"Belgeler '12" Sergisi - Son Dakika
Güncel

"Belgeler '12" Sergisi

"Belgeler \'12" Sergisi

Belgeler'12 Sergisi, 10 Kasım-9 Aralık tarihleri arasında Galata Fotoğrafhanesi'ndeki Fotoğraf Vakfı Galerisi'nde izleyici ile buluşacak.

05.11.2012 16:53

FOTOĞRAFIN GÜNDEMİNİ DEĞİŞTİRECEK

BELGELER '12 Sergisi belgesel fotoğraf alanında dikkat çekici çalışmalar yapan yeni isimleri kamuoyu ile tanıştırırken, sergilenecek fotoğraf serileri de fotoğrafın gündemini belirleyecek. BELGELER '12 Sergisi, 10 Kasım-9 Aralık 2012 tarihleri arasında Galata Fotoğrafhanesi'ndeki Fotoğraf Vakfı Galerisi'nde izleyici ile buluşacak.

Galata Fotoğrafhanesi Fotoğraf Akademisi tarafından 2009 yılından bu yana sürdürülen Belgesel Fotoğraf Programı katılımcılarının belgesel çalışmaları 10 Kasım'dan itibaren Fotoğraf Vakfı Galerisi'nde sergilenecek.

Belgesel fotoğrafın farklı üslup ve uygulamalarından oluşan çalışmaları gerçekleştiren sekiz fotoğrafçı BELGELER '12 Sergisi ile kamuoyunu, modern şehir hayatının doğa üzerindeki yokedici etkisinden, çocukların çalışma hayatına katılımına uzanan geniş bir yelpazede tartışmalara davet edecek. Sergi aynı zamanda "hatıralar dizisine dönüşen geçmiş" ile "gelecek için oluşturulan hatıralar"a dair ilgi çekici iki projeyi de kapsayacak.

BELGELER '12 Sergisi, Galata Fotoğrafhanesi Fotoğraf Akademisi'nde yürütülen Belgesel Fotoğraf Programı kapsamında 12 ay süren, 20'den fazla fotoğrafçı ve akademisyenin verdiği çeşitli seminer ve atölyelere katılan fotoğrafçıların uzun soluklu projelerinden oluşuyor.

Betül Kara'nın "Hızlı ve Yavaşça Taşınıyoruz", Ceren Kalecik'in "Eylül", Cüneyt Çetinkaya'nın "Canlı Mankenler", Feride Öksüz'ün "Araf", Mete Ersöz'ün "14,5", Murat Şensu'nun "Beton Yatak", Yaprak Özkönü'nün "100 Yıl Sonraya Fotoğraflar" ve Yaşar Eti'nin "Hatırlamak" adlı belgesel fotoğraf çalışmalarının yer alacağı sergi 9 Aralık 2012 tarihine kadar pazar günleri hariç, hafta içi 12.00-19.30, cumartesi günleri 12.00-18.00 saatleri arasında görülebilecek.

Sergi hakkında daha fazla detay ve görsel malzeme için, Gülnaz Bingöl ve Yücel Tunca'yı, Galata Fotoğrafhanesi'nin 0212 243 71 87 numaralı telefonundan arayabilirsiniz.

SERGİDEKİ 8 HİKÂYE

Hızlı ve Yavaşça Taşınıyoruz

Betül Kara, Tophane'deki yeni mekânına taşınma sürecine girmesini bahane ederek, alternatif medyanın önemli temsilcilerinden Açık Radyo'yu ele alıyor. Kara, bir yandan yayın odasının nabzını tutuyor, bir yandan da "dünyanın tüm seslerine ve renklerine açık" olan radyonun bu çoğulcu anlayışını fotoğraf tekniğini kullanarak farklı bir görsel zemine taşımayı deniyor.

Eylül

Ceren Kalecik, Lösemi tanısı yeni konmuş Eylül'ün, tedavi sürecinin tüm zorluklarına karşın, hayatı bir oyun odası olarak görme ısrarını sevecenlikle anlatıyor. Ev ve hastane hayatına tanıklık ettiğimiz Eylül'ün yaşam enerjisini neşeli renklerle aktaran Kalecik izleyiciyi, duygu sömürüsüne kalkışmadan, Lösemi hakkında düşünmeye davet ediyor.

Canlı Mankenler

Cüneyt Çetinkaya, Kadıköy Belediyesi tarafından organize edilen bir dizi etkinliğin merkezinede yer alan Canlı Mankenler'i ve "izleyici"lerini ele alıyor. Farklı bir dünyanın kurgusundan sıçrayıp İstanbul'un kozmopolit hayatına karışmış gibi görünen canlı mankenler ve onlara dokunmadan geçemeyen İstanbullular Çetinkaya'nın bu hikâyesindeki özneleri oluşturuyor.

Araf

Feride Öksüz, Araf adlı belgesel fotoğraf serisinde, sanat eğitimi almayı düşünürken ortaokulu bitir bitirmez babasının torna atölyesinde çalışmaya başlamak durumunda kalan 15 yaşındaki Semih Nergiz'in günlük hayatını izliyor. Çocuklukla, iş hayatı arasında, "Araf"ta kalan Semih'in aracılığıyla onun gibi binlerce çocuğun işçilik hayatını meşrulaştıran sistem sorgulanıyor.

14,5

Mete Ersöz, 14,5 adlı çalışmasında, Galatasaray Tekerlekli Basketbol Takımı'nın Avrupa Şampiyonası ve Türkiye'de Play-off süresince yaşadıklarını

anlatıyor. Sporun engel tanımayan doğasını yansıtan 14,5, engelli sporculara dair bir hikâyeden çok, sahadan soyunma odasına, galibiyet ve mağlubiyetin

bir sporcuya hissettirdiklerini, bildik insanlık hallerini güçlü fotoğraflarla görünür kılyor.

Beton Yatak

Murat Şensu, "Beton Yatak"ta, İstanbul'a yenilen Kurbağalıdere'yi anlatıyor. Modern şehir hayatının doğal yaşamı önce dönüştürme ve ardından yok etme sürecine dair önemli bir örnek Kurbağalıdere. İstanbul'daki pek çok dere gibi o da ıslah çalışması adı altında topraktan kopartılıp beton bir kanal içine hapsedilmiş durumda. "Beton Yatak", uzunluğu 67 kilometreyi bulan dereye ve doğaya dair bir ağıt gibi.

100 Yıl Sonraya Fotoğraflar

Yaprak Özkönü, üzerine çok düşünülmesi gereken zor bir soruyu soruyor karşılaştığı insanlara: "100 yıl sonraya nasıl göründüğünüz bir fotoğraf bırakmak istersiniz?" Egolarımız, kendimizi kabul etme biçimlerimiz ve hatta umutlarımız hakkında fikir veren görsel sonuçlar çıkıyor bu sorunun cevabı olarak. 100 yıl geçmişte kaldığımızda, kimler, nasıl bakacaklar acaba bu fotoğraflara?

Hatırlamak

Yaşar Eti, hatırladıklarını yeniden görmek ve daha çok hissetmek için "köy"üne çeviriyor bakışını. Hatıraların canlanması gibi bir durum bu. Olan olduğu haliyle değil, sadece hislerle yeniden şekilleniyor Yaşar Eti'nin fotoğraflarında. Dere kıyısındaki çocuk o değil artık ama orada hep bir çocuk olacak. Rüzgar, Meriç nehrinin kıyısındaki kavakları her zaman hışırdatacak.

Kaynak: Bültenler

Son Dakika Güncel 'Belgeler '12' Sergisi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement