Başbakan Erdoğan: Yavrularımızın Ticari Meta Haline Gelmesine Fırsat Vermeyeceğiz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dershane tartışmaları konusunda net açıklama yaptı ve "Yavrularımızın ticari bir meta haline gelmesine fırsat vermeyeceğiz" dedi. Başbakan Erdoğan "Şimdi bakıyorsunuz bir takım terbiyesizlikler yapıyorlar. Çirkince davranışlar sergileniyorlar. Aile mahremiyeti, kişi mahremiyeti, özel hayat, edep, haya tanımadan saldırıyorlar. Hiçbir iddia ve ithamlarını cevapsız bırakmayacağız ama onlara oksijen vermeyeceğiz. Düştükleri çukur ve çamurda onları kendi hallerine bırakacağız" şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan, ATO Congresium'da partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında, aday tanıtımlarına geçmeden önce yaptığı konuşmada önemli mesajlar verdi. Seçimler için artık son dönemece girildiğini belirten Erdoğan, "Zira karşımızda hiçbir şey üretemeyen bir muhalefet var. Aramızdaki fark bizim iktidar, onların muhalefet olması değil. Aramızdaki fark bizim projelerimiz, vizyonumuz, hedeflerimiz, hayallerimiz, enerji ve heyecanımız var. Onlar ise var olanla yetiniyor, "Küçük olsun bizim olsun' diyor, proje, vizyon siyasetinin karşısına istismar siyasetiyle çıkıyor" dedi.

-"GENEL MÜDÜRLERİ NEYSE GENEL MÜDÜR YARDIMCILARI DA O"-

Kendilerinin böyle bir rehavetin içinde olamayacaklarını ifade eden Erdoğan, "Nifaka, kışkırtmalara karşı dikkatli olmalıyız. Şimdiden başladılar. CHP'de bir genel başkan yardımcısı çıkıyor, güya bir belge; "Suriyeli sığınmacılar seçmen yapıldı' diye ortaya bir iddia atıyor. Gösterdiği nüfus cüzdanı 18 yıldır Türkiye'de yaşayan, 2008 yılında vatandaşlığa geçen Suriye kökenli bir vatandaşımıza ait. Bunların siyaset yapma tarzı işte budur. Birileri bunların eline bir, iki kağıt parçası veriyorlar, gösteriyorlar, rezil oluyorlar ama hiçbir şey olmamış gibi utanmadan sıkılmadan, yüzleri hiç kızarmadan yollarına devam ediyorlar. Genel Müdürleri neyse genel müdür yardımcıları da o, milletvekilleri de o" diye konuştu.

-"DÜŞTÜKLERİ ÇUKUR VE ÇAMURDA ONLARI KENDİ HALLERİNE BIRAKACAĞIZ"-

"Haya perdesi bir kez yırtılırsa, ar damarı bir kez çatlarsa o insan artık arsızlığı kendisi için bir gıda olarak görmeye başlar" ifadelerini kullanan Erdoğan şöyle konuştu:

"Şimdi bakıyorsunuz bir takım terbiyesizlikler yapıyorlar. Polislere, kadınlara, milletvekillerine, bakanlara karşı ağza alınmayacak ifadeler kullanıyorlar. Çirkince davranışlar sergileniyorlar. Aile mahremiyeti, kişi mahremiyeti, özel hayat, edep, haya tanımadan saldırıyorlar. Bunlara karşılık verdiğinizde, tepki gösterdiğinizde, eleştirdiğinizde o kadar hayasızlar ki inanın bundan memnun oluyorlar. Onlar hakaret ettiğinde siz incinirsiniz ama siz onlara hakaret ederseniz onların gıdası hakaret, onları büyütürsünüz. Onlar size küfretse rahatsız olursunuz, ama onlara küfrettiğinizde inanın bunu iltifat olarak kabul eder ve bundan memnuniyet duyarlar.

Enerjimizi bunlarla harcamayacağız. Hiçbir iftiralarını, iddialarını karşılıksız bırakmayacak ama edep ve hayamızdan da asla taviz vermeyeceğiz. Onlara ihtiyaçları olan gıdayı, çamuru sunmayacağız. Çok güzel bir söz var; "Cahille sohbet etme.' Hiçbir iddia ve ithamlarını cevapsız bırakmayacağız ama onlara oksijen vermeyeceğiz. Düştükleri çukur ve çamurda onları kendi hallerine bırakacağız. Bu türden bizi tahrik etmek için yaptıkları edepsizlik ve hayasızlıklar karşısında çok dikkatli olacağız. Onlar bizi paçamızdan tutup kendi seviyelerine çekmeye çalışacak ama biz o seviyelere düşmeyeceğiz."

