Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (2)

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, mevcut sistemin tek adam üretmediğini belirterek, "Ama bundan sonraki sistem hiç üretmeyecek. Bu sistem tek adam üretmedi, yetkilendirilmiş bir cumhurbaşkanı, çok yüksek yetkileri ve sorumlulukları olan bir başbakan üretti. Sürekli cumhurbaşkanları ve başbakanlar arasında kavga üretti, çift başlı bir yapı üretti." dedi.

FOX TV'de İsmail Küçükkaya ile "Çalar Saat" programına katılarak gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Kurtulmuş, Anadolu'nun birçok yerini dolaştığını, vatandaşların halk oylamasına ciddi rağbeti olduğunu gördüğünü söyledi.

Kurtulmuş, "Çok yüksek oranda bir katılım olacağını düşünüyorum. Gün gün 'evet' oylarının yükselmekte olduğunu görüyorum. Vatandaşlarımız, başta belki mütereddit olan insanlar da konuyu anlatıldıkça, meseleyi anladıkça 'evet' oyu verecektir." diye konuştu.

Referandumun yapılmasının Türkiye'nin demokrasisi bakımından geldiği nokta açısından önemli olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, ülkede şimdiye kadar anayasa değişikliklerinin hep askerin, tüfeklerin, tankların, silahların gölgesinde yapıldığını anlattı.

Numan Kurtulmuş, artık sivillerin de anayasa yapma gücü olduğunu, milletin de anayasayı değiştirme gücünün bulunduğunu dile getirerek, "Son derece olgun bir kampanya yürüyor. Allah'a çok şükür. İnşallah bundan sonra da hiçbir şekilde terör grupları bu kampanyayı zehirlemezler ve olgun bir şekilde devam eder." şeklinde konuştu.

Küçükkaya'nın, başta AK Parti tabanındaki bazılarının tereddütte olmasının nedenini sorması üzerine Kurtulmuş, 18 maddenin yeterince tartışılmadığını, parlamentodaki müzakereler sırasında da itiş, kakış ve kavga, gürültü ortamının dışında çok fazla bir şeyin millete intikal etmediğini söyledi.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Bilmemenin daha doğrusu yeterince aydın olmamış olmanın verdiği bir tereddüt vardı. O tereddütten hızlı bir şekilde, bizler sahaya çıkıp anlattıkça, ölçülü de olsa bazı müzakereler, münakaşalar kamuoyunda devam ettikçe, 'hayır' diyenlerin argümanlarının geçersiz olduğu göründükçe 'evet' oylarını artırdı." diye konuştu.

Tek adam eleştirisi

"Tek adam" eleştirilerine ilişkin Kurtulmuş, bunların yanlış olduğunu, tek adamı görmek isteyenlerin mevcut Anayasa'nın cumhurbaşkanı yetkilerini düzenleyen maddesine bakması gerektiğini söyledi.

Kurtulmuş, mevcut Anayasa'da cumhurbaşkanına yüksek yetkiler verildiğini, Anayasa'yı yapan 1980 darbesinin liderlerinin, "Nasılsa biz iktidarda oluruz, bundan sonra ülkeyi yönetiriz." diye düşünerek tamamıyla güçlendirilmiş bir cumhurbaşkanı modeli koyduklarını anlattı. Kurtulmuş, bu kadar büyük yetki verilen cumhurbaşkanına sıfır sorumluluk yüklendiğini belirtti.

Bu sistemin Anayasa'ya göre şimdiye kadar tek adam üretip üretmediğine ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Tek adam üretmedi ama bundan sonraki sistem hiç üretmeyecek. Bu sistem tek adam üretmedi, yetkilendirilmiş ve sorumsuz bir cumhurbaşkanı, çok yüksek yetkileri ve sorumlulukları olan bir başbakan üretti. Sürekli cumhurbaşkanları ve başbakanlar arasında kavga üretti, çift başlı bir yapı üretti. Hatta elinden tutup oraya getirdikleri adamlarla kavga ettiler. Kişiler arasındaki tartışmalar, çatışmalar geçmiş dönemlerde bu insanlar kötü olduğu için olmadı. Geçimsiz adamlar olduğu için olmadı. Hatta öyle ki aynı ekolden geldiler. Daha ne yapsın? Başbakan kolundan tutup bir kişiyi cumhurbaşkanı yaptı. Ama kavga kaçınılmaz oldu, sistemden dolayı. Dolayısıyla bu sistem sürdürülemez. Yönetimde çift başlılığı ortadan kaldırıyoruz."

"Cumhurbaşkanı hesabı iki sefer verecek"

Şimdiki sistemde cumhurbaşkanının yargılanmasının mümkün olmadığını dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Olgun bir demokraside cumhurbaşkanının yargılanması meselesi istisnaidir. İkide bir 'Cumhurbaşkanlarını yargılayalım.' diye sistem kurulmaz ama sistem kilitlenir, cumhurbaşkanı, parlamentonun makul çoğunluğun kabul edemeyeceği birtakım işler yaparsa onun yargılanmasının önünü açmak için getirilmiş bir sistemdir bu. Cumhuriyet tarihimiz boyunca ya da başka olgun demokrasilere bakın kaç cumhurbaşkanı yargılanmıştır. Cumhurbaşkanının yargılanamaz olması demokrasi bakımından kabul edilemez. İnsan yanlış yapabilir, yanlış yaparsa hesap verir. Hesabı iki sefer verecek. 5 yılda bir gidilecek seçimde millet istemezse geri alacak. Ayrıca parlamentoda yeterli çoğunluk sağlanırsa hesap sorulacak."

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye'de şimdiye kadar partili cumhurbaşkanının çok olduğunu belirterek, Süleyman Demirel, Turgut Özal, İsmet İnönü ve Celal Bayar'ın partisiz olduğunun söylenemeyeceğini kaydetti.

Cumhurbaşkanının şu anda sadece parlamento içerisinden seçilebildiğini, şimdi ise parlamento dışı partilerin de aday gösterebileceğini anlatan Kurtulmuş, cumhurbaşkanının partili olma imkanı sağlandığı gibi bundan sonra dışarıdan sivil birinin de cumhurbaşkanı adayı olabilmesinin önünün açılacağını kaydetti.

Kurtulmuş, Cumhurbaşkanının aynı zamanda bir partinin genel başkanlığını yapmasının hiçbir mahsuru olmadığını belirterek, zaten pratikte olanın bu olduğunu söyledi.

Muhalefet partilerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, AK Parti ve siyasetle ilişkisi üzerinden argümanlar geliştirdiğini dile getiren Kurtulmuş, artık cumhurbaşkanının, başbakan da ortadan kalkacağı için doğrudan doğruya hükümetin başı olacağını, hükümetin başı olarak zaten politikanın en önemli noktasında bulunacağını vurguladı.

Küçükkaya'nın, "Diyelim evet çıktı. Cumhurbaşkanımız partiye de üye oldu. Genel başkan olur veya olmaz bilmiyorum. Büyük ihtimalle olacaktır. Ama o yemini değiştirmeniz gerekir. Hem anayasada tarafsızlık yemini hem de bir partinin genel başkanı." sözleri üzerine Kurtulmuş, şunları dile getirdi:

"Cumhurbaşkanın şu anda da bir icrai yetkisi var ama bundan sonra da tamamen icranın başı olacak. Ahmet Necdet Sezer'in, Fahri Korutürk'ün tarafsız olduğunu kim iddia ediyor. Herkesin zihninde, gönlünde bir siyasi eğilim var, şu ya da bu tarafı tutuyor. İlla parti genel başkanı olması gerekmez. Buradaki tarafsızlıktan kasıt şudur; 'İcraatları yaparken, şu partinin adamları bu icraatlardan istifade edemez, toplumun şu kesimleri bu icraattan istifade edemez.' gibi bir ayrımcılık yapıyorsanız ya da herhangi bir gruba taraf oluyorsanız, ona arka çıkıyorsanız, ona birtakım ayrıcalıklar ortaya koyuyorsanız esas tartışılması gereken tarafsızlık meselesi burasıdır. Yürütmenin başı olanların, yürütmenin içinde olanların bu anlamda hizmette, halka sundukları bu faaliyetlerde, kamu hizmetlerinde tarafsız olmalarının sağlanması lazım. (Yemin) Değişebilir de. Bundan sonra da zaten inşallah 16 Nisan'dan sonra yeni bir sisteme geçiyoruz. Anayasa'nın belki bazı maddelerinde yeniden değişiklikler gerekecek. Siyasi partiler, seçim yasalarında, belki Meclis İç Tüzüğü'nde yeni birtakım revizyonlar yapılmak mecburiyetinde kalacak. Uyum için bir süre gerekecek. "

(Sürecek)