Van Yürüyüşünde Polis ile 2 Saat Süren Pazarlık

Bdp'nin Diyarbakır'da yaptığı parti meclisi ve MYK toplantısı ardından yayınlanan bildiri kapsamında 'Hükümet adım at' adı altında Van'da yürüyüş düzenlendi. Aralarında BDP Van Milletvekili Özdal Üçer, BDP'li Van Belediye Başkanı Bekir Kaya ve parti yöneticilerininde bulunduğu yaklaşık bin kişi saat 17.00'de Musa Anter Parkı'nda toplandı. Yürüyüşe katılanlar ellerinde 'Sürece kurşun sıkmayın sürecin önünü açın', 'Kız anası kız babası tecavüz devletin yasası', 'Kürdistan'da sömürgeciliği yaşama ve yaşatma', 'Lice katliamını kınıyoruz', 'Askere gitme kardeş kanı dökme' pankartları taşındı. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı yürüyüşe polis izin vermeyince BDP'li Üçer araya girdi.

Polis ile yürüyüşe katılan BDP Van milletvekili Özdal Üçer arasında pazarlık yapıldı. Yaklaşık 2 saat süren pazarlıkta polis ile Üçer arasında ilginç diyaloglar yaşandı. Üçer yürüyüşe izin vermeyen polislere gülerek, "Haydi hep beraber barış için yürüyelim. Sizde barışa katkı sunun" dedi. Polis toplanan kitlenin olay çıkarma ihtimalini Üçer'e söylemesi üzerine de Üçer, "Beni bu halk seçti. Ben ne dersem onu yaparlar. Olay çıkarmazlar" dedikten sonra kitleye dönerek "herkes otursun" dedi. Kitlenin oturması üzerine Üçer polislere, "Biz bütün halka kefiliz. Barış olsun diye yürümek istiyoruz" dedi.

ÜÇER İÇİŞLERİ BAKANINI ARADI

Polisin ikna olmaması üzerine de Üçer, telefonundan İçişleri Bakanı Güler'i aradı. Fakat bakana yoğun programı nedeniyle ulaşamayan Üçer, bakanlık yetkililerine "Lütfen çok hayati bir konu için aradığımı bakan beye iletin. Van'da barış için demokratik bir şekilde yürümek istiyoruz. Fakat polis izin vermiyor. Çevik kuvvetin kaldırılmasını istiyoruz. Bunu lütfen bakan beye iletin" dedi. Polis yine izin vermeyince gülerek başlayan pazarlık yerini gergin konuşmalara bıraktı.

Daha sonra da kalabalık yürüyüşe geçti ve Cumhuriyet Caddesi'ne kadar geldi. BDP'nin seçim otobüsü üzerinde konuşma yapan Üçer, Erdoğan'ın Kürt halkının sabrını taşırdığını belirterek şöyle konuştu: "Kürt halk önderi Öcalan'ın çağrısı sonucunda gerillalar silahı susturdu. Peki barış nasıl olacak. Kürt halk önderi Sayın Öcalan zindandayken barış olması mümkün mü? Binlerce siyasi tutsak cezaevindeyken, karakollar yapılırken, barış olması mümkün mü? AKP hükümeti 4 aydır oyalamaktan başka bir şey yapmıyor. Kürdistan'da barış olmadığı müddetçe Ortadoğu'da hiç kimsenin huzuru olmayacak. Bunu herkes biliyor. Erdoğan Kürt halkının sabrını taşırmaya çalışıyor. Anadilde eğitimi kabul etmiyor. Önderliği kabul etmiyor. Şunu kabul etmiyoruz, bunu kabul etmiyoruz. Bizde seni kabul etmiyoruz. Kürdistan'da barış olacaksa özgürlük olacak beraberinde barış olacak. Kürt halk önderi Sayın Öcalan özgürleşecek, siyasi tutsaklar özgürleşecek. Kürdistan özerkliği tanınacak. Demokratik siyasal haklar, anadilde eğitim hakkı, köylerin yeniden inşaası, koruculuğun kaldırılması ve benzeri tüm haklar kabul edilecek. Kürt halk önderi Sayın Öcalan'a selam olsun."

Yapılan konuşmaların ardından toplanan kalabalık sesizce dağıldı.