Chp Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun zorunlu din dersi konusunda CHP'nin Meclis'e sunduğu öneriyi yanlış değerlendirdiğini söyledi. Tanrıkulu, "Başbakan yalan söylüyor. CHP'nin önerisi Başbakan'a göre; 'Din dersi kaldırılsın.' Bu tamamen yalandır, tamamen çarpıtmadır, tamamen başka bir algı operasyonudur. CHP çok açıkça din dersinin zorunlu olmaktan çıkarılmasını istiyor. Kaldırılmasını değil" dedi.
CHP'li Tanrıkulu, yaptığı yazılı açıklamada 18 maddelik inanç özgürlüğü çerçeve metni hazırladıklarını ve kanun metnini Meclis'e sunduklarını belirterek, şunları söyledi:
"Başbakan Hacıbektaş'a gitmeden önce bizim bu çerçeve metnimizi okursa kendisine yardımcı olur. Dolayısıyla gidip orada hamasi nutuklar atmasına gerek yok. Aşağı yukarı uygulamadan kaynaklı olan ayrımcılık dışında Alevi yurttaşlarımızın üzerinde uzlaştıkları, mutabık kaldıkları konuların çerçevesi bu kanun metninde var 18 maddelik kanun metninde. Bunu okursa meclis zemininde bir mutabakat sağlarız ve yol alırız diye kendisinden bir dilekte de bulundum. Ama kendisi tabi okumamış ya da okumuşsa anlamamış veya kendisine verilen bilgiler yanlış ve açıkça söylüyorum bizim önerimiz konusunda Sayın Başbakan yalan söylüyor. Şimdi biraz önce dinledim diyor ki, 'CHP'nin önerisini okudum, CHP önerisinde din dersinin kaldırılmasından söz ediyor.' Yani CHP'nin önerisi Başbakan'a göre din dersi kaldırılsın. Bu tamamen yalandır, tamamen çarpıtmadır, tamamen başka bir algı operasyonudur. Bakın, ben hukukçuyum. Bir siyasetçiye 'Yalan söylüyorsun' demek aynı zamanda tazminatı gerektirir. Ben Davutoğlu'na açıkça söylüyorum; Sayın Davutoğlu bu konuda yalan söylüyorsun. CHP'nin önerisi burada. CHP çok açıkça din dersinin zorunlu olmaktan çıkarılmasını istiyor. Kaldırılmasını değil. Ayrıca içeriğinin de bütün inançlara ve mezheplere eşit yaklaşılmasını savunuyor. CHP'nin savunduğu bu. Dolayısıyla Başbakan yalan söylüyor, metin burada, Meclis Başkanlığı'nda. Biz bu metinle açıkça ifade edeyim tekrar. Milli Eğitim Kanunu'nda değişiklik istiyoruz ve zorunlu ibaresinin çıkarılmasını istiyoruz. Yani din dersinin kaldırılmasını istemiyoruz. Dolayısıyla hem kendisi hem de önceki gün Başbakan Yardımcısı Sayın Akdoğan da yaptığı bir televizyon programında buna benzer ibareler kullanmıştı. Her ikisi de yalan söylüyor, doğru değil. CHP din dersinin zorunlu olmaktan çıkarılmasını istiyor."
'MAHKEMENİN HAKİMİ ALEVİ' DİYEN BUNLAR DEĞİL MİYDİ?
Alevilerin çok büyük ayrımcılığa uğradığını savunan CHP'li Tanrıkulu, "Şimdi bu Erdoğan değil miydi 'Biliyorsunuz o Alevi' diyen? Bu Erdoğan değil miydi 'Malum mezhep' diyen. Yine bunlar değil miydi 'Mahkemenin hakimi Alevi' diyen? Hem uygulamada bu nefret söylemini kullanacaksınız, hem de bugün çıkacaksınız meclis kürsüsünde, grup kürsüsünde 'Biz nefret söylemi kullanmadık' diyeceksiniz. Peki bunları söyleyenler kim? Bu nefret dilini kullananlar kim? Dolayısıyla bu riyakarlığa son vermelidirler. 2007'den beri Alevi açılımı dedikleri 2007'den beri yaptıkları hiçbir şey yoktur, sadece demagoji yapmaktalar, başka bir şey yapmaktalar ve Başbakan ifade ettiğim gibi bu yalandan vazgeçmelidir. Devam ettiği sürece bu kürsüden kendisine bu konuda yalan söylediğini söylemeye devam edeceğim. Hem bir siyasetçi olarak, hem de bir hukukçu olarak" ifadelerini kullandı.
