Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mülteci sorunuyla ilgili, "Şimdi bazı kararlar alınıyor, bakalım Avrupa Birliği varılan mutabakatı yerine getirecek mi? Biz bu konuda açık kapı politikasıyla varil bombaları altında ölüme mahkum edilen Suriyeli kardeşlerimizi orada bırakmadık, kapımızı açtık, 'buyurun gelin' dedik" ifadesini kullandı.
Erdoğan, Katar Üniversitesince kendisine verilen "Fahri Doktora" takdim töreninin ardından yaptığı konuşmasında, Suriye, Irak ve Yemen gibi mezhepçi bir yaklaşımla politika yürütülen ülkelerdeki hadiselerin sınırları aşan yıkıcı sonuçlarının görüldüğünü söyledi.
Gelecek kuşaklara daha huzurlu ve müreffeh bir bölge bırakmak için ayrımcılığı körükleyen değil birleştirici yaklaşımlara ihtiyaç duyulduğunu belirten Erdoğan, bugün Ortadoğu'da yaşanan pek çok sorunun kökeninde Filistin meselesinin yer aldığını vurguladı.
Erdoğan, Filistinlilerin dramının, vicdanların en derinine işlemiş bir yara olduğunu dile getirdi.
Kendi öz yurtlarında vatansız, topraksız, devletsiz bırakılmış bu kişilerle ilgili tarihi adaletsizliğin mutlaka giderilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Filistin meselesine adil ve kalıcı bir çözüm bulunmadan İslam dünyasının sıkıntılarını aşabilmesi mümkün değildir. Mescid-i Aksa bu şekilde mahzun kaldığı sürece bu sıkıntıları aşmak mümkün değildir. Türkiye, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da tüm imkanlarıyla Filistinli kardeşlerinin, Gazzeli kardeşlerinin yanında olmaya, onların haklı davalarını desteklemeye devam edecektir. Gazze'de geçen sene meydana gelen yıkım, bu sorunun bir an evvel çözüme kavuşturulması zaruretini bir kez daha ortaya koyuyor. Bu anlayışla başta abluka ve kısıtlamaların kaldırılması üzerine Filistinlilerin taleplerini karşılamaya yönelik çabalarımızı sürdüreceğiz. Bu noktada huzurlarınızda Katar yönetimine de özellikle gösterdikleri hassasiyet ve ilgi sebebiyle teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Erdoğan, İsrail'in Kudüs'teki Harem-i Şerif'e yönelik saldırılarına derhal son vermesi gerektiğinin altını çizdi. "Harem-i Şerif'te esas olan Müslümanların rızası" diyen Erdoğan, bu bakımdan kuruluş gerekçesi Kudüs'teki Harem-i Şerif'in korunması olan İslam İşbirliği Teşkilatına büyük görev düştüğünü dile getirdi. Erdoğan, "İslam İşbirliği Teşkilatının daha etkin kılınması için üye devletlerin samimi gayret göstermeleri şarttır. 2016'da ülkemizde düzenlenecek 'İslam İşbirliği Liderler Zirvesi'nde olumlu bir şekilde bu konunun ele alınacağına inanıyorum. Ev sahibi ülke olarak biz bu konuda elimizden gelen gayreti göstereceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
"İşte bizlerle onların arasındaki fark bu"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Körfez bölgesinin barış, güvenlik ve istikrarı için her türlü desteği vermeye hazır olduğunu dile getirdi. Bölgenin güvenliğinin, Türkiye'nin güvenliğiyle ilişkili olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Bu anlayışla dost ve kardeş Körfez ülkeleriyle ilişkilerimizi her alanda güçlendirmeye çalışıyoruz. Türkiye ile Körfez İşbirliği Konseyi arasında mevcut olan yüksek düzeyli stratejik diyalog mekanizması daha etkin bir şekilde kullanılmalıdır" ifadesini kullandı.
