Bir Kuş Kafesiyle Hayatı Değişti"

EMİN İLERİ - Doğuştan işitme engeli olan, yıllar içinde görme ve konuşma yeteneğini de yitiren Ali Şerafettin Köksal, evinin alt altında kurduğu küçük atölyede yaptığı ahşap ürünlerle hayata tutunmaya çalışıyor.

Nesneleri hayal gücüyle şekillendiren ahşap maket ustası 1955 doğumlu Ali Şerafettin Köksal, doğuştan işitme engelli. 3 çocuk babası Köksal, 26 yaşında geçirdiği hastalığın ardından konuşma ve görme kabiliyetini de kaybettikten sonra, eşiyle kendi aralarında geliştirdikleri özel bir "dokunma diliyle" kendini ifade ediyor.

41 yıldır Ali Şerafettin Köksal ile evli Ümran Köksal, hem hayat hikayelerini hem de eşinin bu yeteneğini AA muhabirine anlattı.

Ümran Köksal, eşinin çalışmalarının bir müzede sergilenmesi veya satılmasını istediklerini, bu sayede kendileri için ciddi bir ekonomik katkı olacağını söyledi.

Eşinin 3 ayda bir verilen engelli maaşıyla malzemeleri tedarik ettiğini ve başka gelir kaynaklarının olmadığını söyleyen Ümran Köksal, bu tarz ürünlere ilgi gösteren belediyelere, vakıflara ve devlet büyüklerine seslenerek, yardımcı olmalarını istedi.

Ümran Köksal, eşinin yaşamının bir kuş kafesiyle değiştiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Komşumuzun çocuğu bir kuş kafesi getirdi. Kafese bir kere dokunup, inceledi ve 'Ben bundan daha güzelini yaparım' dedi. Bir de bu arada alet almaya merak saldı. 3 ayda bir engelli maaşı alıyordu. Onu hemen kafasında ayarlardı. 'Bu ayki paramla şu aleti alacağım' derdi. Biz de onu hiç kırmazdık neden sen parayı eve vermiyorsun diye. Gözlerini kaybettiği 1982 yılından beri bu çalışmaları yapıyor."

"Erdoğan gelecek buraya, üzülme"

Trabzonspor taraftarı olan eşi ve çocuklarıyla bazen maçlara da gittiklerini söyleyen Ümran Köksal, Trabzonspor kazandığı zaman çok mutlu olan eşinin en büyük hayalinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la görüşmek olduğunu anlattı.

Köksal, "Erdoğan'ı çok seviyor, ona dokunmak ve tanışmak istiyor. İnşallah olacak, rüyamda gördüm. İnşallah Cumhurbaşkanımız buraya gelecek. Ben inanıyorum. Ona söylüyorum 'Gelecek buraya, sen üzülme' diye. Emine Hanım ile tanışmıştık ama Cumhurbaşkanımla görüşemedik." dedi.

Eşinin, Erdoğan'dan bir talebi de olduğunu dile getiren Ümran Köksal, şunları kaydetti:

" 'Çok emek ve yıllarımı verdim. Açık arttırmayla emeğimin karşılığını alırım' diyor. 'Cumhurbaşkanım nasıl takdir eder' diye tanışmak istiyor. Ankara'ya, Cumhurbaşkanımıza hediye etmek için çifte minareli bir cami maketi götürmüştük. Teşekkür mektubu geldi ama eşimi inandıramadım. 'Onu vermemişlerdir Cumhurbaşkanımıza. Hediye Cumhurbaşkanımıza ulaşsaydı, kesin bana dönerdi, kendi gelip beni bulurdu' diyor. 'Teşekkür mektubu geldi' diyoruz ama inandıramıyoruz."

40 yıldır evli olduklarını ve eşinin yanından bir an olsun ayrılmadığını, aralarında geliştirdikleri özel bir "dokunma dili" sayesinde sorunsuz anlaştıklarını anlatan Köksal, eşiyle birbirlerine sevgiyle bağlı olduklarını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Herhangi bir şikayetim olmadı. Tabii yorucu. Hep 'onu nasıl mutlu ederim?' diye düşünüyorum. Ben çalışıp emekli olabilirdim ama onu hayata küstürmemek için hep onun yanında gözü, kulağı oldum. Evlilik kutsaldır. İyi günde, kötü günde, hastalıkta sağlıkta... diye söyleniyor ya onu iyi düşünüp, ondan sonra evlenmek lazım. Zor gününde bırakmamak lazım eşleri. Eşimin yerinde ben de olabilirdim."