklerini ifade eden Ryder, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önce doğru politik çerçeveyi oturtmalıyız. Mülteciler hakkında çok ciddi bir bilgi ihtiyacı var. Şuan kaç kişiler, becerileri nelerdir, buraya gelmeden önce ne iş yapıyorlardı, yetkin oldukları alanlar nedir? Bunların tespit edilmesi gerekiyor. Yerel yönetimler, istihdam ajansları ve kuruluşların da kapasitesinin geliştirilmesi gerekiyor. Mülteciler için eğitim faaliyetlerimiz var. Şanlıurfa ziyaretimizde bunları yerinde görme imkanım da oldu. Aynı zamanda bir farkındalık da oluşturmalıyız. Bütün aktörlerin belli bir farkındalık seviyesine ulaşıp, sürece dahil edilmesi çok önemli. Farkındalık konusunda eksik gördüğüm bir konuyu paylaşmak isterim; Ocak sonunda Türk hükümeti mültecilere çalışma izni verilmesiyle ilgili bir yönetmelik çıkardı. Oysa mültecilerin çoğu bunun farkında değil. Bilmiyorlar böyle bir iznin olduğunu. Kamplarda kendileriyle konuştuğumuzda da farkında olmadıklarını gördük. Tabi ki bilgilenmek istiyorlar. Bizlere çok fazla sorular sordular. Bu konuda yerel yönetimlerin bilgilendirilmesinin mültecilere katkısı olacaktır."
- "Dünya İnsani Zirvesi çok iyi bir zamanda gerçekleşiyor"
Ryder, Türkiye'nin mültecilerle çalışma izni vermesiyle ilgili tutumuna ILO ve uluslararası toplumun çok olumlu yaklaştığına vurgu yaparak, mülteci krizindeki sorumluluğun coğrafi bir tesadüfle belirlenmemesi ve Suriye'ye en yakın ülke diye sorumluluğun büyük bölümünün Türkiye'nin üzerinde kalmaması gerektiğini kaydetti.
İstanbul'da Dünya İnsani Zirvesinin düzenlenmesinin en önemli nedeninin de bu olduğunu aktaran Ryder, "BM Genel Sekreteri, uluslararası topluma ortak sorumluluğu üstlenmek konusunda çok kuvvetli bir çağrıda bulunacak. Çünkü bu iki ya da üç ülkenin değil, dünyanın taşıması gereken bir sorundur. Türkiye'nin Dünya İnsani Zirvesine İstanbul'da ev sahipliği yapıyor olması da bu sorumluluk çağrısını yansıtmak için çok önemli bir fırsat. Zirve çok da iyi bir zamanda gerçekleşiyor." şeklinde konuştu.
Guy Ryder, ILO olarak Şanlıurfa ve Gaziantep'te yerel yönetimlerle çalışıp, mültecilerin eğitilmesi ve farkındalıklarının artması için faaliyetlerde bulunduklarını belirterek, amaçlarının bu eğitim faaliyetlerini daha geniş kitlelere yaymak olduğunu söyledi.
ILO'nun Türkiye ile mülteciler için ortak bir çaba içinde olduklarını aktaran Ryder, "Mülteciler konusunda sürece sadece Türkiye'yi değil, diğer ülkeleri de dahil etmeliyiz. Böylelikle bu küresel krize daha etkili bir cevap verebiliriz. Yerel halk ile de iletişim halinde olmak, yapacağımız işlerin kilit noktası. Çünkü mültecilere ev sahipliği yapan topluma, gösterdikleri cömertlik ceza veya dezavantaj olarak dönmemeli. Doğru iş ve büyüme stratejileri geliştirilerek, doğru yatırım teşvikleri sağlanarak hem mültecileri hem de onlara ve sahipliği yapan topluma fayda sağlayacak şekilde bir yol izlenmeli. Bizim genel çerçevemiz de zaten bu şekilde." değerlendirmesinde bulundu.
Ryder, Dünya İnsani Zirvesi'nden büyük bir beklentisi olduğunu ifade ederek, dünyanın bu zirveye gerçekten ihtiyacı olduğunu çünkü dünyada hiç olmadığı kadar çok mültecinin bulunduğunu anlattı.
Dünya genelinde ağır çatışmaların yaşandığını ve bu olaylarda ciddi insan hakları ihlallerinin görüldüğünü dile getiren Ryder, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşte zirveye bütün bunlardan dolayı ihtiyaç var. BM Genel Sekreteri görevinin son yılında çok kuvvetli bir gündem oluşturmak istiyor, özellikle insani konularda, zirveye çok ciddi bir eylem gündemi taşıyacak. Çatışmaların önlenmesinde daha iyi tavır alınması gerektiği yönünde bir mesaj verecek. Bu konuda küresel bir liderlik çağrısında bulunacak. Aynı zamanda insani haklara yeni bir yaklaşım çağrısında da bulunacak. 'İnsanlığımızı hatırlayalım' şeklinde bir çağrısı olacak. Küresel kalkınma stratejileri geliştirilirken hiç kimsenin geride kalmaması yönünde de çağrıda bulanacak. Harran'da ziyaret etiğim 13 bin mülteci çok iyi kabul edilmişler, onlara çok iyi bakılıyor ama onların aynı zamanda bir geleceğinin olması lazım, geride bırakılmaması lazım. İnsanlara yatırım yaparak onların hayatını değiştirmeliyiz. BM Genel Sekreteri de konuşmasında bunlara değinecek. Bu anlamda zirve çok büyük anlam taşıyor. İnsanlık tarihinde daha önce böyle bir dram yaşamamıştık. Zirvenin başarısı iki gün boyunca yapılacak konuşmalarla değil, o konuşmaların doğuracağı eylemlerle ölçülecektir."
-"Mültecilerle ilgili olması gereken ideal tablodan çok uzağız"
Suriye'deki çatışma durumunun ortadan kaldırılması gerektiğini vurgulayan Ryder, uluslararası kamuoyunun bu savaşı durdurmak noktasında çok geç kaldığını belirtti.
Dünyada savaşlar nedeniyle yerinden yurdundan olmuş 60 milyon insan olduğuna dikkati çeken ILO Genel Direktörü Guy Ryder, şöyle devam etti:
"Bu rakam 2. Dünya Savaşından bu yana, hatta onda bile görmediğiniz bir rakam. Ayrıca uluslararası toplumun mülteci krizine, özellikle de Suriye kökenli mültecilere cevap konusunda yetersiz kaldığını söyleyebilirim. Avrupa'nın mülteci krizi konusunda hala ortak bir tavır belirleyememiş olmasını çok trajik buluyorum ve çok büyük bir başarısızlık olarak görüyorum. Avrupa'nın bu konuda alması gereken dersler var. Ders alabileceği ülkeler arasında 'açık kapı' politikasıyla Türkiye var. Umuyorum ki Dünya İnsani Zirvesi mülteci krizi konusunda daha iyi bir sonuca yol açacaktır. Uluslararası toplumların tutumunda çok köklü bir değişikliği de beraberinde getirecektir. Mültecilerle ilgili, olması gereken, ideal tablodan çok uzağız. Olması gereken bir paradigma değişikliğidir. Umarım bu zirve de bu paradigma değişikliğinin gelmesini sağlayacaktır."
Son Dakika › Güncel › Avrupa'nın Türkiye'den Ders Alması Gerekir' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?