Anayasa Mahkemesinin, 6353 sayılı Kanun'un, daha önce yüzde 80 hissesinin özelleştirilmesi planlanılan Başkent Doğalgaz Dağıtım AŞ'nin kalan yüzde 20 hissesinin de özelleştirilmesini öngören hükmünün iptal isteminin reddine ilişkin kararının gerekçesi Resmi Gazete'de yayımlandı.
CHP, 6353 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un bazı hükümlerinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurmuştu.
Başvuruyu esastan görüşen Yüksek Mahkeme, 6353 sayılı kanunun 45. maddesiyle Sayıştay Kanunu'nun denetimin genel esaslarını düzenleyen 35. maddesine eklenen
(2) numaralı fıkranın (a) bendindeki kamu idarelerinin mali nitelikteki tüm hesap ve işlemleri dışındaki işlem ve faaliyetlerin, düzenlilik denetimi kapsamında değerlendirilemeyeceğine, denetiminin kapsamına ilişkin görüş farklılıklarının Sayıştayca çıkarılacak yönetmelikle giderileceğine ilişkin hükmünü iptal etmişti.
Bu hükmün iptal gerekçesinde, Sayıştay ile denetlenen idare arasında düzenlilik denetiminin kapsamıyla ilgili ortaya çıkan görüş ayrılığının ne şekilde giderileceğinin yönetmelikle düzenlenmesinin, Sayıştayın görev, yetki ve denetim usullerinin belirlenmesi anlamını taşıyacağından, yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesine aykırı düştüğü belirtildi.
Mahkeme, aynı fıkranın (b) bendindeki kamu idarelerinin mali nitelikteki tüm hesap ve işlemlerin, etkililiği, ekonomikliği, verimliliği ve benzeri gerekçelerle uygun bulunmadığı yönünde görüş ve öneri içeren yerindelik denetimi sayılabilecek denetim raporu düzenlenemeyeceğine ilişkin hükmü de Anayasa'ya aykırı buldu.
Bu hükmün iptal gerekçesinde, demokratik hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından saydamlık ve yönetimin hesap verme sorumluluğunun işletilebilmesi için performans denetiminin kamu idarelerince belirlenen hedef ve göstergelerle ilgili faaliyet sonuçlarının ölçülmesinin yanında kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanılıp kullanılmadığının değerlendirilmesini de kapsamasının zorunlu olduğu ifade edildi.
Sayıştayın uluslararası denetim standartlarının gereği olarak, kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli şekilde kullanılıp kullanılmadığı hususunda TBMM'ye raporlama yapmasının, yerindelik denetimi olarak nitelenemeyeceği belirtilen gerekçede, şunlar kaydedildi:
"Bu nedenle, kamu idarelerinin gelir, gider ve mallarıyla bunlara ilişkin mali nitelikteki tüm hesap ve işlemlerinin denetiminde, yetkili merci ve organlar tarafından usulüne uygun olarak alınan karar veya yapılan iş ve işlemlerin yönetsel bakımdan etkililiği, ekonomikliği ve verimliliği yönünden değerlendirme yapılması olanağının ortadan kaldırılması sonucunu doğuran dava konusu (b) bendinin birinci cümlesinde yer alan "etkililiği, ekonomikliği, verimliliği ve benzeri gerekçelerle" ibaresi Anayasa'ya aykırıdır."
Bu maddelere ilişkin iptal hükmü, 6 ay sonra yürürlüğe girecek.
-Başkent Doğalgaz'ın özelleştirilmesine onay-
CHP, daha önce yüzde 80 hissesinin özelleştirilmesi öngörülen Başkent Doğalgaz Dağıtım AŞ'nin diğer yüzde 20 oranındaki hissesinin de Özelleştirme Yüksek Kurulunca özelleştirme kapsam ve programına alınarak, yüzde 80 oranındaki hisseyle blok satış yöntemi uygulanarak, Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca 4046 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde özelleştirilmesini öngören Kanun'un 23. maddesinin de iptalini istemişti.
