Avrupa Ülkeleri, Göçmenleri Çöllere Göndermeye Destek Oluyor

Amerikan Washington Post (WP) gazetesinin özel haberine göre, Avrupa ülkeleri, Kuzey Afrika ülkelerinin, Avrupa'ya ulaşma amacıyla yola çıkan göçmenleri çöllere göndermesine destek oluyor.

WP, Hollanda merkezli araştırmacı gazetecilik kuruluşu Lighthouse Report ve uluslararası medya kuruluşlarıyla, Afrika'dan Avrupa'ya göçmeye çalışan insanlara ve buna yönelik Avrupa ülkelerinin politikalarına dair ortak çalışma yürüttü.

Gazeteye göre bu çalışma, Avrupa Birliği (AB) ve çeşitli Avrupa ülkelerinin, Kuzey Afrika'daki hükümetleri, on binlerce göçmeni alıkoymaları ve başta çöller olmak üzere ücra bölgelere göndermeleri için nasıl desteklediğini ve finanse ettiğini gösteriyor.

Çalışmada faydalanılan kayıt ve röportajlar, Avrupa fonlarının, bölgedeki "insan hakları ihlallerine karışan birimler" için personel eğitimi ve ekipman alımında kullanıldığını ortaya koyuyor.

Göçmenler, Kuzey Afrika'nın en elverişsiz bölgelerine itilerek aç ve susuz bırakılıyor, kaçırılmaya, işkenceye, cinsel istismara hatta ölüme terk ediliyor.

Öte yandan görüntülere, teyit edilmiş görsellere, göçmen ifadelerine ve yetkililerle yapılan görüşmelere göre Moritanya, Fas ve Tunus'ta yerel güvenlik güçleri, Avrupa ülkeleri tarafından sağlanan araçlarla, siyahi göçmenleri sokaklardan topluyor veya gözaltı merkezlerinden uzak bölgelere taşıyor.

AB göçü durdurmak adına 2015-2021 yıllarında Tunus, Fas ve Moritanya'ya 400 milyon avro fon sağlarken, buna ek olarak "AB'nin fonlama sistemindeki şeffaflık eksikliği" nedeniyle hesaplanması ve takip edilmesi güç olan onlarca projeyi de finanse etti.

Alman federal polisi 2015-2023 yıllarında 449 personel görevlendirdi ve yaklaşık 4 bin Tunuslu ulusal muhafızı eğitmek için 1 milyon avrodan fazla para harcadı. Tunus'ta ayrıca, Avusturya, Danimarka ve Hollanda tarafından finanse edilen 9 milyon avroluk bir sınır yönetimi eğitim merkezi açıldı.

Libya'daki Birleşmiş Milletler Destek Misyonu ve insani yardım kuruluşlarına göre, Tunus'tan Libya sınırına bırakılan ya da sınır dışı edilen en az 29 kişinin öldüğü, onlarcasının da kayıp olduğu bildirildi.

"Gerçek şu ki Avrupa devletleri kirli ellere sahip olmak istemiyor"

Jean Moulin Lyon 3 Üniversitesinde insan hakları ve hukuk uzmanı olan Marie-Laure Basilien-Gainche, konuya ilişkin WP'ye yaptığı açıklamada, "Gerçek şu ki Avrupa devletleri kirli ellere sahip olmak istemiyor. İnsan hakları ihlallerinden sorumlu tutulmak istemiyorlar. Yani bu ihlalleri üçüncü devletlere yaptırıyorlar. Ama uluslararası hukuka göre sorumlular." değerlendirmesinde bulundu.

WP'ye konuşan 25 yaşındaki Ganalı göçmen Lamine, 2023'ün başından bu yana Fas'ın başkenti Rabat'ta defalarca gözaltına alınıp dövüldüğünü, ardından elinde Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinden mülteci belgesi olmasına rağmen Fas güçlerince iç bölgelere gönderildiğini aktardı.

Kamerunlu 38 yaşındaki göçmen Francois ise, Avrupa'ya ulaşma umuduyla Tunus kıyılarından aşırı kalabalık teknelerle 4 kez yola çıktığını ve hep yakalanarak karaya gönderildiğini anlattı.

Francois, eli silahlı güvenlik güçleri tarafından eşi ve üvey oğluyla birlikte diğer göçmenlerin de bulunduğu kamyonetlere bindirildiklerini dile getirdi.

Bu araçlarla Cezayir sınırına getirilmelerinin ardından güvenlik güçlerinin, kendilerinden sınırı geçmelerini istediğini kaydeden Francois, sınıra yaklaşınca da Cezayir güçlerinin uyarı ateşi açtığını bu yüzden de Tunus'a geri dönmek zorunda kaldıklarını ifade etti.

Francois, yanlarında hamile kadınların da bulunduğunu ve 9 gün boyunca aç şekilde yürümek durumunda kaldıklarını söyledi.