Kurultay delegeleriyle yapacağı toplantı öncesinde ülke gündemine ilişkin değerlendirme yapan Deniz Baykal, Türkiye'de çok ciddi bir hukuk ve yargı sorunu yaşandığını öne sürdü. Adalete olan güvenin çok ciddi şekilde sarsıldığını söyleyen Baykal, şöyle konuştu:
"Yıllarca en üst rütbede hizmet vermiş insanlar, bugün bambaşka suçlamaların hedefinde yer alıyor. Artık insanlar 'Ne var acaba bunun altında?' diye kendi kendine soruyor. Böylesi bir ortamda biz siyaset yapıp, vatandaşın hak ve hukukunu savunacağız. Türkiye, demokrasinin adeta 'oyun' haline geldiği bir noktaya doğru hızla ilerliyor. Bu böyle gitmez. Çünkü Türkiye'nin müthiş bir birikimi var. Bu yaşanan acı olaylar, bir takım sıkıntılara yol açabilir. Birçok insan ve aile büyük mağduriyetler yaşayabilir. Süreç aylar ve hatta yıllar sürebilir. Ancak bu böyle devam etmez. Mutlaka bir yerde bu aşılır. Böylesi olaylar geçmişte yaşanmadı mı? Yaşandı. O dönemde yaşanan olayları şimdi 21'inci yüzyılın Türkiye'sinde tekrar edilmesini kabul etmek mümkün mü? Çok acı olur bu. 'Yassı Ada Mahkemesi'nin hukukun yüz akı bir uygulama olmadığından hiç şüphe yok. Orası, 'siyasi bir mahkeme' idi. Şimdi kalkıp 1960'lı yıllara geri mi döneceğiz?"
İlker Başbuğ'un, 'Yüce Divan'da mı, yoksa özel yetkili mahkemede mi yargılanması gerektiği konusunda da açıklamalarda bulunan Baykal, bunun bir 'yetki' meselesi olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
YÜCE DİVAN TARTIŞMASI
"Bu davanın nerede görüşüleceği meselesi çok temel bir konu. Anayasa'da yapılan düzenlemelere göre, genelkurmay başkanlarının eski ya da yeni görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan'da yargılanması öngörülüyor. Özel yetkili mahkemeleri bu kapsam içine sokamazsınız. Bazıları, 'Darbe yapmak, görev suç mu?' diye soruyor. 'Darbe yapmak genelkurmay başkanının görevi değildir, o yüzden onu 'darbe yapıyor' iddiasıyla yargılayacaksak 'özel yetkili mahkemede' yargılayalım' deniliyor.
Yolsuzluk yapmak bir bakanın görevi mi? Bakan yolsuzluk yaparken, görevinden dolayı suç işledi diye 'Yüce Divan'da yargılanıyor. Oradaki görev de, bulunduğu konumun ona sağladığı yetki, imkan, güç, kudret ve otoriteyi görevinin gerçekten gereği için değil de, kendi çıkarı için yolsuzluk ya da darbe yapmak için kullandığı anda o işte 'görev suçu' işlemiş olabilir. Eğer, o noktadaki imkanlarını kullanarak suçu işlemişse yargılayacağınız yer 'Yüce Divan'dır. Bu çok açık ve net. Bunu bile hiçbir geçerliliği olmayan ve sağlam iddialar olmadan yok saymak mümkün değil."
CHP'DEN ÇIKIŞ YOLU BEKLENİYOR
Türkiye'nin çok sıkıntılı bir dönemden geçtiğini de belirten Baykal, "Türkiye'nin siyaseti, ekonomisi, hukuku derin bir krizin altında. Şimdi böyle bir ortam içinde hepimiz 'ülkemize karşı sorumluluğumuzun gereğini nasıl en etkili, en iyi şekilde yapabiliriz?' diye arayış içindeyiz. Bu nedenle Türkiye'nin bu yaşanan sorunları karşısında çok doğal olarak gözler CHP'ye yöneliyor. Herkes CHP'den bir çıkış yolu bir çözüm yolu arıyor, bekliyor. Biz bunun farkındayız, bunun sorumluluğu içindeyiz. Bu dikkat içindeyiz" diye konuştu.
Baykal, kurultay delegeleriyle basına kapalı toplantı yaptı.
Son Dakika › Güncel › Deniz Baykal: Adalete Olan Güven Sarsılıyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?