Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, "Hem bölücü terör örgütü PKK, hem FETÖ, hem de DEAŞ terör örgütü belki bugüne kadar bu coğrafyanın karşı karşıya kaldığı en kanlı, en acımasız terör örgütleridir. Türkiye, mücadele ettiği diğer alanlar ve zorlukların dışında bunlarla mücadele ediyor." dedi.
Canikli, Adana Sanayi Odasında (ADASO) iş adamları ve sanayicilerin katıldığı "Türkiye Ekonomisinde Son Dönemdeki Gelişmeler" başlıklı toplantıda, 2008 global krizinden sonra Türkiye'nin küresel ölçekli bir sıkıntıyla karşı karşıya olduğunu söyledi.
Bu sıkıntının sadece Türkiye için geçerli olmadığını, bütün ülkelerin bu gelişmelerden bir şekilde olumsuz etkilendiğini anlatan Canikli, "Bu süreç içinde özellikle krizin olumsuz etkilerini bertaraf etmek amacıyla alınan tedbirlerin ortak karakteristiği görülmeye başlandı. Küresel ölçekte, ticarette büyümede bir yavaşlama meydana geldi ve küresel ihracatta bir daralma söz konusu. Bu çok önemli bir gelişme ve aynı zamanda tehlikeli bir gelişme." diye konuştu.
Canikli, ABD'deki başkanlık seçimlerinden sonra Trump'ın daha korumacı politikalar üreteceğine yönelik bir takım açıklamalarının söz konusu olduğunu vurgulayarak, "Bu gelişmelerle birlikte düşündüğünüzde, bu 'önümüzdeki dönemde acaba dünya ticaret hacminin daha da fazla, büyük oranda daralacağının işareti midir?' sorusunu gündeme getirmeye başladı ve önümüzdeki dönemde korumacı politikaların ve eğilimlerin, ekonomide daha fazla uygulama alanı bulabileceği kaygılarını da beraberinde getirmeye başladı. Bu gerçekten tehlikeli bir yaklaşımdır. Böyle bir eğer eğilim daha yüksek oranda hayata geçirilir ve 'trend' olarak ortaya çıkarsa, datalara da yansırsa bu hiçbir ülkenin lehine bir olay olmaz." değerlendirmesinde bulundu.
"Ekonomide, üretilen milli gelirde, üretilen mal ve hizmetlerde bir azalma, aşağı yönlü hareket beklenir, onu beraberinde getirir. Böyle olmamasını umut ediyoruz. Olmaması için de Türkiye olarak her türlü çabayı sarf ediyoruz, gayreti gösteriyoruz." ifadelerini kullanan Canikli, şöyle devam etti:
"Esasında, dünyada ticaretin 'libere' edilmesi, serbestleştirilmesine yönelik politikaların altyapıları, felsefi alt yapıları ve öğretideki söylemleri bugün daralma yönünde konuşmaların ve seslerin yükseldiği topraklarda ortaya çıktı. İngiltere'de, Avrupa'da ve daha sonra Amerika'da. Liberalizmin sınırların açılması, mal ve sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi ve bunun sonucunda da dünya ticaretinin büyümesi, daha çok mal ve hizmet üretilmesi toplumların ülkelerin zenginleştirilmesi olarak özetleyebileceğimiz bu söylemler, bu ülkelerde ortaya çıktı ama maalesef bunun tam aksi yönündeki ifadeler, açıklamalar ve politikalar, yine o söylemlerin tam aksine olacak şekilde yine bu topraklarda gündeme gelmeye başladı. İnşallah bunlar hayata geçirilmez, bunlar gerçekleştirilmez, realize edilmez. Edilmemesi gerekiyor, onun için de biz her türlü çalışmayı ortaya koyuyoruz."
