Kadın kuaförlerinde maskeli hizmet
ERZURUM'daki kadın kuaförleri, koronavirüse karşı alınan tedbirler kapsamında maske ve eldivenle hizmet vermeye başladı. Ayrıca kuaföre gelen müşterilere kolonya tutulduktan sonra maske verilerek içeri alınıyor. Kadın kuaförü Ahmet Kemal Özerbaş, "Saç boyası ve açıcılar içindeki etken maddelerde virüsün yaşama şansı imkansız. Ancak biz yine de maske ve eldivenle önlem aldık" dedi.
Koronavirüsün Türkiye'de de görülmesinin ardından salgınına karşı önlemler alındı. Türkiye'de her geçen gün vaka sayısının artması üzerine ülke genelinde olduğu gibi Erzurum'da da tedbirler artırıldı. Kentteki kadın kuaförleri de gelen müşterileri kolonya ile karşılıyor, ardından onlara maske veriyor. İş yeri sahipleri ayrıca tek kullanımlık havlu ve örtü kullanıyor.
Hijyene salgından önce de önem verdiklerini ancak virüs nedeniyle dezenfekte işlemlerini daha çok artırdıklarını söyleyen kuaför Ahmet Kemal Özerbaş, şöyle konuştu:
"Koronavirüs dünyayı, ülkemizi sarmaya başladığından beri bakanlığımızca tedbirler alınmaya başlayınca biz de kuaför olarak kendi tedbirlerimizi almaya başladık. Yaptığımız ilk iş salonumuzu baştan aşağıya dezenfekte etmek oldu. Tüm personel maske ve eldiven kullanıyor. Gelen müşterilerimize de maske dağıtıyoruz. Kullandığımız havlular ve örtüler tek kullanımlık. Müşterilere içecekleri tek kullanımlık bardaklarda ikram ediyoruz. Dışarısı soğuk olmasına rağmen iş yerimizi sık sık havalandırıyoruz. Makaslar ve diğer ürünlerimiz için steril makinemiz var. Bizim kullandığımız boya ve açıcıların içinde herhangi bir virüsün yaşama şansı yok. Çünkü boya, perma, açıcılar içindeki etken maddeler etken maddeleri nedeniyle mikrobu barındırmaz. Tene zarar verdiği için biz zaten eldivenle çalışıyoruz. Boyama, perma, açma işlemlerinde korona bulaşmaz. Ortamdan belki bulaşır bunun için de tüm önlemleri aldık ve elimizden geldiği kadar iş yerimiz steril etmeye çalışıyoruz."
Virüs salgını nedeniyle işlerde yüzde 90 düşüş yaşandığını belirten Özerbaş, "Kuaförlük mesleği en küçük şeyde etkilenen bir sektör. Çünkü ihtiyaç haricinde lükse girer. Üniversitelerin ve okulların tatil edilmesi çok etkiledi. Eğlence yerleri kapatıldığı için saç yaptırmaya ihtiyaç duyulmuyor. Düğün salonlarının da kapatılmasıyla etki daha da arttı" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------------------------Bayan kuaförününün maskeli olarak müşterisini saçlarını kesmesi-Saçların boyanmasından detay -Ahmet Kemal Özerbaş'ın boyanın içinde bulunan maddeleri anlatması -Müşterinin salona gelmesi-Kolonya ve maske verilmesi-Zülal Kotan ile röp-İbrahim Aksakla ile röp-Ahmet Kemal Özerbaş ile röp
Haber: Hümeyra PARDELİ - Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM,
Haber Kodu : 200321017
===============================
Koronavirüs nedeniyle şehre inmiyorlar
SAMSUN'un kırsal bölgelerinde yaşayanlar, koronavirüs nedeniyle zorunlu olmadıkça il ve ilçe merkezlerine gitmiyor. Vatandaşlar, günlerini köy evlerinde geçiriyor.
Karadeniz'de bu yıl erken başlayan yayla ve köylere göç ile vatandaşlar, şehirlerdeki kalabalık ortamlardan uzaklaşarak sakin yerleşim yerlerine doğru çıkıyor. Köy ve yaylalara çıkanlar ile burada yaşayanlar, koronavirüs nedeniyle kent merkezi ile ilçelere inmiyor. Samsun'un kırsal alanlarındaki mahallelerinde yaşayanlar da zorunlu olmadıkça evlerinden çıkmıyor.
'KÖYLER DAHA KIYMETLİ OLDU'Gürgenyatak Mahallesi'nde yaşayan Musa Uzun, koronavirüs nedeniyle şehir merkezine gitmediğini belirterek, "Yaşadığımız yer kırsal bir bölge. Şehir merkezi çok kalabalık ama bizim buralar daha seyrek olduğu için korunaklı geliyor. Mecbur kaldıkça şehir merkezine gidiyoruz. Solumadan, hapşırıkla virüs geçiyor diyorlar, biz de elimizden geldiğince dışarı çıkmıyoruz. Koronavirüs nedeniyle şehirler yerine kırsal bölgeler, köyler kıymetli artık. Bu sıra köylere gelmek isteyen de çok oluyorö dedi.
'ZORUNLU OLMADIKÇA GİTMİYORUZ'Lise öğrencisi Hasan Yavuz da okulların tatil edilmesinden sonra köydeki evine geldiğini anlatarak, "Ben ilçeye yaklaşık 35 kilometre uzaklıkta bir köyde yaşıyorum. Okulum nedeniyle Samsun kent merkezinde ağabeyim ve ablamla kalıyordum. Okullar tatil olunca evime geldim. Elimizden geldiğince evden dışarı bile çıkmıyoruz. Zorunlu olmadıkça hiçbir yere gitmiyoruz. Koronavirüs çok hızlı ilerliyor ve bulaşıyor. Ne kadar kalabalıktan uzak olabilirsek o kadar iyi diye düşünüyoruzö diye konuştu.
"TEMİZLİK YAPIYORUZ"Çiftlik Mahallesi2nde yaşayan Mustafa Yolcu ise "Şehir merkezi daha kalabalık olduğu için insanlar köylere geliyor, biz de şehir merkezine inmiyoruz. Koronavirüs kalabalıkta bulaştığı için ilçe merkezine bile gitmemeye çalışıyoruz. Hatta merkezdekiler bile köye geliyorlar. Buralarda evler çok yan yana değil nüfus da az olduğu için korunaklı oluyor. Koronavirüs nedeniyle herkes biraz tedirgin ama kolonya ve çamaşır suyu ile evde temizlik yapıyoruz. Kendimizce korunmaya çalışıyoruzö şeklinde konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------------Mahalleden detaylar-Evde vatandaşların soba yakması-Odun getirmesi-Çay demlemeleri-Ders çalışan öğrenciden detay -Röportajlar-Muhabir anonsu-Detaylar
Haber-Kamera: Yaprak KOÇER-Hüseyin KALAY/SAMSUN,
Haber Kodu : 200321026
=================================
Muşlu otel sahibinden 4 yıldızlı hareket MUŞ'ta, 4 yıldızlı otel sahibi Serdal Özüpak (41), koronavirüsle mücadele kapsamında Sağlık Bakanlığı'na destek için otelinin karantina hastanesi olarak kullanılabileceğini söyledi. Hiçbir karşılık beklemeden otelini hizmete sunabileceğini belirten Özüpak, salgınla mücadelede herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini ifade etti.
İstasyon Caddesinde 6 yıldır hizmet veren 96 oda ve 250 kişi kapasiteli 4 yıldızlı otelin sahibi Serdal Özüpak, dünyayı kasıp kavuran koronavirüsü ile mücadelede 'Ben de varım' dedi. Evli ve 5 çocuk babası Serdal Özüpak, yaklaşık 35 milyon TL değerindeki otelini, devletin hizmetine vermeye hazır olduğunu söyledi. Koronavirüs tedbirleri kapsamında ihtiyaç duyulduğu anda hiçbir karşılık beklemeden otelinin karantina hastanesine dönüştürülmesini isteyen Özüpak, herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiği çağrısında bulundu.
'BUGÜNLER, BİRLİK VE BERABERLİK GÜNÜ'Bugünlerin birlik ve beraberlik günü olduğunu belirten Özüpak, "Dünyayı kasıp, kavuran koronavirüs ile maddi veya manevi herkesin elini taşın altına koyması gerek. İnşallah bu kötü kabus kısa sürede sona erer ve eski günlerimize yeniden kavuşuruz. Devletimize destek vermek ve halkımızın sağlığı için otelimiz her zaman devletimizin ve halkımızın hizmetinde olduğunun bilinmesini istiyorum. İnşallah ihtiyaç duyulmaz ama eğer duyulursa da o günlere gelirsek otelimiz her zaman devletimizin emrindedir, anahtarımızı bırakırız. Biz de devletimiz için can ve baş ile ne gerekiyorsa yapmaya hazırız" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-Otel odasından detaylar-İş insanının odaları tanıtması-Otel odalarından yakın ve geniş detaylar-Odalardaki malzemelerden detaylar-Otel içerisinden detay-Oda içerisindeki banyo ve lavabodan detay-Otelin bekleme salonundan detay-Otelin dış görünümünden detay-İş İnsanı Serdal Özüpak Röp.
