MediaCat'in son sayısında Selin Babacan'ın sorularını yanıtlayan Cüneyt Özdemir, gündemin sıcak konularına ve birinci yılını geride bırakan Dipnot Medya'ya dair görüşlerini okuyucularla paylaştı.
Fatih Projesi'nin tanıtılacağı ilk gün Başbakan Erdoğan "Dindar nesil yetiştireceğiz" açıklamasını yapmıştı. Bu sözler üzerine Cüneyt Özdemir, CNN Türk'teki programına bir tinerci çocuk konuk etti ve çok konuşulan bir yayına imza attı. Son günlerde de özellikle "CHP bölünsün" sözleriyle tartışma yaratan Özdemir'in röportajından gündeme dair önemli mesajlar ortaya çıktı.
"Dindar gençlik yetiştireceğiz" söylemiyle aynı anda tablet uygulamaları için adımlar atılmasını bir çelişki olarak gördüğünü belirten Özdemir, "Bence Başbakan Erdoğan, dindar kesim tartışmalarında, rutin bir konuşmanın çok daha farklı sonuçları olduğunu gördü. Nitekim kendisi de bunu düzeltmeye çalıştı ama konuşma farklı yönlere çekildi. O konuşmadan sonra, beni de eleştirdiği diğer bir konuşmasında, "Biz aslında Fatih Projesi'ni anlatmaya çalışıyoruz, böylesine teknolojiye açık bir ülkede kişileri formatlayabilir misiniz?" gibi bir düzeltme yaptı. Düzelttiğini söylemedi ama yaptığı oydu" dedi.
Başbakan Erdoğan, Cüneyt Özdemir'in programına tinerci çocuk konuk etmesinden sona "Gazetecilik bu değildir" yorumunu yapmıştı.
Başbakan'ın CNN Türk'ü yakından takip ettiğini söyleyen Cüneyt Özdemir, "Hem Ahmet Hakan'ın programını hem benim programımı izliyor. Programların ertesi günü ya konukları ya bizi eleştiriyor. Bizim gazeteciliğimizi eleştirirse benim için bir problem yok; ama benim yaptığım gazetecilik yüzünden bir medya patronunun başı belaya girmeye başlayınca işin rengi değişiyor. Bir de böylesine bir polemiği Erdoğan'a çatmak için bekleyen karşı cephe alıp büyütünce, ben kendimi büyük bir tartışmanın bir cephesi olarak buluyorum. Oysa benim bir cephede yer almak gibi bir hedefim yok. Benim amacım mümkün olduğu kadar gazeteciliğin, konukların konuşması ve bütün bu gündemi tartışan isimlerin bulunduğu noktada durmak.
CHP bölünsün tartışmaları
"CHP bölünsün" sözleri üzerine de büyük tepkiler alan Özdemir, aslında CHP'nin bölünerek daha güçlenebileceğini söylediğini ifade ederek "CHP'nin içindeki eski ve yeni diye ayırabileceğimiz iki ayrı görüş, partinin gelişmesine izin vermiyor. Oysa bölünseler belki birisi yeni CHP olacak ve yepyeni bir ruh doğabilecek. Her ikisi için de büyük avantajları olabilir.
Fakat kutuplara ayrılmış bir toplumda yaşıyoruz. Medyada herkes saflarını seçiyor ve o safları sonuna kadar savunuyor. Böylece benim, Ahmet Hakan'ın ve bizim gibi gazetecilerin durumu büyük kafa karışıklığı yaratıyor. Ben ağzımla kuş tutsam bugün medyada kimseye yaranamam. Böyle bir polemiğin arasında kalmak istemiyorum dediğim zaman "Geri vitese taktı" deniyor. "CHP'nin bölünmesini istiyorum ama daha iyi olsun diye istiyorum" dediğimzaman ise CHP'ye kötü bir şey dediğim algısı oluşuyor. Ne desem birileri mutlu, birileri de mutsuz oluyor. Kendimi bir şizofreni vakasının ortasında buluyorum. Birileri tarafından kahraman ilan ediliyorum ve iki gün sonra aynı kitle tarafından yerden yere vurulan bir adama dönüşüyorum. Böylesine bir şizofreninin ortasında ayakta durmak inanın çok kolay değil!" dedi.
Türkiye'de çok sayıda gazetecinin tutuklu olmasına dair "Normal bir ülke olduğumuzu söylememiz çok zor. Ülkenin böyle bir sorunu var. Fakat aynı zamanda ekonomisi iyi giden, sağlık ve eğitim reformu yapılan bir ülke. Totaliter bir Rusya olmaya doğru ilerliyoruz. Ekonomisi iyi, bazı alanlarda dünyaya örnek olabilecek gelişmelerin olduğu ama ifade özgürlüğü ya da gazetecilerin durumunda olduğu gibi sıkıntıların yaşandığı bir ülke olduk. Muazzam bir kafa karışıklığı söz konusu. Düdüklü tencere demokrasisi diyorum ben buna. Düdüklü tencerenin düdüğünü açmazsanız bir yerde o kapak patlar. Şu anda o düdüğü herkes sıkmakla meşgul ve içerisi fokurduyor. Özellikle ifade özgürlüğü kısmında…" diyerek görüşlerini ifade etti.
Daha önce 5N1K'da yaşadığını bir olayın Turkcell'in Özturkcell reklamında kullanılmadan önce kendisine bir şey sorulmadığını belirten Cüneyt Özdemir, " Şahan, sosyal medyada böyle bir şey çekildiğini söylemişti. Reklamdan önce bana sorulsaydı, Turkcell'in Van için çok güzel bir "Kumbara Kampanyası" olduğunu söylerdim. Madem esinlendiler, keşke bu hata telifi karşılığında Turkcell'in kumbarasına Van'daki insanlarımız için sembolik bağışta bulunsalardı. Böylece reklamın sosyal bir boyutu olurdu" dedi.
Gündeme dair önemli bilgiler içeren bu ilginç röportajın devamını MediaCat'in Mart sayısında okuyabilirsiniz.
Son Dakika › Güncel › 'Bizimki Düdüklü Tencere Demokrasisi' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?