Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Said-i Nursi'nin, Isparta Barla'da uzun yıllar sürgünde yaşadığını hatırlatarak, " 28 Şubat'ta darbecilere hoşgörü ödülü veren, 17 Aralık'ta CHP ile kol kola darbeye yeltenen biri nasıl merhum Bediüzzaman'ın izinde olabilir? 2 yıl önce de gel dedim, gelmedi. Şimdi yine sesleniyorum; Pensilvanya'daki zat dürüstsen, samimiysen bu ülkeyi karıştırmayı bırak. Burası senin ülkense dön, buraya gel" dedi.
Başbakan Erdoğan, Cumhuriyet Meydanı'ndaki mitingde yaptığı konuşmada, 30 Mart seçimlerinde sadece belediye başkanını seçilmeyeceğini, "eski Türkiye ile yeni Türkiye" arasında bir tercih yapılacağını belirterek, şunları söyledi:
"Bu CHP, bu MHP 12 yıldır sandıkta AK Parti karşısında ağır hezimete uğruyorlar. 12 yılda 3 genel seçimde, 2 yerel seçimde, 2 halk oylamasında bu CHP de MHP de hiçbir varlık gösteremediler, kendilerini yenileyemediler. Bit pazarının bereketi olsaydı rahmet yağardı, yağmaz buraya. Değişmediler, değişmek istemediler. Milletin dilini kullanmadılar, milletin kutsallarına saldırdılar, milletle kucaklaşmadılar. Sandıkta AK Parti ile başa çıkamadılar. Şimdi başka yollarla, çirkin usullerle AK Parti'yi yıpratmaya çalışıyorlar. Bu CHP ve MHP genel başkanları ruh ikizleridir. Kafa kafa verdiler, sandıkta alt edemedikleri AK Parti'yi iftirayla, montaj kasetlerle, çirkin iftiralarla yıpratacaklarını sanıyorlar. CHP Genel Başkanı hangi sandıkta oy vereceğini bile bilmiyor bu adam. Geçen yerel seçimde Kağıthane'de İstanbul'da belediye başkan adayı oldu. Soruyorlar, "Siz nerede oturuyorsunuz?' diye; "Kağıttepe'de' diyor. Kağıthane'den haberi yok ve o seçimlerde kendine bile oy kullanamadı. Bunların eline 3-5 koyun verseniz, kaybedip öyle gelirler. Ne olacak; kasetle geldi, genel başkan oldu. Kasetle gelenler, kasetle giderler. Milletle gelenler, milletle giderler. Onlar kasetle geldi, biz milletle geldik."
-"SES KAYDIYLA HÜKÜMETİ DÜŞÜRECEKLERİNİ ZANNEDİYORLAR"-
Yollarını halkın çizdiğini kaydeden Erdoğan, "MHP Genel Başkanı ne olduğunun farkında değil. Milliyetçi mi, ulusalcı mı, Ergenekoncu mu daha buna karar veremedi.İşte bu ruh ikizleri düz yol varken, sandık varken başka yollara girdiler. Boğazlarına kadar da çamura battılar. Kasetle, ses kaydıyla, montajla hükümeti düşüreceklerini zannediyorlar. Kimse kusura bakmasın, bu CHP değil; bu AK Parti. CHP'de birileri kasetle gider, kasetle gelebilir; ama AK Parti'de bunu yapamazlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'nı kasetlerle dize getiremezler, diz çöktüremezler. Biz rakamlarla, eserlerle konuşuyoruz. Onlar iftira ile... Bunlarda yalan var, iftira var" ifadelerini kullandı.