Haber ve Kamera: Muhammed Sami MARAL/MUŞ,
Haber Kodu : 200321033
==================================
Ambulans sürücülerine ileri sürüş teknikleri eğitimi verildi DİYARBAKIR İl Sağlık Müdürlüğü tarafından hastaların ve çalışanların güvenliğini artırmak, ambulans kazalarını azaltmak amacıyla ambulans şoförlerine eğitim verdi.
İl Sağlık Müdürlüğü Acil Sağlık Hizmetleri Başkanlığı tarafından Diyarbakır, Batman, Mardin, Şırnak ve Siirt'te görev yapan personele hastaların ve çalışanların güvenliğini artırmak, ambulans kazalarını azaltmak amacıyla ambulans sürüş teknikleri eğitimi verildi. 5 gün süren eğitimde personele teorik eğitimin yanı sıra sürat parkurlarında slalom ve şerit değiştirme gibi eğitimlerle ambulans bakım ve onarımı konuları da anlatıldı.
Diyarbakır Acil Sağlık Hizmetleri Başkan Yardımcısı Levent Bayka, eğitimde ambulans sürücülerin tek başına kaldıkları zaman yaşayacağı sorunlar karşısında ne yapmaları gerektiğinin anlatıldığını belirtti. Bayka, "İlk 3 günkü teorik eğitimden sonra sahada son 2 gün de dikkat parkurları kuruluyor. Bu dikkat parkurlarında aracın yanaştırılması, herhangi bir kazaya sebebiyet vermeden dar sokaklara ve alanlara girme kabiliyetleri geliştiriliyor. Son gün ise sürat parkurları yapılıyor. Bu sürat parkurlarında slalom, şerit değiştirme gibi teknik konular işlenerek eğitimler tamamlanıyor. Bu eğitimler içerisinde zincir takma, stepne değiştirme, ambulansın genel bakım onarımları, ambulans ömrünü uzatacak bakım ve onarımların ne şekilde yapılması gerektiği ve nelere dikkat etmeleri gerektiği ile ilgili bilgilendirmeler yapılıyor. Bu eğitimimiz bir sürücülük eğitimi değil tamamen teknik bir eğitim. Sürücü olan arkadaşlara ambulansla beraber trafikte veya tek başlarına kaldıklarında ambulansa hakimiyetleri ile bakım ve onarımlarını gerçekleştirmeleri açısından yapılmaktadır" dedi.
'SİRENİ AÇIK AMBULANSLARA YOL VERELİM'Trafikte zaman zaman bazı sıkıntılarla karşı karşıya kaldıklarına dikkat çeken Bayka, "Sireni açık ambulanslara yol verelim. İki şeritli olan yerlerde fermuar sistemiyle sağa ve sola yanaşarak ambulanslara yol vermemiz gerekmektedir. Ambulansın içerisinde bizim kendi yakınımız da olabilir. Eğitimi aldıktan sonra yeterlilikte olduğunu bildiğimiz arkadaşlara hastalarımızı ve ambulanslarımızı teslim etmiş oluyoruz. Bu eğitimlerimiz 20-25'er kişilik gruplar halinde yapılıyor. Biz bölge ili olduğumuz için Diyarbakır dahil 5 ilimize bu konuda hizmet vermekteyiz. Materyal ve eğitmen desteği vermekteyiz ve ayrıca diğer ilerden kursiyerleri alıp bu eğitimi vermekteyiz. Batman, Mardin, Şırnak ve Siirt ile koordineli bir şekilde çalışmaktayız" diye konuştu.
Görüntü Dökümü---------Ambulans eğitiminin havadan görüntüsüEğitimden detayLevent Bayka'nın konuşmasıGenel ve detay
Haber-Kamera: Emrah KIZIL- Selim KAYA/DİYARBAKIR,
Haber Kodu : 200321018
============================
Eskişehir 112 çalışanlarından klipli 'evinizde kalın' çağrısı
ESKİŞEHİR'de 112 çalışanları, yeni tip koronavirüs (Covid-19) ile mücadele kapsamında video klip hazırlayıp vatandaşlara 'biz sizin için çalışıyoruz, siz evinizde kalın' çağrısında bulundu. Sosyal medyada paylaşılan video kısa sürede büyük beğeni topladı.
Dünyayı etkisine alan korona virüsüne karşı, uzmanlar halka evlerinde kalmaları yönünde uyarılarda bulunuyor. Risk altındaki sağlık çalışanları virüsün yayılmaması için çalışmalarını sürdürürken, Eskişehir 112 İl Ambulans Servisi Başhekimliği çalışanları da vatandaşları uyarmak için video klip hazırladı. Sosyal medyada paylaşılan videoda 112 acil servis çalışanları 'biz sizin için çalışıyoruz, sizde bizim için evinizde kalın' mesajı verdi. Sosyal medyada kısa sürede yayılan video büyük beğeni toplarken, kullanıcılarda sağlık çalışanlarının mesajlarına destek vererek zorunlu olmadıkça kimsenin evinden çıkmaması gerektiğini ifade etti.
Görüntü Dökümü: -Eskişehir 112 İl Ambulans Servisi Başhekimliği-112 acil servis çalışanları-Video klibin çekilmesi-Ambulans ve çağrı merkezi detayları-Hazırlanan video-Genel görüntüler
Haber-Kamera: Engin ÖZMEN-Caner AKSU/ESKİŞEHİR,
Haber Kodu : 200321022
=================================
Van'daki özel dershaneler uzaktan eğitime başladı VAN'da özel dershaneler, koronavirüs nedeniyle okulların tatil edilmesi sonrası, Instagram ve Youtube gibi sosyal medya ağlarının yanı sıra, internet üzerinden yayın yapan yerel televizyon kanallarını da kullanarak uzaktan eğitime başladı.
Çin'de ortaya çıkan ve dünyaya yayılan koronavirüs nedeniyle, Türkiye'de eğitim kurumları geçen hafta tatil edildi. Bu kararın ardından harekete geçen bazı özel dershaneler, internet üzerinden yaptıkları yayınlarla öğrencilerin derslerinde geri kalmaması için çaba sarf ederek, yeni yöntemler geliştirdi. Youtube ve Instagram gibi sosyal medya ağlarının kullanıldığı uzaktan eğitim derslerinde, öğretmenler öğrencilerin sorularını da yanıtlayıp, interaktif bir ortam oluşturuyor.
ÖĞENCİLERERE, 'EVDEN ÇIKMAYIN' UYARISIÖğretmenler, uzaktan eğitimlerde öğrencilerini koronavirüse karşı uyarmayı ihmal etmezken, derslerin belirlenen program kapsamında işlendiğini de kaydetti. İnternet üzerinden eğitime başlayan dershanelerden birinin müdürü olan Lokman Tekin, 600 öğrencinin uzaktan eğitim imkanından faydalandığını söyleyerek, " Derslere ara verilme kararı alındıktan sonra biz ekip olarak bir araya geldik. Neler yapabileceğimize yönelik tartışmalarda bulunduk. Öğretmenlerimizin hepsi canla başla çok yoğun bir mesai ile çalışıyorlar. Aynı zamanda Instagram hesabı üzerinden günde 4 saat canlı yayınla öğretmenlerimiz ders anlatıyor. Bu konuda öğrencilerimizden muhteşem dönüşler alıyoruz" dedi.