Yemen'de 2011'de başlayan siyasi geçiş sürecinin 2014'te başlayan olayların ardından rayından çıktığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ülkede şu anda bir iç savaş hüküm sürüyor. Yemen'de meşru kamu otoritesinin bir an önce yeniden tesis edilmesi gerekiyor. Üzülerek belirtmeliyim ki Libya'daki siyasi bölünmüşlük hali ülkeyi müdahalelere açık hale getiriyor. Mevcut bir otorite boşluğu var, bu otorite boşluğundan istifadeyle ülkede zemin bulan DAİŞ'in de aralarında bulunduğu terör örgütleri, bölgesel istikrar ve güvenliği tehdit ediyor.
Bugün Libya'da yerlerinden edilmiş insanların sayısı 450 bine yaklaştı. Yalnızca geçtiğimiz yıl daha güvenli ve huzurlu bir gelecek kurma hayaliyle Afrika kıtasından Avrupa'ya yasa dışı göç etmeye çalışanların sayısının 300 bine vardığı tahmin ediliyor. Libya üzerinden Avrupa'ya yönelen bu insanların, Akdeniz'de yaşadıkları insani dramlara neredeyse her gün şahit oluyoruz. Şu anda Ege ve Akdeniz'de denizden topladığımız insan sayısı 70 bine ulaştı. Yediden yetmişe çoluk çocuk bunları Türkiye'nin sahil güvenlik botları denizden topluyor. Ama bakıyorsunuz birileri de o botları şişlemek suretiyle onların denizde ölümüne sebep oluyor. İşte bizlerle onların arasındaki fark bu."
"Yaptığımız harcama 9 milyar dolara doğru yaklaşıyor"
Erdoğan, bu kötü manzaranın önüne geçilebilmesi için Libyalıların, ülkenin güvenliğini ve refahını temin edebilecek bir milli mutabakat hükümetini tesis etmelerinin şart olduğunu söyledi.
Tunus'un demokratik geçiş sürecinde gösterdiği başarılı performansa rağmen ekonomik ve güvenlik sorunlarını halen aşamadığını hatırlatan Erdoğan, son dönemde çok sayıda Tunuslunun hayatını kaybetmesine yol açan terör saldırılarının, bölgenin de demokrasi ve refah arayışlarını tehdit ettiğini ifade etti.
Erdoğan, tüm bu zorluklar karşısında Türkiye'nin kardeş bölge halklarının yanında yer almayı sürdüreceğini vurguladı.
Türkiye'nin hiçbir çifte standart uygulamadan, samimi ve ilkeli bir duruşla terörle mücadelesini devam ettirdiğinin altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Uluslararası platformlarda, terörizme karşı verilen mücadeleye de destek sağlıyoruz. Terörle mücadele küresel formu ve anti DAİŞ koalisyonunda eş başkanı olduğumuz 'yabancı terörist çalışma grubunda' önemli çalışmalar yürütüyoruz. Başından bu yana DAİŞ terör örgütü ve yabancı terörist savaşçılar konusunda asılsız ve çirkin birtakım iddialara, algı operasyonlarına maruz kalıyoruz. Türkiye, sınırlarına gelen Suriyeli ve Iraklı kardeşlerine kucak açarken bir yandan da son derece karmaşık olan bu süreçte, DAİŞ ile olan mücadelesini sürdürüyor. Şu anda Türkiye'de, Irak ve Suriye'den mülteci sayısı 2.5 milyon, bunun 2 milyon 200 bini Suriye, 300 bini Irak'tan.
Şu ana kadar yaptığımız harcama 9 milyar dolara doğru yaklaşıyor. Bunu yaparken henüz bize dünyadan gelen yardım 417-420 milyon dolar. Şimdi bazı kararlar alınıyor, bakalım Avrupa Birliği varılan mutabakatı yerine getirecek mi? Biz bu konuda açık kapı politikasıyla varil bombaları altında ölüme mahkum edilen Suriyeli kardeşlerimizi orada bırakmadık, kapımızı açtık, 'buyurun gelin' dedik. Bu süreçte yabancı terörist savaşçılara kaynak teşkil eden bazı ülkelerden beklediğimiz işbirliğini ve desteği alamadığımızı özellikle belirtmek isterim. Buna rağmen kendi imkanlarımızla etkili bir mücadele ortaya koyuyoruz."
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanı Erdoğan Katar'da - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?