'DERSİM'E İLİŞKİN ARŞİVLERE ULAŞMAK MÜMKÜN DEĞİL'
Dersim olayı ile ilgili konuşan Tanrıkulu, şunları söyledi:
"Dersim konusunda verdiğimiz 12.04.2013 tarihli bir kanun teklifi var değerli arkadaşlar şurada. Meclis Başkanlığında duruyor, AKP çoğunluğu bunun gündeme alınmasını engelliyor. Bu gerekçeyi de Sayın Davutoğlu'nun okumasını isterim. Aynen şöyle, '25 Aralık 1935 yılında çıkarılan Tunceli vilayetinin idaresi hakkındaki kanunun akabinde 4 Ocak 1936'da Dersim vilayetinin adı Tunceli olarak değiştirildi, yasanın uygulamaya başlamasıyla birlikte 1937 tarihinden itibaren gerçekleşen olaylar silsilesi cumhuriyet tarihi boyunca unutulmayacak yaralar açtı'. Gerekçesi böyle başlıyor. Şimdi biz bu konuda neyi önerdik? Evet cumhuriyet tarihi tarihimizin kara bir sayfasıdır Dersim. Binlerce yurttaşımız yani resmi kayıtlara göre 13 bin 806 yurttaşımız yaşamını yitirmiştir bu dönem içerisinde. Halen Dersim'e ilişkin arşivlere ulaşmak mümkün değildir. Arşivler Genelkurmay Başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı arşivlerinde, meclis arşivlerinde, emniyet genel müdürlüğü arşivlerinde dağınık bir şekilde durmaktadır. Biz şunu söyledik. Her cumhuriyetin, her devletin tarihinde böyle kara dönemler olur. Böyle ağır olaylar yaşanır, ağır travma edici olaylar yaşanır, böyle katliamlar yaşanır, yaşanmıştır da. Bizim tarihimizde de bu yaşanmıştır. Ama geçmişle hesaplaşma, yüzleşme grup toplantılarında hamasi nutuklar atmakla olmaz. Geçmişle hesaplaşma, yüzleşme sadece bizim başımıza gelen işler değil. Dünyanın birçok ülkesinde olmuştur bir literatür gelişmiştir. Buna göre de bu işler kamusal olur. Yani kamusal özür mekanizmalarının devreye girmesiyle olur."
'SURİYE'DE DEMOKRATİK REJİM İNŞA EDİLMELİDİR'
Esad'ın kendi halkına uyguladığı zulme karşı çıktıklarını da vurgulayan Sezgin Tanrıkulu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ben soru önergesi verdim Davutoğlu Dışişleri Bakanıyken yanıtladı. Cumhuriyet tarihinde Suriye'yle yapılan anlaşmaların 10 katı kadar ikili anlaşma bu hükümet döneminde yapılmış. AKP iktidarı döneminde yapılmış. O zaman da Esad halkına zulüm ediyordu ama bunlar ikili anlaşma yapıyorlardı. Bu fotoğraflar çekildiği zamanda Esad halkına zulüm ediyordu, orada yaygın insan hakları ihlalleri vardı bu fotoğraflar çekildiği zaman da. Fotoğrafa bakın değerli arkadaşlar. Gözlere dikkat edin, ellere dikkat edin. Nasıl bir samimiyet, nasıl bir dostluk. Şimdi bu Davutoğlu kime laf söylüyor? Biz Halep'teki zulmede karşıyız, Şam'daki zulmede karşıyız, Kobani'deki zulmede karşıyız. Biz öteden beri savunduğumuz şey şudur; Suriye'deki bütün yurttaşların, bütün halkların iradesiyle ortak bir Suriye'de demokratik rejim inşa edilmelidir. Türkiye'nin çabası buna yönelik olmalıydı. Türkiye'nin çabası oradaki iç savaşı desteklemek, cihatçıları desteklemek olmamalıydı. Suriye'de demokratik bir rejimin oradaki halkların iradesine uygun, oradaki yurttaşların iradesine uygun demokratik bir rejimin inşasına yönelik olmalıydı. O zaman da bunu savunmuştuk, şimdi de bunu savunuyoruz. Ama ne yaptılar bunlar? Cihatçı güçleri, IŞİD'i destekleyerek Suriye'yi de, Irak'ı da bu hale getirdiler. 13 yıldır onlar iktidardalar. 13 yıldır. Dolayısıyla ben Başbakanı, Davutoğlu'nu doğru konuşmaya davet ediyorum. Doğru siyaset yapmaya da davet ediyorum." - Ankara
Son Dakika › Güncel › CHP'li Tanrıkulu: Din Derslerinin Kaldırılmasını İstemiyoruz - Son Dakika
Sizin düşünceleriniz neler ?