Stockholm Üniversitesi Türkiye Araştırmaları
Enstitüsünün resmi açılışı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve İsveç Kralı Carl XVI.
Gustaf'ın katıldığı törenle gerçekleştirildi.
Stockholm Üniversitesi Frescati Kampüsü'ne birlikte gelen Cumhurbaşkanı Gül
ve İsveç Kralı Carl XVI. Gustaf, Rektör Astrid Söderbergh Widding ve Türkiye
Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Paul Levin tarafından karşılandı. Tören öncesinde
Gül ve İsveç Kralı, üniversite yönetiminden temsilciler ve Türkiye Araştırmaları
Enstitüsünün sponsorlarıyla bir araya geldi.
Sohbetin ardından Gül ve Kral, açılış töreninin yapıldığı Aula Magna
Salonu'na geçerek sahnedeki yerlerini aldı.
Törende konuşan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, sözlerine enstitünün
kurulmasında emeği geçen herkese teşekkür ederek başladı. Enstitü Müdürü Paul
Levin'in eşinin Türk olduğunu anımsatan Davutoğlu, "Kendisi bizim damadımız.
Enstitünün açılmasından sonra Türkçesini iyileştirebiliyor mu, her gün kontrol
edeceğiz" dedi.
Çok az milletin hem geçmişte iyi ilişkiler kurduğuna hem de bugün çok iyi
stratejik ortaklar olduğuna işaret eden Davutoğlu, bu nadir durumun Türkiye ve
İsveç için ifade edilebileceğini söyledi. Bakanlar, devlet adamları ve
akademisyenler olarak görevlerinin bu geleneği devam ettirmek olduğunu belirten
Davutoğlu, 1700'lü yıllarda iki ülke arasında imzalanan dostluk ve barış
anlaşmasını "büyük bir miras"' olarak niteledi. Davutoğlu, "Bizim esas
görevimiz bu mirası korumak ve mesajımızı bir sonraki nesillere aktarabilmektir"
ifadesini kullandı.
Bu değerli mirasın gelecek nesillere aktarılmasında Türkiye Araştırmaları
Enstitüsünün önemli bir yeri olacağına değinen Davutoğlu, Stockholm
Üniversitesine bu anlamlı inisiyatifi aldığı için müteşekkir olduğunu, dışişleri
bakanları ve iki ülkenin hükümetleri olarak bu girişimi her zaman
destekleyeceklerini belirtti.
-"Akademisyen olarak burada çalışabilirim"-
Türkiye-İsveç ilişkilerinin Akdeniz ile Baltık ülkeleri arasındaki ilişkiler
arasında önemli örneklerden birini teşkil ettiğini ve enstitünün çalışması
gereken alanlardan birinin bu olduğunu ifade eden Davutoğlu, iki ülke arasındaki
ilişkinin Avrupa'nın tarihini etkilediğini, bu yüzden geçmişin çok iyi
araştırılması gerektiğini dile getirdi.
Enstitünün, bugün imzalanan stratejik ortaklık belgesi çerçevesinde
ekonomik, kültürel ilişkilerin nasıl geliştirilebileceğine yönelik çalışmalar
yürütebileceğine vurgu yapan Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Sadece devletler ya da hükümetler arasında değil entelektüeller, her iki
ülkenin üniversiteleri, akademisyenleri arasında bunu yapmak lazım. Çünkü uzun
süreli sağlam ilişkiler ancak ve ancak toplumun bütün kısımları bu ilişkileri
sahiplenirse ve birlikte çalışmaya karalı olursa devam eder. Aksi halde devletler
mükemmel anlaşmalar imzalar, çok iyi tanımlanmış çerçeveler çizer ama toplumların
sahip olduğu kurumsal altyapı yoksa bu ilişkiler hiçbir şekilde idame
ettirilemez. İşte o yüzden bugün biz, şu anda var olan stratejik ilişkilerimizi
iyileştirmek adına çok güçlü bir kurumsal çerçeve başlatıyoruz."