'WHATSAPP UZERINDEN SORU-CEVAP'Bir başka dershanenin müdürü olan Taner Çokbakar ise Van'da internet üzerinden yayın yapan yerel televizyon kanalı üzerinden öğrencilerine uzaktan eğitim verdiklerini söyledi. Çokbakar şunları söyledi: "Online dersler vermeye başladık. Bu dersler her gün işlenecek. Öğrencilerimize dağıttığımız programlara göre dersler verilecek. Burada sadece öğrencilerimiz değil, isteyen herkes burada dersleri takip edebilecek. Öte yandan WhatsApp üzerinde kurulan gruplarda öğrencilerimize ulaşabiliyoruz. Burada soru-cevaplar yapıyoruz, psikolojik destek veriyoruz. Biz, bu sürecin geçici olduğunun farkındayız. Bu ara dönemde iyi ders çalışsınlar. Bizim onların yanlarında olduğumuzu bilsinler."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ----------------------------Sınıfta instagram hesabı üzerinde canlı yayında ders anlatan bayan öğretmen-Derst anlatırken-Öğrencilerin instagramda attıkları mesajlar-Öğretmenlerin ders anlatımından detaylar-Öğretmenlerle röportaj-Sınıfta ders anlatan öğretmenlerden genel ve detaylar-Dershane Müdürü Lokman Tekin ile röportaj>-Bir başka dershanenin öğretmenleri internet üzerinde yayın yapan bir internet sitesinin stüdyosunda ders anlatmaları-Dershane Müdürü Taner Çokbakar ile röportaj-Ders anlatımından detaylar
Behçet DALMAZ/VAN,
Haber Kodu : 200321020=====================================
Kuyumcudan koronavirüse karşı şeffaf naylonlu önlem EDİRNE'nin Keşan ilçesindeki bir kuyumcu dükkanında koronavirüse karşı önlem olarak tezgah ile müşterilerin bulunduğu alan şeffaf naylonla ayrıldı. Alışveriş için gelen müşteriler, uygulamadan memnun olduklarını söyledi.
Keşan'ın Büyük Cami Mahallesi Kunduracılar Caddesi'ndeki bur kuyumcu dükkanında çalışanlar, koronavirüse karşı hem kendilerini, hem de müşterileri korumak amacıyla tezgah ile müşterilerin bulunduğu alanı şeffaf naylonla yapılan paravanla ayırdı. Çalışanlar, altın ve para alışverişini de naylonda açtıkları pencereden yaptı. İş yerine gelenlerin birçoğu da bu uygulamadan memnun kaldıklarını dile getirdi. Çalışanlar ayrıca müşterilere işlerinin bitmesinin ardından kolonya ya da el dezenfektanı da tutuyor.
'HEM BİZİM HEM DE MÜŞTERİLERİMİZİN SAĞLIĞI İÇİN'Kuyumcuda çalışan Özgür Taşkıran, müşterilerle çalışanlar arasındaki alanı ayıran tezgah üzerine naylon paravanla koronavirüs salgınına karşı tedbir aldıklarını belirterek, "Koronavirüs salgınının yayılmaya başlamasının ardından bu önlemi aldık. Hem bizim hem de müşterilerin sağlığı için güvenli mesafe oluşturmak istedik. Biz de böyle bir önlem aldık. Müşterilerimiz de gayet iyi karşılıyor. Kendileri de memnun oldu. Para veya altın alışverişi bittikten sonra müşterilerimize kolonya ya da el dezenfektanı da tutuyoruz" dedi.
MÜŞTERİLER MEMNUNKuyumcuda alışveriş yapan Nurettin Arslan, "Çok güzel bir önlem. Gerekliydi. Ben pazarcıyım. Pazarda bizde eldivenlerimizi takıyoruz" dedi.Lütfü Balaban da hem çalışan, hem de müşteri sağlığı açısından iyi bir önlem alındığını ifade ederek, "Başarılı bir düşünce olmuş. Takdir ediyoruz. Dünya genelinde virüs bir sorun olduğu için böyle önlemler alınıyor. Bu önlem de yerinde olmuş" dedi.Öte yandan şehirdeki kuyumcuların 23 Mart Pazartesi gününden itibaren koronavirüs tedbirleri kapsamında 11.00-15.00 saatleri arasında hizmet verecekleri bildirildi.
Görüntü Dökümü-----------------------Naylonla kaplanan tezgah-Çalışanların tezgah arkasında çalışması-Kuyumcu genel gör.-Altınlar-Para ve altın alışverişi yapan müşteriler-Müşterilere kolonya ve dezenfektan ikramı-Kuyumcuda çalışan Özgür Taşkıran röp.-Müşterilerle röp.-DetaylarHaber-Kamera: Ünsal YÜCEL/KEŞAN(Edirne),-
Haber Kodu : 200321021
=====================================
Prof. Dr. Aslan: Bizim bölgemizde de tahribata yol açan çekirge türleri var Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, Afrika'da ortaya çıkan Türkiye'nin İran ile Irak sınırına kadar yayılan çekirgelerin Türkiye'ye girmeleri için uygun ortam olmadığını belirtti. Prof. Dr. Aslan, "Bizim bölgemizde de tahribata yol açan çekirge türleri var. Yaklaşık 2- 3 yılda bir çekirge istilası oluyor" dedi.
Afrika'dan başlayıp, Türkiye'nin İran ile Irak sınırına kadar gelen çöl çekirgeleriyle ilgili YYÜ Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan açıklama yaptı. Prof. Dr. Aslan, çöl çekirgelerinin Türkiye'de bir tehlike oluşturup oluşturmadığı ile ilgili sorularla karşı karşıya olduklarını söyledi. Bu konuda araştırma yaptıklarını belirten Prof. Dr. Aslan, "Genellikle bu çekirgelerin geçiş yollarını, yol güzergahlarını takip ettik. Bu çekirgelerin geçtiği bölgelerde çok ciddi sorunlar meydana getirdiklerini hem geçmiş tarihte hem de günümüzde görüyoruz" dedi.
'ÜLKEMİZE GELMESİ ZOR'Bu çekirgelerin ülkemize gelmesinin zor olduğunu belirten Prof. Dr. Aslan, "Çünkü ürümesi için belli şartların oluşması gerekiyor. Bir canlının toplumda yaşamını devam ettirebilmesi ve üremesi için optimum şartların oluşması gerekiyor. Bunlar sıcaklık, yiyecek üretimi ortamının hazırlanması, güvenlik ve yaşamını devam ettirebileceği ortam. Bu ortamlardan en önemlisi de çekirgeler için ısı. Bunlar soğukkanlı hayvanlar, soğuk olduğu zaman da yaşayamazlar. Sıcakta yaşamaları gerekir. Ülkemizde de bu çekirgelerin gelebileceği bir ortam henüz yok" diye konuştu.
BİZİM BÖLGEMİZDE DE TAHRİBAT VEREN ÇEKİRGELER VARProf. Dr. Aslan, bu bölgede de tahribata yol açan çekirge türünün olduğunu ve birkaç yılda bir bölgede yaşayanların bu çekirge istilası ile mücadele verdiğini söyledi. Özellikle bu çekirge türlerinin başta Bahçesaray olmak üzere Çatak ve Gürpınar ilçelerinde ortaya çıktığını anlatan Prof. Dr. Aslan, "Tarım il Müdürlüğü'nde çalışan arkadaşlarımız da bu çekirgelerin nerede ürediklerini ve ne zaman çıkacakları bilgisine de sahiptirler. Bizlerde bilgilendirme yapıyoruz. Bizim bu bölgemizde havalar ısınmadan, yani mayıs- haziran ayına kadar herhangi bir çekirge problemi olmaz. Çekirge problemi olabilmesi için havaların ısınması lazım" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------------YYÜ Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan'ın çekirgelire ekrandan göstermesinden detaylar-YYÜ Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan ile röportaj-Detaylar
Gülay KUYUCU- Orhan AŞAN/VAN, -
Haber Kodu : 200321023
=====================================
Yetkili servis, koronavirüse karşı araçları ücretsiz dezenfekte ediyor
ANTALYA'da koronavirüsle mücadele kapsamında bir yetkili servis, 350 ile 500 TL arasında değişen dezenfekte uygulamasını ücretsiz yapıyor. Servis Genel Müdürü Erhan Şahin, "İlk başta 3- 5 araç gelirken, şimdi günde 50 araç geliyor" dedi.
Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyaya yayılan koronavirüs salgını nedeniyle Türkiye'de devletin aldığı önlemlere özel sektör de destek verdi. Vatandaşlar işe gitmeyip, alışveriş merkezlerinden, kafelerden ve sosyal yaşam alanlarından uzak durmaya başladı. Dışarı çıkmak zorunda olanlar ise virüsün bulaşmasını önlemek için birçok önlem aldı. Bunların başında maske, el dezenfektanları ve kolonyalar gelirken oturduğu evi, iş yerini ve otomobilini de dezenfekte edenlerin sayısı bir anda arttı. Özellikle otomobilini dezenfekte ettirmek isteyenler bu işi yapan firmaların yolunu tutarken Antalya'da faaliyet gösteren yetkili servis Kare Oto yetkilileri ise kendi araç gruplarına dezenfekteyi ücretsiz sunacağı müjdesini verdi.
