İşadamı Mete Berk'in ev sahipliği yaptığı Sevgi Cafe-Restaurant'daki kahvaltıya Başkan Yılmaz'ın yanı sıra, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Salih Zeki Murzioğlu, Ticaret Borsası Başkanı Sinan Çakır, Karadeniz İhracatçılar Birliği Başkanı Fahrettin Ulusoy, Ticaret Odası Meclis Başkanı Muharrem Durmuşoğlu, Terme Belediye Başkanı Şenol Kul, AK Parti Meclis Grup Başkanı Nihat Soğuk, SASKİ Genel Müdürü Coşkun Öncel, iş adamları, sanayiciler, STK yöneticileri ve bürokratlar katıldılar.
Yapılan kahvaltıdan sonra Samsun gündemine yönelik bir konuşma yapan Başkan Yılmaz, sözlerinin başında Manisa'nın Soma İlçesinde yaşanan maden faciasını anımsatarak,"Ulusumuzun, memleketimizin, son yıllarda yaşadığı en büyük iş kazalarından biri olan Soma'daki, maden ocağındaki kazada yüreğimizi dağlayan, hayatını kaybeden işçilerimize Allah'tan Rahmet diliyorum. Gerçekten iki gündür vücut kimyamız alt üst oldu. Tekrar tekrar ölenlere rahmet geride kalan aile yakınlarına Allah'tan sabır diliyorum. Herhangi bir şekilde bu kazadan kurtulup yaralananlara da acil şifalar diliyorum." Dedi.
İLÇELERDE YENİ SİSTEM KURULUYOR, SUSUZ KÖY KALMAYACAK
30 Mart seçimlerinin üzerinden yaklaşık 1.5 ay geçtiğini, Türkiye'nin yaklaşık 3-4 aylık bir seçim türbülansı ve karmaşasının içinden çıktığını ifade eden Başkan Yılmaz, "Hayat normale dönüyor. Şehrimizde bizler zaten hiç ara vermeden çalışmalarımıza devam ediyoruz. 31 Mart sabahı sabah 8.30'da belediyede işimin başındaydım. Zaten onun öncesindeki seçim sürecinde de hiçbir zaman işlerimizle ilgili bir seçim endeksli programım olmadı ve yapılacak olan ve yapılmakta olan işlerimizi aynı şekilde devam ettirdik. İlçelerde şu an yeni bir sistem kurmaya çalışıyoruz. Eski İl Özel İdaresi zamanındaki aksayan ve yetersiz olan işleyişle ilgili noksanlıkları giderecek bu sistem henüz daha tam oturmadı ve çalışıyoruz. Bunu tamamladığımızda çok farklı dinamikleri harekete geçireceğimizi umuyorum." Diye konuştu.
Samsun'un şu anda 960 köyü olduğunu söyleyen Başkan Yılmaz,"Bu köylerden 200 tanesinin suyu yok. Geri kalan 760 köyümüzün de aslında 150 tanesi, kuraklıkta, yetersiz yağışlarda, yer altındaki suyun azalmasında susuz kalan ya da su sıkıntısı yaşayan köyler. Aşağı yukarı yarı yarıya köylerimizde bir su sorunu yaşandığını söyleyebiliriz. Yani köylerde yaşanan en önemli sorunun içme suyu olduğunun farkına vardık. Bununla ilgili bütün gücümüzü burada kullanacağız. Önümüzdeki 3 sene içerisinde bu işe 50 milyon dolar gibi bir para harcayacağımızı öngörüyorum. Bu para için de gerek uluslararası bankalardan gerekse yerli bankalardan en uygun koşullarda kredi bulacağız. Yani diğer yürüyen işlerimizi aksatmadan bu yaklaşık 300 köyümüzü operasyonel bir hızla sağlıklı içme suyuna kavuşturacağız. Su hayattır, su sağlıktır, her şeyden önce gelir." Şeklinde konuştu.