-"BİRİLERİ BU İŞARETTEN RAHATSIZ OLUYOR"-

Konuşması sık sık sloganlarla kesilen Başbakan Erdoğan, "Tuzaklar kurdular ve kuruyorlar. Önümüzdeki 4 ay boyunca" dediği sırada, Rabia işareti yaparak "Bu işaret birilerini rahatsız ediyor yalnız. Ben rahatsız değilim ve bundan dolayı da gururluyum. Gurulu olmaya da devam edeceğim. Hep mazlumların yanında oldum ve olmaya da devam edeceğim. Bu işareti yapan Mısır'da 20 kadar genç kızımızı içeri atan darbeci yönetimin karşısındayım, karşısında olmaya da devam edeceğim" diye konuştu. Erdoğan, "Önümüzdeki 4 ay boyunca muhalefetin plan, proje, vizyon değil sadece fitne üretecekler. Ne gerekiyorsa yapacaklar. Her imkânı her fırsatı her çirkinliği ve ittifakı değerlendirmenin gayreti içinde olacaklar. İçerden ya da dışarıdan ellerine ne geçerse fırlatacak, Türkiye düşmanlarıyla bile işbirlikleri yapıp üzerimize saldıracaklar" ifadelerini kullandı.

Gençlere de seslenen Erdoğan, "Gençler unutmayın meyve veren ağaç taşlanır. Gençler şunu da unutmayın, onların tuzağı varsa, Allah'ın da bir hesabı var, milletin de bir hesabı var. Onlar her yolu meşru görecekler ama biz böyle olamayız. Kaybedeceğimizi de bilsek biz meşruiyet dairesinden, edep ve haya dairesinden çıkamayız. Edep perdesi yırtılmış, ar damarı çatlamışsa, oradan bir kazanç çıksa da o kayıptır. 4 ay boyunca böyle bir şuurla hareket edeceğiz. Biz işimize bakacağız. Proje üretecek, millete ülkemize vizyon ve hedef göstereceğiz. Hayasızca saldıranları, onların seviyesini milletimizin takdirine bırakacağız" dedi.

-"ELİMDE OLSA HER EVİN KAPISINI ÇALARIM"-

Başbakan Erdoğan, kendilerinin muhalefet gibi olamayacaklarını, var olanla yetinemeyeceklerini belirterek, "Millet nasıl olsa bizi seviyor oy verecek' derseniz işte muhalefetin durumuna düşersiniz. Bu partinin genel başkanı olarak eğer imkânım olsa 780 bin kilometre kare içindeki her bir hanenin kapısını çalmak için, onlara misafir olmak için, çay içip hasbıhal etmek için koşarım. Bütün yoğunluğumuza rağmen de bunu fırsat buldukça yapıyorum. Eğer ben bunu arzuluyorsam genel başkan yardımcılarımızdan bakanlarımıza, milletvekillerimizden il ilçe başkanlarımıza, belde ve belediye başkanlarımıza, meclis üyelerimize, sandık müşahitlerimize kadar her bir arkadaşım da bunu arzulamalı ve yapmalıdır.

Bizim işimiz ganimet toplamak değil. Bırakın ganimet peşinde, fani olanın peşinde başkaları koşsun. Biz dava taşını gediğine koymanın peşinde olacağız. Biz Ulubatlı Hasan'lar olacağız. Bırakın ganimeti ok, mızrak, gürz, gülle hepsini göğüsleyecek ama Türkiye'nin, milletin sancağını en yüksek burca dikmenin mücadelesi içinde olacağız."

- ÖRGÜTE MESAJ: "BİR HESABI OLAN VARSA 30 MART'TAN SONRASINA SAKLASIN"-

Ganimet peşine düşenin, meselesi makam olanın, " Nasıl olsa kazanacağız diyerek' oturduğu yerden kalkmayanın kaybetmiş demek olduğunu ifade eden Erdoğan, "Ocak'ı, Şubat'ı Mart'ı beklemeyeceğiz, hemen şu andan itibaren bütün Ak Parti teşkilatının, bu davaya, bu hareket gönül vermiş her bir kardeşimin sokaklara caddelere mahallelere dağılmasını istiyorum. "Efendim bu kapıdan kovacaklar' Kovsunlar. Sen hele bir gir. "Efendim, bu sokağa giremiyoruz' İstersen girersin. "Tehdit ediyorlar, saldırıyorlar, taşlıyorlar'... Sinme, korkma, asla geri adım atma. Zafer mücadele ister, yürek ister, cesaret ister" diye konuştu.