Normalde 350 ila 500 TL arasında değişen dezenfekte işlemini virüse karşı önlemler kapsamında kendi araç gruplarına ücretsiz uygulayacaklarını anlatan Kare Oto Genel Müdürü Erhan Şahin, uygulamanın virüse ve bakteriye karşı etkili olduğunu söyledi. Kendi personellerinin de hijyene dikkat etmesi için firma içinde önlemler aldıklarını belirten Şahin, "Herkes taşın altına elini koymalı. Biz de üzerimize düşeni yaptık. Bu hizmet kendi araç grubumuza ücretsiz sunuyoruz. Bu uygulama yapılınca 40 dakika beklemek lazım. Bu çok faydalı bir şey. Diyelim ki araç içinde 1 milyon bakteri ve virüs var. Bu işlemin ardından ortalama 300'e kadar düşüyor. Dezenfekte işlemi ise kullanıma bağlı olarak ortalama 1 ay kadar geçerli oluyor. Diğer araç gruplarının iç aksamlarının dayanıklılığını bilmediğimiz için şimdilik sadece kendi araçlarımıza yapıyoruz. İlk başlarda 3- 4 araç gelirken şimdi bir günde 50 aracı dezenfekte ediyoruz" diye konuştu.Şahin, dezenfekte için bir başka proje üzerinde de çalıştıklarını bunu da kısa sürede hayata geçireceklerini sözlerine ekledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: --------------RÖP: Erhan Şahin ile röportajAraçların dezenfekte edilmesiDHA Muhabiri Alparslan ÇINAR'ın anonsu
HABER: Alparslan ÇINAR -KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,
Haber Kodu : 200321052
==================================
'Türkiye'deki turist ülkesine dönmek istemiyor'
ANTALYALI ve Alanyalı turizmciler, koronavirüs nedeniyle, 2016'daki gibi bir kriz yaşamamak adına önlemlerini almaya çalışıyor. Salgından her anlamda en az hasarla çıkmak istediklerini ifade eden Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) Başkanı Burhan Sili, Türkiye'ye gelen turistlerin birçoğunun da ülkelerine dönmek istemediklerini söyledi.
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını, Antalya ve Alanya'da özellikle turizm sektörünü sekteye uğrattı. 2020 yaz turizm sezonunun açılmasını bekleyen turizmciler, koronavirüs salgınıyla birlikte sezonun açılışını ertelemek zorunda kaldı. Türkiye Tanıtım Ajansı (TTGA) ve Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Yönetim Kurulu üyesi, ALTİD Başkanı Burhan Sili, diğer ülkelerle kıyasladığında koronavirüs tehlikesinin daha düşük düzeyde seyrettiğini belirterek, "Bunu sevindirici olarak söylemiyorum ama en azından önlemlerin alınmış olması bize avantaj sağladı" dedi.
'EĞİTİMLER VERİLDİ'Yaşanan süreçte kış turizminin de devam ettiğini belirten Burhan Sili, "Diğer taraftan turizm sezonumuz kış döneminde de devam ediyordu. Bununla ilgili olarak hem Antalya hem Alanya sağlık birimleri tarafından personelimize, bizlere eğitimler verildi. Bu çerçevede hem kendi misafirlerimizin, hem de burada çalışanların, bizlerin sağlığının korunması amacıyla bir dizi önlem aldık. Özellikle el yıkama konusunda tuvaletlerimize ne şekilde yıkanması gerektiğiyle ilgili bildiriler astık. Diğer yandan restoran girişlerine, tesis girişlerine el dezenfektanları koyduk. Misafirlerimize de bu konuda hem rehberler aracılığıyla hem de info tahtalarımız aracılığıyla bilgi aktarmaya çalışıyoruz. Personelimizin de kendi aralarında sorun yaşamamaları ya da bulaştırmamaları anlamında alacakları önlemler silsilesinde değerlendirdik. Her ne olursa olsun bulaşmayacağı anlamına gelmiyor" diye konuştu.
'BU ÜLKEDE KALMAK İSTİYORUM'Sınırların uçuşlara kapatılmasıyla birlikte kaynak pazarların neredeyse tamamının kapandığını anlatan Sili, şunları söyledi: "Uçuşlar durduruldu, birçok ülkede girişler durduruldu. Ama halihazırda Rusya devam ediyor. Bu sabah itibarıyla Rusya'nın girişler ve vatandaşlarını geri çağırma anlamında duyuruları oldu. Tabi gelişler de azaldı. Biz geçen hafta bu konularla alakalı bir dizi toplantılar gerçekleştirdik. Toplantılar sonrasında kaynak pazarlarımızın kapanmış olanlarıyla alakalı dönmek isteyen misafirlerimizin Charter seferlerinin 20 Mart'a kadar devam ettiğini ve uçuşları daha sonra olsa dahi bu charterlarla dönebileceklerini ifade ettik. Tercih edip dönenler oldu. Tercih etmeyip 'Ben bu ülkede kalmak istiyorum. Tatilime devam etmek istiyorum' yahut 'Burada daha da fazla kalmaya devam edeceğim' anlamında talepler de var. Bunları da değerlendiriyoruz. Bizim misafirimiz olmaya ve servis almaya devam ediyorlar."
17 Nisan'a kadar kaynak pazarlardaki uçuşların durdurulduğunu, oradan gelecek misafirlere sınırların kapatıldığını hatırlatan Burhan Sili, "Bizim olumlu tahminlerimiz bu işin haziran itibariyle toparlanacağı yönünde. Genel anlamıyla, hem insan sağlığı açısından hem de firmaların, uçak şirketlerinin, otellerin, turizmle veya diğer sektörlerle alakalı çok fazla hasar bırakmadan bu sorunun halledilebileceğini umut ediyoruz" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------Turistlerden genel ve detay görüntüRÖP: Burhan Sili RÖP
HABER: Burcu MUTLU- KAMERA: Engin ANAK/ALANYA,
Haber Kodu : 200321045
========================================
Tarihi Arasta Çarşısı'ndaki şadırvanın maketini yaptı
MUĞLA'da, marangoz ustası Ali İlhan (70), 6 asırlık tarihi Arasta Çarşısı'nda bulunan şadırvanın ahşaptan maketini yaptı. İlhan, günde 8 saat çalışarak 2 ayda tamamladığı maketin değerini, el emeğine değer veren alıcının belirleyeceğini söyledi.
Menteşe ilçesindeki tarihi Arasta, Anadolu Beylikleri döneminden bugüne 'yeryüzü cenneti' olarak anılan ve kültür turizminin de vazgeçilmez noktalarından olan Muğla için hala önemini koruyor. Yerli ve yabancı turistlerin yanı sıra üniversite öğrencilerinin de uğrak yeri olan Arasta'da, unutulmaya yüz tutmuş meslek dallarından ustalar çalışmaya devam ediyor. Muğla'nın eski kervan yolu güzergahı üzerinde kuzey-güney, doğu-batı akslarının kesiştiği noktada yer alan geleneksel ticaret merkezi Arasta, tarihi dokusuyla, sivil mimari özelliklerini yansıtan, ticari yoğunluğa sahip bir bölge olarak dikkati çekiyor.
Menteşe'nin Şeyh Mahallesi Saatli Kule Caddesi üzerindeki 10 metrekarelik atölyesinde el sanatları çalışması yapan marangoz ustası Ali İlhan, Arasta Çarşısı'ndaki şadırvanın ahşaptan maketini yapmaya karar verdi. Evli ve 2 çocuk babası İlhan, günde 8 saat çalışarak 2 ayda şadırvanın birebir maketini ahşap, tel ve tutkal kullanarak yaptı. İlhan, yüksekliği 36, eni ise 42 santimetre olan el emeği eserini dükkanında sergiliyor.
'KENTİN DEĞERLERİNİ YANSITMAK İSTİYORUM'İlhan, Muğla'nın önemli eserleri arasında yer alan şadırvan, Saatli Kule ve Kuzulu Kapılar'ın maketlerini de yaptığını belirterek, "Kentimizin değerlerini yaşatmak istiyorum. Şadırvanın maketini ortaya çıkardığım için gururluyum. Alacak olan kişinin el emeğine vereceği değeri merak ediyorum. Mesleğin gelecek nesillere aktarılması için kurslar açılması gerekiyor" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: Ali İlhan'ın atölyesinde ahşaptan çalışma yapmasıAli İlhan'ın şadırvan önünde maketi ile görüntüsüŞadırvan maketinin görüntüsüAli İlhan ile röp.
Haber: Cavit AKGÜN - Kamera: Aykut KURT/ MUĞLA, DHA)
Haber Kodu : 200321027
==============================
Dezenfektan yerine doğal sabun kullanımı önerisi TÜRKİYE'de koronavirüse karşı uzmanlar alınacak en önemli tedbirin el temizliği olduğunu vurguluyor. El temizliğinde ise fazla dezenfektan ve sıvı sabun kullanımı ellerde tahrişe neden oluyor. Bu nedenle katı ve bitkisel yağlı sabun kullanılması gerektiğini belirten doğal sabun üreticisi Hürriyet Pamuk, "Alkollü ürünler cildi kurutuyor ve çatlatıyor. Mümkün olduğunda bitkisel yağlar içeren doğal sabunlar kullanmalıyız. Bu sabunlar hem mikropları öldürüyor, hem de cilde iyi geliyor" dedi.
?Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkıp dünyaya yayılan koronavirüsün Türkiye'de de görülmesinin ardından hem yetkililer, hem de vatandaşlar önlemlerini artırdı. Salgından korunmak isteyen vatandaşlar özellikle uzmanların uyarılarına göre hareket ediyor. Uzmanlar da koronavirüsten korunmak için en başta kişisel temizliğe dikkat edilmesi gerektiğini ve ellerin sık sık yıkanması gerektiğini belirtiyor. Vatandaşların sık sık ellerini yıkadığı bu günlerde sabunların ve dezenfektan ile kolonyaların kullanımı elleri tahriş ediyor. Üreticiler, hem temizliği sağlamak hem de ellerin tahrişin önlemek için bitkisel doğal sabun kullanılmasını öneriyor. Çay ağacından zeytinyağına, keçi sütünden kekiğe birçok bitkinin yağlarından elde edilen sabunlar, cildi hem yumuşatıyor hem de temizliyor.
Dezenfektan, kolonya gibi alkol içeren ürünlerin cilde zarar verdiğini aktaran doğal sabun üreticisi Hürriyet Pamuk, doğal bitki yağlarından elde edilen sabunların mikrop öldürücü özelliğe sahip olduğunu aktardı. Pamuk, "Dışarıdaysak sıvı sabun kullanabiliriz ama evimizde, iş yerimizde katı sabun kullanmalıyız. Çünkü cildimize zarar vermez, tahriş etmez. İnsanlarda bir panik olduk. Bunlar zaten normalde yapmamız gereken şeylerdi. Ama şimdi panik halinde çok fazla ellerini yıkıyorlar. Dezenfektan jeller, alkollü ürünler kullanılıyor. Bunların fazla kullanılması cildi kurutuyor ve çatlamalara neden oluyor. Çatlak ciltler de hemen bakteri alıyor. O yüzden mümkün mertebe doğal ürün kullanmalıyız. Kekik sabununda bulunan kekik yağı mikrop öldürücü özelliğe sahip bir yağdır. Doğal olarak bu sabun ciltteki mikropları öldürüyor ve mikrop bulaşmasını engelliyor. Limon ve çay ağacı sabunu da etkili temizlik sağlar" dedi.
'RESMİ AÇIKLAMADAN SONRA SATIŞLAR ARTTI'Normalde bu aylarda satışların durgun olduğundan bahseden Pamuk, "Fakat Sağlık Bakanlığı açıklama yaptıktan bir gün sonra satışlarda patlama yaşadık. Resmi açıklama geldikten sonra insanlar daha çok önem vermeye başladı. Bizde çok çeşitli sabun var ama el ve yüz için üretilen sabunların satışında çok büyük artış oldu" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: Sabun çeşitlerinden görüntülerAnonsÜretici Hürriyet Pamuk ile röportaj Genel ve detay görüntüler
Haber: Melis KARAKUZULU - Kamera: Mücahit BEKTAŞ/İZMİR,
Haber Kodu : 200321035
==================================
İzmir'in en yoğun bölgelerinde koronavirüs sakinliği
İZMİR'de, koronavirüs salgını nedeniyle vatandaşlar yetkililerin evinizden çıkmayın uyarısını dikkate alınca insan yoğunluğunun yaşandığı cadde ve sokaklar sessiz kaldı. Kıbrıs Şehitleri Caddesi ve Kemeraltı Çarşısı'nda, salgın nedeniyle tarihinde görülmeyen bir sakinlik yaşanıyor.
Türkiye'de görülen koronavirüs vakaları nedeniyle yetkililer ve vatandaşlar önlemlerini artırdı. Yetkililer, kamuya açık alanları ve toplu taşıma araçlarını dezenfekte ettirirken, vatandaşlar uzmanların önerileri doğrultusunda kişisel temizliğe dikkat edip, kalabalık ortamlardan uzak durmaya başladı. Her geçen gün vaka sayısının artmasının ardından vatandaşlar gerekmedikçe sokağa çıkmamaya başladı.
Bu kapsamda İzmir'de meydanlar ve kalabalık caddeler sessiz kaldı. Kentteki en yoğun yerlerden biri olan Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde sessizlik oluştu. Faaliyeti askıya alınan işletmeler dışındaki restoranlar, kozmetik, butik ya da teknolojik ürün satan dükkanlar da kepek indirdi. İşletmecilerin camlarına, 'Kısa bir ara' notuyla, personel ve müşteri sağlığı için faaliyetlerine ara verdiklerini belirten duyurularını astı. Neredeyse caddedeki dükkanlarının tamamının kapalı olduğu görüldü.
'ÖNLEMLERİMİZİ ALDIK'Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde pastane işleten evli ve 3 çocuk babası Adnan Kılıç (34), "Dükkanımızda sağlık konusunda önlemler aldık. Ancak iş yok. Şu an müşterileri tek tek alıyoruz. Paket yapıp ürünleri alıp götürüyoruz" dedi.Kafe-bar işletmecisi Bekir İlhan (37), "Kıbrıs Şehitleri Caddesi'ni ilk defa böyle görüyorum. Sağlık açısından oldukça faydalı buluyorum" diye konuştu.Restoran işletmecisi evli ve 2 çocuk babası Nuri Orhan (40), "Virüsün başlamasıyla beraber cadde sakinleşti. Biz firma olarak gerekli önlemlerimizi aldık" dedi.
KIZLAR AĞASI DA KAPATILDIKemeraltı'ndaki tarihi Kızlarağası Hanı da önlem amaçlı kapatıldı. Yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri olan, mola vermek isteyenlerin kısa süreliğine durakladığı, hediyelik eşyaların satışının da yapıldığı hanın tarihi kapılarına 'Kızlarağası Hanı 23.03.2020 Pazartesi günü öğle saat 12.00'de açılacaktır' notları yapıştırıldı.Elektrik ustası, evli ve 2 çocuk babası Barış Satırcıoğlu (38), "Kemeraltı'nda işim vardı. Bütün esnaf kapatmış, koronavirüsten dolayı. Kızlarağası Hanı'nda kahvaltı yapayım dedim, ancak kapatılmış. Normalde burası aşırı kalabalıktır. Hayatımda ilk defa bu kadar sakin görüyorum" diye konuştu.
TARİHİ ÇARŞI'DA DA ESKİ YOĞUNLUK YOKYerli ve yabancıların yoğun uğradığı yerlerden Kemeraltı Çarşısı'nda da eski günlere göre yoğunluğun ciddi anlamda azaldığı görüldü. Tarihi çarşıdaki esnaf, dükkanlarının açık olmasına rağmen iş yapamadı. Esnaf işlerin azaldığından dert yanarken, bazıları öğle saatleri geçmesine rağmen hala siftah yapamadığını söyledi.Hediyelik eşya satışı yapan evli ve 2 çocuk babası Ömer Pekdemir (38), "30 senedir Kemeraltı'nda esnafım. İlk defa bu kadar sesiz görüyorum. 3-4 gündür kimse yok. Pazartesiden itibaren açık kalan esnafta kapatabilir. İlk defa böyle bir şeyi görüyorum" dedi.Kemeraltı'ndaki bir giyim mağazasının müdürü evli ve 1 çocuk babası Cüneyt Katıcan (49), "İşlerimiz çok durgun. Eskiden iğne atsanız yere düşmezdi. O kadar kalabalıktı. Ancak şimdi kimse yok. Piyasa, koronavirüs nedeniyle durdu. Birçok masrafımız var ödemekte zorluk çekiyoruz" diye konuştu.Tarihi çarşıda kuruyemiş dükkanı işleten Engin İlhan (33), "Normalde burası çok hareketli bir bölge. Ancak son günlerde sağlık gerekçesiyle insanlar dışarı çıkmıyor" dedi.
BAZI İŞ YERLERİ EVDEN ÇALIŞMAYA BAŞLADI;Önlem amaçlı bir süre evden çalışacaklarını söyleyen evli ve 1 çocuk babası dijital medya sahibi Murat Akgün (43), "Dijital reklam ajansı olarak birçok sektöre hizmet veriyoruz. Bazı sektörler mecburen tatilde. Bizde ajans olarak evden çalışmaya karar verdik. İşimizi evden yapmaya karar verdik" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: Anons.Haberde ismi geçenlerin röportajlarıTarihi handan görüntüTarihi Kemeraltı Çarşısından görüntüGenel ve Detay görüntü
Haber: Kadir ÖZEN- Kamera: Mücahit BEKTAŞ- Tekin GÜRBULAK/ İZMİR, DHA)
Haber Kodu : 200321029
===============================
İlaçlama hizmetinde talep patlaması yaşanıyor TÜRKİYE'de, koronavirüs salgını nedeniyle toplu taşıma araçları gibi ortak kullanım alanları sürekli dezenfekte edilirken, ilaçlama firmaları da en yoğun günlerini yaşıyor. Ev ve iş yerlerinden dezenfeksiyon işlemi için sıklıkla sipariş aldıklarını anlatan firma yetkilisi Mustafa Şeran, havanın ulaştığı ancak insan elinin değemeyeceği yerlerde dahi dezenfeksiyon sağladıklarını söyleyerek durumu fırsata çevirip fahiş fiyatla bu hizmeti verenlere tepki gösterdi.