"İki ülkenin değerlerini yansıtacak yeni bir nesil ortaya çıkarma"nın
enstitünün ana misyonu olduğunu söyleyen Davutoğlu, Türkiye'nin ve İsveç'in
geleneklerini aynı anda kucaklayan ve geleceği bu şekilde inşa etme yeteneğine
sahip olan gençlere ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
Enstitüde çalışacak herkese Türkiye'nin desteği konusunda garanti verdiğini
söyleyen Davutoğlu, konuşmasını "Sizin başarınız bizim başarımızdır. Çünkü
siyasette yaptığımız ne olursa olsun, bunlar ancak sağlam, kültürel bir altyapı
oluşturulmasına yardımcı olur. Gerisi size kalmış. Belki bir gün bir akademisyen
ve sadece eski bir dışişleri bakanı olarak gelip bu enstitüde çalışabilirim"
sözleriyle tamamladı.
-"Ombudsmanlık, XII. Şarl'ın Osmanlı'dan öğrendiği bir bilgidir"-
İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt de Davutoğlu'nun "akademisyen olarak
burada çalışabileceği" sözlerine atıfta bulunarak Stockholm Üniversitesinde
tamamlanmamış çalışmaları olduğunu, onları bir an önce bitireceğini belirtti.
Türkiye ile İsveç arasında coğrafi anlamda uzak mesafeler olduğunu ancak
tarihi açıdan bakınca mesafenin büyük olmadığının görüldüğünü, bu durumun bugüne
de yansıdığını dile getiren Bildt, iki ülke ilişkilerini daha da güçlendirmek
için çaba harcandığını ifade etti.
Türkiye Araştırmaları Enstitüsünün çalışmalarında kültürel, ekonomik ve
siyasi alandaki ilişkilerin yansımalarının görüleceğini bildiren Bildt,
"Demirbaş Şarl" olarak da bilinen Kral XII. Şarl'ın Osmanlı'ya sığındığı, orada
gördüklerinden ilham da aldığını vurguladı. Bildt, "Ombudsmanlık (kamu
denetçisi) kurumu da kökleri itibarıyla o günlere dayanmaktadır. Dünyaya
İsveçlilerin bir hediyesidir ombudsmanlık ama aslında XII. Şarl'ın Osmanlı'dan
öğrendiği bir bilgidir bu" diye konuştu. Sözlerinin salondaki bir kişi
tarafından alkışlanması üzerine Bildt'in "Ancak bu, fikri mülkiyet hakları
konseptinden önceydi" demesi salonda gülüşmelere neden oldu.
Enstitünün açılışının zamanlamasının da çok yerinde olduğunu vurgulayan
Bildt, Türkiye'nin yürüttüğü dış politikanın neticesinin demokrasi ve ekonomi
alanında görüldüğünü ifade ederek, şunları kaydetti:
"Bütün sorunlar çözüldü demiyorum ama ilerleme denilen şey bu değil mi?
Türkiye'de de pek çok farklı alanda bu ilerleme görülüyor. Toplumlarımızı
ilerletmek, Avrupa'yı ileriye taşıyabilmek için birbirimizi daha iyi anlamamız ve
bu ilişkileri yürütmemiz lazım. Türkiye'yi öğrenmek için çok daha fazla kaynak
ayırıyoruz. Türkiye'nin deneyimlerinden pek çok boyutuyla faydalanabilmek için
kaynak sarf ediyoruz."
-Enstitünün şeref defterine ilk imzalar atıldı-
Rektör Widding de yaptığı konuşmada, 1878'de kurulan, 64 binden fazla
öğrenci, 5 bini aşkın çalışana sahip Stockholm Üniversitesinin, dönemin önemli
sorularını en iyi şekilde cevaplamakla yükümlü olduğunu söyledi.
Enstitünün bu amaca çok iyi şekilde yanıt verebileceğini düşündüğünü
kaydeden Widding, çalışmaların hem iki ülke arasındaki ilişkilere hem de
Türkiye'yi İskandinavya, Avrupa ve global perspektifte anlamaya yardımcı
olacağını ifade etti.
Töreni sahnedeki koltuklarından izleyen Cumhurbaşkanı Gül ve İsveç Kralı
Carl XVI. Gustaf, konuşmaların ardından Türkiye Araştırmaları Enstitüsünün şeref
defterinin ilk sayfasını imzaladı.
Gül ve Kral'ın törene gelmesinden önce Lijekrona Dörtlüsü, aralarında
Mozart'ın "Türk Marşı"nın da bulunduğu klasik müzik eserlerinden oluşan dinleti
sundu.
Törene, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen
Bağış ile heyette bulunan milletvekilleri de katıldı.
Muhabir: Eda Ünlü Özen
Yayıncı: İbrahim Uyar - ANKARA
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanı Gül İsveç'te - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?