-"PENSİLVANYA'DAKİ ZAT, CHP'YE TÜM GÜCÜYLE DESTEK VERİYOR"-
Said-i Nursi'nin, Isparta Barla'da uzun yıllar sürgünde yaşadığını hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Said-i Nursi eserlerinin önemli bir kısmını burada yazdı, tek partinin, yani CHP'nin zulmünü burada çekti. Bunu çok iyi bilmeniz lazım. Tarihten çok önemli bir hadiseyi sizlere anlatacağım. Said-i Nursi'ye neden Adnan Menderes'i desteklediklerini talebeleri soruyorlar. "DP düşerse ya Halk Partisi ya da Millet Partisi iktidara gelir, sosyal hayatımıza ve vatanımıza dehşetli bir tehlike oluşturur. Bu partinin, yani CHP'nin iktidara gelmemesi için DP'yi Kur'an, vatan ve İslamiyet namına muhafazaya çalışıyorum' diyor. Said-i Nursi, CHP zulmünü en ağır şekilde yaşadı. Sürgünden sürgüne gitti. Hapishaneden hapishaneye gönderildi. Öldürülmek istendi ama asla boyun eğmedi, CHP karşısında asla diz çökmedi, CHP ile asla işbirliği yapmadı. Ülkesinden kaçıp başka ülkelere sığınmayı, başka ülkelerden burayı karıştırmayı aklının ucundan bile geçirmedi. İstese Barla'dan kaçabilirdi; ama o kaçmadı. Tam aksine, Rusya'ya esir düşmüşken Sibirya'dan kaçtı, kendi ülkesine, kendi topraklarına geldi. İşin ucunda hapishane de olsa vatanım dedi. "Zalimler için yaşasın cehennem' dedi. Pensilvanya'daki zat, ağzına hiçbir zaman Bediüzzaman'ın ifadesini almamıştır. Güya onun yolunda gidiyor. Yalan, CHP ile şu anda kol kola giren, birlikte kaset siyaseti yapan birisi nasıl Said-i Nursi'nin izinden gidebilir? 12 Eylül'de darbecilere şirin mektuplar yazmıştır. Papa ile kol kola pozları var. Biz siyasetçiyiz, her insanla beraber oluruz; ama sen siyasetçi değilsin. Sorulduğu zaman, din adamısın. Hangi, neyi, nasıl yapıyorsun; bunu anlamakta zorlanıyorum."
"28 Şubat'ta darbecilere hoşgörü ödülü veren, 17 Aralık'ta CHP ile kol kola darbeye yeltenen biri nasıl merhum Bediüzzaman'ın izinde olabilir? 2 yıl önce de gel dedim, gelmedi. Şimdi yine sesleniyorum; "Dürüstsen, samimiysen bu ülkeyi karıştırmayı bırak. Burası senin ülkense dön, buraya gel' diyorum. Oraya gönül veren kardeşlerime de sesleniyorum; çok temiz, çok saf insanlar var orada. Paralarını, imkanlarını, arazilerini verdiler, okullar, yurtlar yapıp bunlara verdiler. Ben de safmışım. Bana gelen kitaplarında öyle methiyeler düzüyordu ki, herhalde samimi diyordum. Bana da tespihler gönderdi. Sadece ananas göndermedi" diyen Erdoğan, kendinin de her türlü desteği verdiğini söyledi.
"Bu yapılanmanın içindekilere" seslenen Erdoğan, şunları ekledi:
"Lütfen bir an düşünün, nerede Barla'daki Said-i Nursi, nerede Pensilvanya'daki zat? Zaten hayatında bir kere rahle-i tedrisinde bulunmamış ama öyle yutturmuş. Biri ömrünü zindanda geçiriyor, diğeri vatanını karşısına alıyor, milletine ihanet ediyor. "Cebrail parti kursa desteklemem' diyecek kadar kibir içine giriyor. Bu Pensilvanya'daki zat, CHP'ye tüm gücüyle destek veriyor. Cebrail'e destek vermem diyor, CHP'ye destek veriyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, 30 Mart akşamı Isparta'da AK belediyecilik iktidar olacak. 30 Mart akşamı Türkiye'de göreceksiniz, milletimiz AK Parti ile yola devam diyecek. İnanıyoruz, çalışıyoruz, üstünüz; hiç endişeniz olmasın."
-"BANA BAŞBAKAN DERSEN BU BENİM İÇİN ZÜL OLUR"-
Türkiye'de muhalefet olmadığına dikkat çeken Erdoğan, "Son birkaç haftadır yapmadıkları kalmadı; ama isteseler de istemeseler de biz Meclis'ten kanunları geçirdik. CHP ikide bir Anayasa Mahkemesi'ne gidiyor, Anayasa Mahkemesi reddediyor, akıllanmıyor, tekrar gidiyor. O kadar telaş içindeler ki, eksik evrakla gidiyorlar. Tamamlayıp gel diyorlar. Bunlar bakar kör. Türkiye'de çok büyük bir ihanet var. Ana muhalefetin genel müdürü çıkmış, "Sana başbakan demeyeceğim' diyor. Sen zaten bana Başbakan dersen bu benim için zül olur. Senin seviyen çok aşağılarda. Bana milletimin Başbakan demesi yeter. Sen desen ne olur, demesen ne olur? "Sayın, demeyin' diyor; ya desen ne olur, demesen ne olur? Size iftiralar yakışıyor" dedi.
Son Dakika › Güncel › Başbakan Erdoğan: Pensilvanya'daki Zat, Dürüstsen Bu Ülkeyi Karıştırmayı Bırak - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?