Türkiye'de de yayılan koronavirüs salgınına karşı alınan önlemler kapsamında ilaçlama şirketlerinin iş yükü arttı. İzmir'de, bir ilaçlama firmasının yetkilisi Mustafa Şeran (41), siparişlere yetişmeye çalıştıklarını belirterek, her gün 08.30 ile 24.00 saatleri arasında yoğun olarak hizmet verdiklerini belirtti. Ev ve iş yerlerinde dezenfekte işlemi yaptıklarını anlatan Şeran, "Firma olarak baharın gelmesiyle birlikte periyodik olarak binaların ilaçlanmasını yapıyorduk. Ama virüsün ardından yoğunluğumuz daha da arttı. Sabah 08.30'dan gece 24.00'e kadar çalışıyoruz. İnsanlar 'virüs bana bulaşır mı, eve götürür müyüm' endişesiyle dezenfekte işlemine ilgi göstermeye başladı" dedi.
Ekiplerin koruyucu elbiseler giyerek buharlama sistemi sayesinde dezenfekteyi ince partiküllere bölebildiğini ifade eden Şeran, havanın ulaştığı ancak insan elinin değemeyeceği yerlerde dahi dezenfeksiyon talebiyle karşılaştıklarını kaydetti. Yüzeyler üzerinde kalabilecek virüslerin ilaçla birlikte döküldüğünü vurgulayan Mustafa Şeran, işlemin mekanın büyüklüğüne göre 20 dakika ile 2 saat aralığında tamamlanabildiğini belirtti.
'KORONAVİRÜSÜ FIRSATA ÇEVİRMEK İSTEYENLER VAR'Şeren, kötü niyetli kişilere karşı uyarıda da bulunarak, "Dezenfekte, ortamı virüslerden koruma anlamına gelir. Bir binada ne kadar çok insan sirkülasyonu varsa o kadar sık ilaçlama yapmak gerekir. İlaçlamanın metrekare hesabına göre ücreti de değişir. Bunun bedeli 250 liradan başlayıp bin liraya kadar çıkabiliyor. Ancak koronavirüsü fırsata çevirenler var. Bu durumdan istifade ediyorlar." ifadelerini kullandı.
'DAHA SAĞLIKLI BİÇİMDE ÇALIŞMAYI ARZU EDİYORUZ'Dezenfeksiyon işlemi yaptıran bir mobilya mağazasının yetkilisi Ufuk Bağrıaçık da hem çalışanlar hem de mağazayı ziyaret edenler için böyle bir önlem aldıklarını söyleyerek şunları anlattı: "Koronavirüs sayı olarak ülkemizde de artmaya başladı. Biz de müşterilerimizin mağazamızı rahatça gezebilmelerini sağlamak için onların sağlığını düşünerek mağazayı ilaçlatmaya karar verdik. Böylece kendimizi ve ailemizi de koruma altına almış olduk. Çalışmak zorunda olduğumuz için bu kararı aldık. Dezenfeksiyon işlemini yaptırarak daha sağlıklı biçimde çalışmayı arzu ediyoruz."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: İlaçlama firması yetkilisi Mustafa Şeran ile röportajMağaza yetkilisi Ufuk Bağrıaçık ile röportajSpor salonu ve mobilya mağazasının ilaçlamasından görüntüAnons
Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Tekin GÜRBULAK / İZMİR,
Haber Kodu : 200321024
=====================================
Hatay'da lise öğrencileri, günde 10 ton dezenfektan üretiyor
HATAY Şehit Ahmet Benli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğretmen ve öğrencileri, koronavirüs ile mücadele kapsamında günde 10 ton dezenfektan üretiyor.
Koronavirüs salgınına karşı alınan tedbirlerin arttırıldığı Hatay'da, virüsle mücadeleye Şehit Ahmet Benli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Kimya sınıfı öğrencileri de katkı veriyor. Öğrencilerin ürettikleri yüzey dezenfektanları, il genelindeki tüm kurum ve kuruluşların yanı sıra Afrin'de de kullanılıyor. Günde 10 ton yüzey dezenfektanı üreten öğrenciler, mücadelede önemli bir görev üstleniyor.
Üretim merkezlerinde 18 çeşit temizlik maddesi ürettiklerinin anlatan Okul Müdürü Yusuf Çalışkan, "Okulumuzun üretim merkezinde 9 kimya öğretmenimiz ve dönüşümlü olarak görev yapan 80 öğrencilerimizle birlikte 18 çeşit temizlik ürünü üretiyoruz. Malumunuz, gündemimizde koronavirüs var. Virüsle mücadele kapsamında bir çalışma başlattık. Milli Eğitim Bakanlığı'nın onay ve talimatı ile analiz raporumuzu alıp öğrencilerimizle yüzey dezenfektanı üretiyoruz. Ürettiğimiz yüzey dezenfektanlarını ilimizdeki tüm kurum ve kuruluşların yanı sıra bölge illerimizde, sınır bölgesinde bulunan Suriyelilerin kaldığı kamplarda ve Afrin bölgesinde kullanılıyor. Şu anda yüzey dezenfektanı konusunda yoğun bir talep var. Bu talepleri karşılamak için öğretmenlerimiz ve öğrencilerimizle birlikte çalışıyoruz. Öğretmenlerimiz ve öğrencilerimizle birlikte milli bir şuurla kamu hizmeti bilinciyle özverili bir şekilde çalışıyoruz" diye konuştu.
Görüntü Dökümü--------------------------Okuldan genel görüntüler-Dezenfektan üretimi yapılan alandan genel görüntü-Öğrencilerin çalışmalarından genel ve detay görüntüler-Okul Müdürü Yusuf Çalışkan ile röp.-Üretilen temizlik ürünlerinin görüntüsü-Ürünlerin kurumlara götürülmek üzere taşınarak kamyona yüklenmesi-Üretimde çalışan öğretmen ve öğrencilerin toplu görüntüsü
Haber-Kamera: Hüseyin BOZOK/HATAY,
Haber Kodu : 200321063
=================================
Kanser hastası çocuklarının ilaçlarının SGK tarafından karşılanmasını istediler
İZMİR'de bir araya gelen kanser hastası çocukların aileleri, sıklıkla erken çocukluk çağında görülen ve sinir sisteminden kaynaklanan kötü huylu tümörün tedavisi için bir umut olabilecek ilacın, sağlık uygulama tebliğine dahil edilmesini bekliyor. Genellikle böbrek üstü bezine tutulum gösteren tümörün çok sinsi ilerlediğine dikkat çeken aileler, birçok çocuğun kemoterapilere yanıt vermediğini söyleyerek zamanla yarıştıklarını ifade etti.
Erken çocukluk döneminde böbrek üstü bezine tutulum gösteren ve sinsi bir tümör olan nöroblastom hastası çocuklar, hayata tutunmak için zamanla yarışıyor. Aileler de çocuklarının günden güne yayılan tümörden kurtulmasını ümit ediyor. Hastalık için ilaç olduğunu, ancak bunun çok pahalı olduğunu belirten aileler, çocukların bu ilaçtan mahrum kaldığını anlattı. Aileler, Avrupa ülkelerinde kullanılan ilacın Türkiye'de de devlet tarafından karşılanması için yetkililere seslendi. 1 yıl önce İstanbul'da teşhis konulan 6,5 yaşındaki Mert Ali Atakan'ın annesi Sevda Atakan (39) yaklaşık 10 kür kemoterapiye karşın tedaviye yanıt alamadıklarını dile getirdi. Anaokulu öğretmeniyken oğlunun tedavi sürecinde işini bıraktığını anlatan Atakan, tedaviye devam edebilmek için İzmir'e taşındıklarını söyledi. Kanserin 4'üncü evresinde olduklarını belirten Atakan, "Bu hastalık genellikle böbrek üstü bezine tutulum gösterse de bizde kemik iliğinde çıktı ve vücuda yayıldı. Böbrek üstü beziyle ilgili operasyon geçirdik. Son olarak vücuda yüksek dozda radyoaktif madde verildi. Bu madde hücrelere saldırıyor. Ancak verilen doz çok yeterli gelmedi. Minimal düzeyde bir ilerleme olsa da bize yapılacak bir şey olmadığı söylendi. Yani hastanede yatışı sona erdi. Belli aralıklarla sadece ilaç almak için hastaneye gidip geliyoruz" dedi.Qarziba adlı ilacın bir an önce temin edilmesini isteyen Atakan, "Tüm hasta aileleri olarak mağduriyet yaşıyoruz. Bu ilaç Avrupa ülkelerinde kullanılıyor ama bizim protokollerimizde yok. Biz zamanla yarışıyoruz, bir an önce temin edilmeli. Türkiye'de kullanılmaya başlandı olumlu sonuçlar alınıyor. Bizim de ihtiyacımız var" diye konuştu.