CHP'nin iptal istemini reddeden Yüksek Mahkeme, gerekçede, dava konusu kuralla Başkent Doğalgaz Dağıtım AŞ'nin özelleştirilmesinin, bundan elde edilecek gelirden anapara borçlarının ödenmesinin, borçlara ait faizlerle cezaların silinmesinin öngörüldüğünü hatırlattı.
Anayasa'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin sosyal bir hukuk devleti olduğunun belirtildiği, 5. maddesinde de kişilerin ve toplumun refah huzur ve mutluluğunu sağlamak üzere siyasal, ekonomik ve sosyal engellerin kaldırılmasının devletin temel görevleri arasında sayıldığı ifade edildi.
Gerekçede, hisselerinin tamamının özelleştirilmesi öngörülen Başkent Doğalgaz Dağıtım AŞ tarafından satılacak doğalgazın fiyatının belirlenmesinde dikkate alınacak unsurlardan ikisi olan hizmet ve amortisman bedeliyle taşıma bedelinin doğrudan kanunla belirlendiği ve bu bedellerin hisse satış sözleşmesinin imzalandığı tarihten itibaren 8 yıl süreyle sabitlendiği kaydedildi.
Bunların dışında kalan faktörler de dikkate alınarak doğalgazın perakende satış fiyatını belirleme yetkisinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna (EPDK) verildiği belirtilen gerekçede, şu ifadelere yer verildi:
"EPDK, hizmet maliyeti, yatırıma imkan sağlayacak makul ölçüde karlılık ve piyasada cari olan doğalgaz alış fiyatlarını ve benzeri durumları dikkate alarak doğalgazın perakende satış fiyatını belirleyecektir. Belirlenen perakende satış fiyatının dışında tüketicilerden herhangi bir ad altında ücret talep edilemeyeceği ayrıca vurgulanmıştır. Dolayısıyla hizmet ve amortisman bedeliyle taşıma bedelinin sabitlendiği 8 yılın dolmasından sonra da dağıtım şirketinin tek başına doğalgaz satış fiyatını belirlemesi söz konusu olmayıp bu konudaki nihai yetki EPDK'ya verilmek suretiyle tüketicilerin firmanın tekelci fiyatlama politikasıyla karşı karşıya bırakılması önlenmiştir."
-"Şahsi borç değil"-
Gerekçede, dava konusu kuralla iktisadi devlet kuruluşu olan EGO Genel Müdürlüğünün sermayesinin tamamı devlete ait olan BOTAŞ Genel Müdürlüğü ile Hazineye olan faiz ve ferileriyle cezalara ilişkin borçlarının silinmesinin öngörülmesinin, mali af niteliği taşıdığının açık olduğu belirtildi.
Anayasa Mahkemesi kararlarında vurgulandığı gibi mevcut mali yükümlülüklerin tümünü ya da bir kısmını kaldırmanın, kanun koyucunun takdirinde olduğu aktarılan gerekçede, şunlar kaydedildi:
"Başkent Doğalgaz Dağıtım Anonim Şirketinin özelleştirilmesi nedeniyle söz konusu şirketin faaliyetlerinden kaynaklanan borçların tasfiyesi amacıyla getirildiği anlaşılan düzenlemede kamu yararı dışında bir amacın gözetildiği söylenemez. Öte yandan silinmesi öngörülen faiz ve ferilerle cezalar EGO Genel Müdürlüğü adına tahakkuk etmiş ve henüz ödenmemiş kurum borçları niteliğinden olup ilgili sorumluların şahsi borçları değildir. Şahsi borçtan söz edilebilmesi için bu borçların hukuka aykırı olarak bütçe kaynaklarından ödenmiş ve bu durumun Sayıştay tarafından saptanarak kamu zararının ilgililerden tazminine karar verilmiş olması gerekmektedir. Henüz kurum bütçesinden ödenmemiş ve dolayısıyla Sayıştay denetimine konu olmamış bir borcun şahsi borç olarak nitelenmesi olanaksızdır." - ANKARA
Son Dakika › Güncel › Başkent Doğalgaz'ın Özelleştirilmesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?