Terörle mücadele
Canikli, Türkiye'nin bu gelişmelerden belli ölçülerde etkilendiğini belirterek, "İçinde bulunduğumuz coğrafya ve bölgenin de daha spesifik, daha özel sorunları nedeniyle Türkiye'deki yaşadığımız sıkıntıları ağırlaştıran bir faktör olarak bunları görüyoruz. Bölgemizdeki gelişmeleri, özellikle bölgemizde yaşanan çatışmalar, sıkıntılar, Türkiye'nin terörle yoğun mücadelesi..." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin son dönemdeki terörle mücadelesine değinen Canikli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye uzun yıllardan beri terörle mücadele ediyor ama bugün ortaya koymak zorunda kaldığımız mücadele çok daha büyük boyutludur, sonuçları itibarıyla bedeli her açıdan ağırdır ve şu andaki mücadele biraz ölüm kalım mücadelesi olarak tanımlayabileceğimiz bir mücadeledir. Daha önceleri terörle mücadelenin boyutundan çok daha ileri noktalara taşınmış bir mücadeledir. Şu andaki mücadele, adeta Türkiye'nin egemenliğinin sürdürülmesi, toprak bütünlüğünün korunması için verilen bir mücadeledir. Bir başka yönüyle bakıldığında, saldırıların boyutu çok daha yüksek noktalardadır ve taraf olanların, taraf olan ülkelerin, taraf olan güçlerin yani terör örgütlerine destek veren ülkelerin ve güçlerin sayısı da hacmi de büyüklüğü de daha ileri noktalardadır. Yani Türkiye bir taraftan küresel krizin olumsuz etkilerini minimize etmek, ortadan kaldırmak için adımlar atıyor, kararlar alıyor veya mücadele etmek durumunda, aynı zamanda diğer taraftan da bölgesel faktörlerin ortaya çıkardığı olumsuzlukları gidermek için çok ciddi bir gayret sarf ediyor."
"Terör örgütleri Türkiye'ye karşı birleşti"
Canikli, Türkiye'nin son dönemde yaşadığı sıkıntılı süreçten geçip de mevcut ekonomik dengelerini koruyabilecek başka bir ülke olmadığını dile getirerek, "Hem dışarıdan gelen ekonomik şoklara karşı etkili tedbirler alacaksınız onları bertaraf edeceksiniz, diğer taraftan Türkiye içinde bugüne kadar hiç karşılaşmadığımız oranda saldırı ile ülkenin birliğini ve bütünlüğünü tehdit eden teröre karşı topyekun mücadele vereceksiniz." dedi.
Terör örgütlerinin Türkiye'ye karşı birleştiğini anlatan Canikli, şunları kaydetti:
"Düşünebiliyor musunuz aylar öncesinde ülkemizin bir bölgesinde 'kalkışma' diyebileceğimiz, orada dengeyi alt üst etme potansiyeli taşıyan bir tehditle karşı karşıya kaldık, 'hendek' siyaseti diye tanımlanan tehditle karşı karşıya kaldık. Bırakın diğerlerini, sadece bu yönüyle dünyanın en güçlü ülkelerinden hangisini örnek gösterirseniz gösterin, böyle bir tehditle karşı karşıya kalmış olsaydı inanın ekonomik dengeleri bugün tarumar olmuştu. Diğer taraftan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), yeni piyasaya sürülen, yeni model bir terör örgütü, yıkıcı ve kanlı bir terör örgütü ve uluslararası küresel güçler tarafından beslenen, desteklenen, halen bugün de dahil olmak üzere bir terör örgütü. Diğer taraftan DEAŞ yine aynı şekilde. Hem bölücü terör örgütü PKK, hem FETÖ, hem de DEAŞ terör örgütü belki bugüne kadar bu coğrafyanın karşı karşıya kaldığı en kanlı, en acımasız terör örgütleridir. Türkiye, mücadele ettiği diğer alanlar ve zorlukların dışında bunlarla mücadele ediyor. ve bu mücadeleyi de sadece Türkiye yapıyor samimi olarak."
Canikli, Türkiye'nin El Bab'da hakimiyeti sağladığını aktararak "DEAŞ için de geçerli. El Bab'da biliyorsunuz Türkiye hakimiyeti sağladı hamdolsun. Ama şimdi PYD, bir kısım hakim olduğu, işgal ettiği toprakları rejime devrediyor, rejim güçlerine çatışmasız kendi isteğiyle bırakıyor. DEAŞ aynı şekilde. Daha doğrusu 'Türkiye destekli Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) tarafından kontrol edilmesin' diye, DEAŞ elinde bulundurduğu toprakları PYD'ye, rejim güçlerine bırakıyor. Hepsi birbirine bırakıyor, teslim ediyorlar. Türkiye'ye karşı hepsi birleşti şu anda, bütün bunların da arkasında aynı güç tarafından kumanda edildiğini dikkate aldığınızda, esasında karşı karşıya kaldığımız tehdidin boyutu daha iyi anlaşılır." ifadelerini kullandı.
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Başbakan Yardımcısı Canikli Adana'da: (1) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?