KEMAL BÖBREĞİNİ KAYBETTİKemal Balıkçı'nın (4) annesi İlknur Balıkçı (46) da hemşire olmasının, hastalığın teşhisinde etkili olduğunu söyleyerek "Hastalık hiç belirti vermedi. Oğlum oldukça sağlıklı ve çok hareketli bir çocuktu. 2,5 yaşındaydı. Talasemi minör taşıyıcısıydı. Kan değerlerindeki düşüklük ve demir eksikliği dikkatimi çekti. İleri tetkik yaptırmak istedim. Basit bir ultrasonla sol böbrek üstünde 7 cm çapında bir kitle olduğunu gördük" dedi.Yılda 2 bin 500 kanserli çocuğun yüzde 10'unun nöroblastom hastası olduğunu anlatan Balıkçı, şöyle devam etti: "Süt çağına geçen çocuklarda hastalık ileri evredeyse tedaviye yanıt vermiyor. Benim oğlum yüksek risk grubunda ve 1,5 yıla yakındır tedavisi sürüyor. Aldığı ilaçlar karaciğer fonksiyonlarını bozduğu için uzun zamandır değerlerinin düşmesini bekliyoruz. Ne yazık ki sol böbrek üstündeki kitleyi alırken, cerrahi işlem sonrasında böbrek kaybına uğradık. İlik nakli de tedavilerden biri. Ama iliğin temiz olması lazım. Bu ilaç çocukların yaşam sürelerini ve kalitesini etkilediği gibi hastalığı yenme sürecinde de fayda sağlıyor."
'BİR KUTUSU 9 BİN 650 EURO'Arabasını satarak Almanya'dan ilaç temin ettiğini anlatan Mehmet Emin Yeter'in (5) babası optisyen Onur Yeter (43) de eczacılar birliğinin yurt dışı ilaç temin etme bürosuna sipariş vererek ilacı getirdiğini vurguladı. Oğluna 1 sene önce teşhis konulduğunu ve 4'üncü evrede olduklarını ifade eden Yeter, "Biz ilacı parayla sipariş verdik. Bir kutusu 9 bin 650 Euro, yani yaklaşık 70 bin TL. Yaş ve kiloya göre ihtiyaç değişiyor. Mehmet Emin 19 kilo olduğu için bir kürde maksimum 3 ampul ilaç alabilir. Bu da 220 bin TL'ye tekabül ediyor. Biz de 1 kürlük sipariş verebildik" dedi.İlacı almak için arabasını sattığını ve bankadan kredi çektiğini dile getiren Yeter, "10 TL'lik malınızı hemen ihtiyacınız olduğunda 7 TL'ye satabiliyorsunuz. Bunun için zarar edilebiliyor ama bir evlat söz konusu. Evimiz de satılık. Kürün devamını doktorumuz isteyebilir. Artık tedaviye başladık. Gerisi gelmek zorunda. Neyim varsa satmaya hazırım" diye konuştu.Oğlu Muhammet Ertaş'ın (11) tedavisi için Mardin'den İzmir'e taşındıklarını söyleyen otobüs şoförü Ömer Ertaş (40) da şunları söyledi: "Oğlum 2.5 yaşında bu hastalığa yakalandı. 2012 yılından beri hastalıkla mücadele ediyoruz. 4 kez nüksetti. Protokoldeki tüm ilaçları kullandık. Kullanmadığımız ilaç kalmadı. Sadece bu ilaca bağlıyız. Kullanan ve faydasını görenler oldu. Bizim için 25 kutu lazım."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -Ailelerden detay görüntü,-Kemal Balıkçı'nın annesi İlknur Balıkçı'nın reçeteyi göstermesinden görüntü, -Ailelerle röportaj
Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Mücahit BEKTAŞ/ İZMİR,
Haber Kodu : 200321056=================================
Korona yasağı, İranlı çift ile çocuklarını ayırdı
ANTALYA'nın Alanya ilçesinde yerleşik yaşayan İranlı Pahram ve Melihe Koştinetikhoşa çifti, kan hastalığı olan 8 yaşındaki kızları Soruşa'yı Alanya'daki piyano hocasına bırakıp, gayrimenkullerini satmak için ülkelerine gitti. Ancak İran'da tedbir amaçlı 14 gün karantinaya alınan çift, Türkiye, 2 ülke arasındaki sınır kapılarını kapatınca, geri dönemedi. Çift, 1.5 aydır ayrı kaldıkları kızlarına kavuşmayı istiyor.
İnşaat malzemeleri üreticisi İranlı Pahram ve Melihe Koştinetikhoşa çifti, 1,5 yıl önce Alanya'ya yerleşti. Yerleşik yabancılara verilen oturma izninde, İran vatandaşlarına mülk edinme zorunluluğu getirilince, çift, İran'daki mülklerini satıp, Alanya'dan ev almaya karar verdi. Karı-koca, İran'daki gayrimenkulerine alıcı çıkınca da 9 Şubat günü, kan hastalığı olan kızları Soruşa'yı, piyano hocası İranlı müzisyen Siyaveş Shahani ile eşi Esin İpekoğlu Shahani'ye emanet edip, 3 günlüğüne ülkelerine gitti.
TÜRKİYE'YE GİREMEDİLERAncak 12 Şubat günü geri dönmeyi planlayan çift, İran'da, 'yurt dışından geldikleri' gerekçesiyle 14 gün karantinaya alındı. Karanti sürelerinin dolmasının ardından da Türkiye, 2 ülke arasındaki sınır kapılarını kapattı. Karı-kocanın Türkiye'ye girişlerine izin verilmedi.
ÇAĞRIDA BULUNDULARSoruşa Koştinetikhoşa'nın aylık tedavisi ise anne-babanın izin belgesi olmadığı için yapılamadı. Küçük kızın tedavisi için tüm kapıları çalan Shahani çifti, Soruşa'nın ya ailesinin yanına gönderilmesini ya da anne-babanın yurda alınması için yetkililerden yardım istedi.
ANNESİ GÖZYAŞLARINA BOĞULDUCep telefonu aracılığıyla kızıyla görüntülü konuşan Melihe Koştinetikhoşa, gözyaşlarını tutamazken, 1.5 aydır ailesinden ayrı olan Soruşa Koştinetikhoşa şunları söyledi: "Annem Türkiye'ye gelmek ve beni yeniden görmek için çok telaşlanmış. Yapabileceği en iyi şeyleri yapmış ama gelememişler. Onlar karantinada olmayı kabul ediyor. İran onları kabul etmiş, sınırdan geçebilirler demiş ama Türkiye onların gelmesine izin vermemiş. Önceden benim ağabeyim vardı, ağabeyim öldüğü için benim de ölmemden korkuyor. Sadece onlar buraya geri dönmek istiyor. Hiç kimseye kötülük etmek istemiyorlar."
'TAYYİP AMCA, MEVLÜT AMCA LÜTFEN BENİ AİLEME KAVUŞTURUN'Küçük Soruşa, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na seslenerek, "Tayyip Amca, Mevlüt Amca, lütfen beni aileme kavuşturun. Ailemi çok özledim. Akşamları onlar için ağlıyorum. Ailem çok üzgün. Benim daha önce ağabeyim öldü, benim de rahatsızlığım var. Lütfen ailemi bana getirin ya da beni oraya gönderin" dedi.