SAHİL YOLU PROJESİ
Başkan Yılmaz son zamanlarda Samsun kamuoyunda tartışmalara neden olan sahil yolu çalışmalarına da açıklık getirerek şunları kaydetti,"Denizler, kıyılarında kurulmuş olan şehirlerin varlık nedenidir. Yani, Samsun diye bir şehir bugün varsa bunun sebebi denizimizdir. Hatta tarihçilerin yaptığı araştırmalara göre buradaki ilk uygarlık, palamut balığı avcılığının yapıldığı bir balıkçı köyü olarak kurulmuş. Ben ilk Belediye Başkanlığımdan buyana denizi hep önemsedim. Her zaman denizle insanımız arasındaki ilişkileri kurup geliştirmekle uğraştım. İnsanları denize indirmeye çalışıyorum. Denizi kirleten unsurları temizleyip uzaklaştırmakla uğraşıyorum. Biliyorsunuz şu anda Bandırma Gemisinden tutun Kurupelit Körfezi'ne kadar olan sahil bandını düzenledik. Karayolları ve Mado dondurma arasında kalan bölüm de bitmek üzere. Ben yaklaşık 2 yıl önce dedim ki, buradan sonra Kuş Cenneti'ne kadar olan eşsiz güzellikte bir sahilimiz var. Neden buralardan benim insanım yararlanmasın. Bu bölümde maalesef zaman zaman kıyı kenar çizgisini de işgal eden yapılaşmalar var. Çeşitli hukuki ihtilaflar, işgaller var. O zaman bu Kurupelit Körfezinden Kuş Cennetine kadar bu şeridi uzatalım. Zaten Kuş Cenneti'nin içine sizi sokmazlar. İçine girebiliyorsunuz ama içeri girdiğinizde kullandığınız araç içten yanmalı bir makine ise yani benzin veya mazotla çalışan bir araçsa onu orada bırakıp ya elektrikli bir araçla ya da işte bisiklet ve benzeri bir araçla yani oradaki canlıların egsoz gazından, gürültüden etkilenmeyeceği bir araçla Kuş Cennetini geçeceksiniz. O da güzel bir olay. Önce oraya kadar gidelim ondan sonra da Kuş Cenneti'nin içini kullanarak Yörüklerden Doğanca'ya ulaşıp oradan da bir bağlantı yoluyla Bafra'ya bağlanırız. Yani Samsun'dan çıkan bir tur otobüsü, bir turisti, tabiatı yudum yudum içirerek, Samsun sahillerinin güzelliğini yudum yudum hissettirerek Bafra'nın Kolay'ına kadar gidip geri gelebilecek bir hale gelir. O güzergah üzerinde yapılacak olan turizm yatırımları ile, butik oteller, balık lokantaları, kafeler, plajlarla burası bir tatil köyüne dönüşür. Burasını da belediyeye ait bir şirketle, bir tatil köyü mantığı ile yöneterek, yani güvenliği ile planlaması ile karşılıklı tur atacak olan üçer dörder tane turistik üstü açık otobüslerle, bu otobüslerin saatlerini düzenleyerek isteyen kişinin istediği yerde inip hangi saatte geçecek otobüsle geri döneceğini bilerek vakit geçirmesini sağlayarak değil Türkiye'de, dünyada bile olmayan uzunlukta ve güzellikte bir turizm destinasyonu yaratmayı planladık.
Ama şimdi bazı kişiler çıkıyor diyor ki 'Yusuf Ziya Yılmaz Samsun'un denizini tahrip ediyor, kıyıları ve kumsalı yok ediyor.' Samsun'u denizle buluşturan birisi sahili nasıl yok edebilir? Biz bu çalışmalar sırasında hem sahilde olan işgalleri kaldırıp halkın kullanımına açıyoruz, hem de kıyı kenar çizgisi kuralına uyuyoruz. Şimdi dile getirilen ve bizim kıyı-kenar çizgisini ihlal ettiğimiz iddia edilen Taflan yakınındaki bir bölümde ise zaten kıyı-kenar çizgisi kalmamış. Burası denizin ve dalgaların etkisiyle değişmiş. Deniz hem önceden mevcut olan kıyıyı yutmuş hem de bunun da ötesine giderek orada bulunan evlerin ve yapıların duvarlarını aşındırmaya başlamış. Bu yeni olan bir şey değil. Hatta burada yaşayanlar bu nedenle devlete başvuru yapmışlar ve devletin kurumları gelip buraya bir tretuar gibi bir set yapmış. Ancak o da yeterli olmamış deniz burayı da yıkıp buradaki yerleşimleri tehdit etmeye devam etmiş. İşte bizim şu anda yaptığımız şey bu zaten var olmayan kıyıya önce yolun devamı olacak 8 metrelik bir bant oluşturmak ve bunun sonunda da yapılacak olan tahkimat ile deniz dalgalarının bir kez daha karaya doğru çıkıp buradaki yerleşimlere zarar vermesini önlemektir. Yani biz buradan bu yolu geçirirken hem vatandaşların güvenliğini sağlıyor hem de öyle iddia edildiği gibi var olan bir kumsalı yok edip zarar vermek gibi bir iş de yapmıyoruz."
Son Dakika › Güncel › Başkan Yılmaz Sahil Yolunu Anlattı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?