Geri dönenin, korkanın sadece davayı kaybetmekle kalmayacağını milletin emanetine, yol arkadaşına omuzlarındaki mirasa da haksızlık etmiş olacağını söyleyen Erdoğan örgüte, "Bu hassas süreçte, teşkilatımızın kademeleri arasında hiç bir münakaşayı hoş, mazur görmeyiz. Zaman, münakaşa zamanı değil. Eğer meselesi olan varsa meselesini, 30 Mart akşamına kadar ertelesin" diye seslendi.

"Beni aday yapmadılar, diye kenara çekilen, uzak duran, mesafe koyan partimizi değil lütfen önce kendi nefsini kendi kalbini sorgulasın" diyen Erdoğan, "Bunlar arasında bir, iki dönem belediye başkanlığı yapanlar da var. Önceki dönemler aday olunca böyle konuştunuz mu? Peki şimdi niye rahatsız oluyorsunuz diye sorulmaz mı? İnanıyoruz ki kimsenin küstüğüne, darıldığına tanık olmayacağız. Bir olarak, beraber olarak kardeşçe ilerleyecek inşallah siyaset tarihimize yeni ve anlamlı bir zaferi daha eklemiş olacağız" dedi.

-"BİZE SADECE BETON BİLGİSİ LAZIM DEĞİL"-

Başbakan Erdoğan, şehirlerin insanların bir arada, birbirlerini görerek yaşadığı, yani birbirlerine yaban olmadığı yerler olduğunu belirtirken, "Bizim kendi öz tarihimiz şehirler inşa etmiş, şehirlerden de medeniyet inşa etmiş bir tarihtir. En başta belediye başkanlarımızdan bizim medeniyet tarihimizi mimari ve estetik geleneklerimizi çok iyi incelemelerini anlamalarını okumalarını rica ediyorum. Bize sadece beton bilgisi lazım değil, bize sadece asfalt bilgisi lazım değil, bize en başta medeniyet tasavvuru ve yaşanabilecek bir şehir muhayyilesi lazım" diye konuştu.

Şehirlerin en çok da çocuklar, kadınlar, yaşlılar, engelliler, fukara ve kimsesizler için tasarlandığını kaydeden Erdoğan, "11 yılda çok işler yaptık. Çok daha fazlasını yapacağız. Her bir şehrimiz için artık 50 yıllık hatta 100 yıllık vizyonlar belirleyeceğiz. Tahrip edilen şehirlerimizi nasıl ihya edeceğiz ona kafa yoracağız. Ecdadımız geride muhteşem şehirler bıraktılar. Çocuklarımıza torunlarımıza gurur duyacakları şehirleri miras bırakmalıyız. Tohumlarını da bugünden toprağa atmak zorundayız. Öyle şehirlerimiz olsun ki şairlerin durağı olsun. Öyle şehirlerimiz olsun ki şairler şehirden ilham alıp şiirler yazsın, şarkılara konu olsun" dedi.

-"YAVRULARIMIZIN EKONOMİK KAYNAK OLARAK GÖRÜLMESİNE FIRSAT VERMEYECEĞİZ"-

Parklara, otoparklara yeşillere daha fazla odaklanacaklarını özellikle çocuklar çok daha fazla yatırım yapacaklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Artık Cumartesi ve Pazar günlerini çocuklarımıza ayıralım. Yavrularımız yarış atına dönüştürülmesin. Onların da tatil hakkı var. Çimende yuvarlanma hakkı var. Toza toprağa onlara bulaşma hakkı var. Eğitim sistemimizde, yavrularımızı devletin eğitim kurumlarında yetiştirdiğimiz kadarıyla, daha iyi imkânlarla yetiştirmenin gayreti içindeyiz. Yavrularımızın adeta bir ekonomik kaynak olarak görülmesine de fırsat vermeyeceğiz, ticari meta haline gelmesine fırsat vermeyeceğiz. Her belediye başkanımız, attığı her adımda bunları da düşünecek, bebek arabasındaki bebekten, okula giden öğrenciye kadar her planda önce çocukları hesaba katacak. Çocuklar iyi şehirlerde yaşarlarsa, büyüdüklerinde de iyi şehirler inşa ederler."