'KAN HASTALIĞI VAR'Kendisinin de bir anne olduğunu belirten Esin İpekoğlu Shahani ise şöyle dedi: "Bizim yanımızda 8 yaşında bir kız çocuğu var. Sadece 2-3 gün için emaneten gönüllendik bakmaya. Annesi-babası Türkiye'de kalabilmek adına İran'daki evlerini satmak için 3 günlüğüne yola çıktı. Fakat virüs kaynaklı sınırların kapatılmasıyla maalesef dönüş yapamadılar. Bu kızımız pırlanta gibi, gözümüzün nuru gibi bakıyoruz ama 8 yaşında bir kız çocuğu, anne-baba istiyor. Karantina süreçlerini de tamamladılar, sonuçları da negatif çıktı ama onları bırakmadılar. Çünkü Türkiye'den karayolları ve uçuşlar yasaklandığı için buraya bir türlü gelemiyorlar. Dolayısıyla anne baba orada, çocuk burada perişan oluyor. Devlet büyüklerinden isteğimiz, bu kızın ailesine kavuşması. Soruşa'nın genetik olarak bir rahatsızlığı var. Daha önce aile olarak çok kötü badireler atlatmışlar, vefatlar gerçekleşmiş. Kızın kan hastalığı var. Biz bu şartlarda onu hastaneye götüremiyoruz, her ay kan alması, bazı ilaçları alması gerekiyor ancak biz bunları yapamıyoruz."
'ÇOCUĞUN VARLIĞINI İSPAT EDEMİYORUZ'Müzisyen Siyaveş Shahani de "Biz Alanya Kaymakamlığı'na ve Göç İdaresi'ne başvurduk. Onlar yardım etmek istiyor ama bürokraside tıkandık. Çocuğun buradaki varlığını ispat edemiyoruz. Alanya'da yaşadığını, burada olduğunu ispat edemiyoruz. Göç İdaresi ve kaymakamlıktan yazı istedik ama çocuğun resmi olarak vasisi değiliz. Avukat tutmaya çalıştık ama 8 yaşında bir çocuk noterden avukata yetki veremiyor. İran'ın bürokrasisi tam durduğu için yollar kapandı. Sayın Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı'mızdan bu çocuğun anne-babasına kavuşturulmasını istiyorum. Çocuğu Hakkari sınırına götürmeyi bile göze aldım, anne babası orada sınırda, orada teslim etmeyi göze aldım. Ama yolda bir çevirme olsa, jandarma durdursa 'Bu çocukla ne alakan var' diye sorsa benim hiçbir yetkim yok. Sadece üç gün emanet kalacaktı ama 1,5 aydır burada. Lütfen bunu çocuğumuz için bir an evvel çözün" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ --------------Siyaveş Shahani ile Soruşa'nın piyano çalışmasından görüntü Shahani ailesiyle Soruşa'nın görüntüsüSoruşa ile annenin görüntü konuşmasından görüntüler Annenin konuşması ve Soruşa'nın çevirisi Soruşa Koştinetikhoşa RÖP. Esin İpekoğlu Shahani RÖP. Siyaveş Shahani RÖP.
HABER: Burcu MUTLU- KAMERA: Engin ANAK/ALANYA (Antalya),
Haber Kodu : 200321072
=================================
Van'daki İran Çarşısı, koronavirüs nedeniyle boş kaldı
Van'daki İran Çarşısı, koronavirüse karşı alınan tedbirler kapsamında vatandaşların sokağa çıkmaması nedeniyle sessizliğe büründü. İran'dan gelen turistler başta olmak üzere yüzlerce kişinin alışveriş için geldiği pasaj boş kalırken, zor günler geçiren esnaf da iş yerlerini dezenfekte edip, gelen müşterilerine kolonya vererek, önlem alıyor.
Çin'den dünyaya yayılan koronavirüsün Türkiye'de de görülmesinin ardından alınan tedbirler kapsamında, uzmanların da önerisiyle halk, kalabalık ortamlardan uzak durmak için sokağa çıkmamaya başladı. Vatandaşların evlerinde kalmasıyla birlikte ülke genelinde olduğu gibi Van'da da birçok yer sessizliğe büründü. Özellikle daha önce İranlı turistler başta olmak üzere, yüzlerce kişinin alışveriş yapmak için geldiği, İpekyolu ilçesindeki İran Çarşısı'nda ziyaretçi sayısında oldukça azalma olduğu görüldü. Sıkıntılı günler yaşayan esnaf da alışveriş için iş yerlerine gelen müşterilerine kolonya vererek ve dükkanlarını sürekli temizleyerek önlem alıyor.
VATANDAŞLARA, 'EVDEN ÇIKMAYIN' UYARISIVan'da 20 yıldır esnaflık yaptığını söyleyen Mesut Borak, koronavirüsten dolayı herkesin büyük mağduriyet yaşadığına dikkat çekerek, "Rabbim herkese yardımcı olsun. Van halkından tek isteğimiz, esnafa karşı duyarlı olsunlar. Biz her türlü tedbirimizi alıyoruz. İpekyolu Belediyesi ekipleri, İran Çarşısı'nı dezenfekte ilacı ile ilaçladılar. İş yerlerimizi de ilaçlıyoruz. Gelen müşterilerimize kolonya ikramında bulunuyoruz. Bütün işlerimizi eldiven takarak yapıyoruz. Gelen müşterilerimize 1 metre arayla sohbet ve muhabbetimizi ediyoruz. Halkımızın evden çıkmaması konusunda hak veriyoruz, haklılar. Evden çıkmamalarını da tavsiye ediyoruz. İnşallah bu virüs kısa zamanda dünyayı terk eder. Her şey eskisi gibi olur" dedi.
ESNAFIN GERİYE DÖNÜK BORÇLARI ERTELENSİNEsnafın geriye dönük olan borçlarının ertelenmesi için devlet yetkililerinden yardım bekleyen Borak, "Devlet büyüklerimizden ricamız, esnafın borçlarının dikkate alınması. İki gündür daha siftah yapamadık. Yanımda çalışan 3 kadın arkadaşı mecburen işten çıkardım" diye konuştu.Esnaf Mesut Beyter ise koronavirüsten dolayı yanında çalışan 6 kişiden 5'inin işine son vermek zorunda kaldığını ifade ederek, "Esnaf olarak koronavirüse karşı önlemlerimizi aldık, iş yerimizi her gün dezenfekte ediyoruz. Ama şu an çok zor durumdayız. Çünkü mağduruz. Evimize götürecek bir şeyimiz yoktur. Bunlar için devletimizin ve iş yeri sahiplerinin adım atmasını bekliyoruz" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-----------------------Boş kalan İran pasajı-İşyerlerini temizleyen esnaf-Gelen müşteriye kolonya veren esnaf -Müşteri ile ilgilenen Mesut Borak -Muhabir anonsu-Detaylar-Esnaf Borak ile röportaj-Kozmetik dükkanını dezenfekte eden Mesut Beyter-Detaylar-İşyerine geleğ müşteriye kolonya vermesi-Kolonya alan müşteri-Beyter ile röportaj-Pasajın içinde dolaşan maskeli vatandaş-Genel ve detaylarBehçet DALMAZ-Orhan AŞAN/VAN, -
Haber Kodu : 200321057=====================================
Rizeli genç, koronavirüse karşı yaptığı ağaç evde yaşıyor RİZE'nin Güneysu ilçesinde, Tahsin Öztürk (23) koronavirüsten korunmak için 8 metre yüksekliğindeki kiraz ağacının tepesine yaptığı 8 metrekarelik evde yaşamaya başladı.
Tahsin Öztürk, Merkez mahallesindeki evinin yanında bulunan 8 metre yüksekliğindeki kiraz ağacının tepesine, 8 metrekarelik ağaç ev yaptı. Koronavirüse karşı yaptığı tek odalı evde yaşamaya başlayan Öztürk, sokağa da çıkmıyor. Misafirlerini ise kolonya ile karşılıyor.Koronavirüs tehlikesi geçinceye kadar ağaç evde kalacağını söyleyen Öztürk, "Koronavirüse karşı kendime güvenli bir yer oluşturdum. Burada kalıyorum. Tek başıma insanlardan uzak kafamı da dinliyorum. Bol bol çay içip, manzaranın tadını çıkıyorum. Bu virüsü insan taşıyor. Önlem almamız lazım. Çok ziyaretçi almıyorum gelen olursa ilk işim kolonya tutmak oluyor" dedi.
'TEDBİRİ ELDEN BIRAKMIYOR'Arkadaşını ziyarete gelen Ethem Günay de, "Koronavirüsten sonra burada kalmaya başladı. Müzik dinliyor. Sosyal medya ile vakit geçiyor. Sosyal ortamlarda durmuyor, kendince tedbir almış. Herkesi içeri almıyor. Gelenlerinde bir saat kalmasına izin veriyor. Tedbiri elden bırakmıyor" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ -------------------------------Ahşap evin detayları -Ahşap evin içinden detay-Rizeli gencin ahşap evde kalması-Muhabir anonsu (Mehmet Can PEÇE) -Tahsin Öztürk ile röp.
-Ziyaretçi röp
HABER- KAMERA: Mehmet Can PEÇE GÜNEYSU/RİZE DHA
Haber Kodu : 200321048
Son Dakika › Güncel › DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ -TEKRAR - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?