Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Bölgesi Grubu üyesi Celalettin Can, "Demokratikleşme Paketi beklentileri karşılayacak, çözüme katkı sunacak, Türkiye'yi demokratikleştirecek bir paket değil" dedi.
Can, Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Grubu üyesi Zübeyde Teker ile düzenlediği basın toplantısında, Akil İnsanlar Heyeti'nin bazı üyelerinin yazdığı raporları gazetecilere dağıttı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın hazırladığı Demokratikleşme Paketi ile Akil İnsanlar Heyetlerinin raporuyla ilgili kıyaslamalı bir açıklama yapmayı uygun gördüklerini anlatan Can, şunları kaydetti:
"Demokratikleşme Paketi'nde şahsen benim beklentim olmadı. Beklentimi yeterince karşılamadı. O zaman 'acaba bu Demokratikleşme Paketi ile bizim Akil İnsanlar Heyeti'nin ilişkisi nedir? Akil İnsanlar Heyeti raporu ne kadar Demokratikleşme Paketi'ne yansıdı' soruları geldi akla. Akil insanlar çalışırlarken ne kadar iktidar doğrultusunda çalıştılar veya ne kadar objektif olabildiler. Bunun kamuoyuna açıklanması gerekiyordu. Sonuç olarak her bölgeden 1-2 arkadaşımız çıktı ve raporlarını gönderdi. Raporlarımız çok uzun olduğu için özellikle raporların doğrudan doğruya talepler bölümünü özetlemelerini istedik."
Can, daha sonra Akdeniz, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu, Marmara, Ege ve Karadeniz bölgelerinin raporlarının bazı bölümlerini okudu.
Akil İnsanlar Heyeti'nin bütün raporlarının ortak noktasının seçim sisteminin kaldırılması olduğunu belirten Can, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Demokratikleşme Paketi beklentileri karşılayacak, çözüme katkı sunacak, Türkiye'yi demokratikleştirecek bir paket değil. Bu paketle biz akil insanların fazla bir ilgisi de yok yani bir nevi alan, PR çalışması yapmışız aslında. Hükümet almış bunu okumuş bir iki noktasından yararlanmış, manastır, köy adlarının değişimi gibi. Bu paketin bizimle, akil insanlarla bir ilgisi yok. Bu paketin Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılamak bir yana demokrasiye teğet bile geçmediğini bir denizcilik deyimiyle açıkta dolaştığını ortaya koyuyor."
Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Grubu üyesi Zübeyde Teker de Demokratikleşme Paketi'nin kendi içerisinde ciddi anlamda eksiklikler barındırdığını belirterek, şöyle konuştu:
"Kısmi olarak içinde olumlu sonuçlar barındıran bir paket. Paket ve zihniyeti değerlendirdiğimde açıkcası ben ciddi kaygılar yaşıyorum. Ben birçok ötekileşen kimliğe sahip biriyim. Bu çalışmayı kabul etmemdeki etken de bu ötekileşen kimliklerimin sorunlarına çözüm bulmak. Benden sonraki kuşaklarımın bu kimliklerinden dolayı öteki olmaması. Dün tekrar bir öteki olarak buldum kendimi. Bunu açık ve net olarak ifade etmek zorundayım. Bir Kürdüm, ana dilimi konuşmam halen yasaklı, net olarak aslında yasaklı. Bir Kızılbaşım halen cemevleri statüye kavuşmamış. Bir kadınım kadın sorununa yaklaşım eş başkanlık gibi bir cümleyle geçiştirilmeye çalışılmış, bir sosyalistim sosyalistlere hiçbir şekilde söz hakkı tanınmamış fikirleri ne dikkate alınmış ne de talepleri çerçevesinde onlara bu ülkede yaşama hakkı verilmiş."
Teker, demokratikleşme paketinin bu "kimliklerinin hiçbirisinin yarasını sarmadığını" ileri sürerek, şöyle dedi:
"Kaygılıyım çünkü cezaevindeki siyasi tutsaklardan sorumluyum. Ben kaygılıyım çünkü bölgemde birçok insanın evladı dağlarda, ben kaygılıyım çünkü hala birçok insanın çocuğu dağda. Bu üç başlık için şu ana kadar geliştirilmiş bir formül yok. Varolan formüller de bizi karşılayacak formüller değil. Dünden beri herkes paketi alkışlıyor ben alkışlayamıyorum. Halen aşırı şekilde kaygılıyım yol temizliği olarak tanımlanan hiçbir madde bu paketler içine şu ana kadar gündeme alınmadı. Kimlik ve kültür sorunlarımızın bir iki paketle çözüleceğine inanmıyorum. Ama bu ülkenin demokratikleşmesi anlamında bu paketlerin bir ön açıcı olacağını düşünüyorum. Ama temelli çözecek olanın da anayasa olduğunu biliyorum." - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Demokratikleşme Paketi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?