Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "bozkırın tezenesi", usta ozan Neşet Ertaş'ın Kırşehir'deki cenaze namazına katıldı. Erdoğan, "Ağabeyimiz, kardeşimiz, ozanımız, bozlakçımız" diye başladığı konuşmasını, "Yolun açık olsun üstad!" diyerek bitirdi.
Erdoğan, şunları söyledi:
"ASLINDA HEPİMİZ GARİBİZ"
"Çok değerli ağabeyimiz, ozanımız musalla taşında. Söyleyecek söz yok. Örnek olacak şeyleri söyledi ve gitti.
Üstad mahlas olarak hep 'garip' mahlasını kullandı. Hepimiz aslında garibiz. Makamlar mevkiler aslında boş. Hepimiz topraktan geldik ve yine toprağa döneceğiz.
Makam ve mevki boş. Trilyonlar boş. İşin aslı iki metreküp kabir. Topraktan geldik. Hepimiz toprağa döneceğiz. Anadolu'nun sesi oluşu, Çiçek Dağı'nı sesi oluşu bize farklılıklar sunuyordu. O birlik ve beraberlik anlayışına ihtiyacı var. Bu sanatın devamını, onun yetiştirdiklerinden bekliyorum. Yerine yetişen nesilleri de bekliyoruz. Umuyorum ki Rabbim, cennetiyle ve cemaliyle şereflendirir. Sevgi büyük. Sevenleri çok. Umuyorum ki yeri de faziletli olacaktır. Ailesine ve tüm halkımıza başsağlığı diliyorum. Yolun açık olsun üstad!"
BAĞLAMAYLA İLKOKULDA TANIŞTI
Bağlama ve türkü deyince akla ilk gelen isimlerden Neşet Ertaş, 1938'de Kırşehir'de doğdu.
Çocukluğu Kırtıllar köyünde geçen Ertaş, müzikle babası saz ustası Muharrem Ertaş sayesinde ilkokul yıllarında tanıştı. Önce keman, ardından bağlama çalmayı öğrendi. Babasıyla birlikte yörenin düğünlerinde saz çalıp türkü söylemeye başladı.
Profesyonel müzik hayatına 1950'li yılların sonunda İstanbul'a gidişiyle başladı. İlk plağı "Neden Garip Ötersin Bülbül"ü işte bu yıllarda kaydetti. Çok sevilen plağın ardından yenileri geldi, konserler başladı.
Halk ozanı bir süre sonra yeniden İç Anadolu'ya döndü ve Ankara'ya yerleşti.
23 YIL SONRA TÜRKİYE'YE DÖNDÜ
Sağlık sorunları nedeniyle kardeşinin yanına, Almanya'ya giden Ertaş'ın 23 yıllık vatan hasreti de başlamış oldu.
2000 yılında İstanbul'da verdiği konserle yeniden ülkesinde sahneye döndü. Gurbet yıllarında kendisine Erdoğan Atakar tarafından takılan "Bozkırın Tezenesi" lakabı halk ozanıyla adeta bütünleşti.
Süleyman Demirel zamanında kendisine sunulan 'devlet sanatçılığı' unvanını; "Halkın sanatçısı olarak kalmak, benim için en büyük mutluluk" diyerek geri çevirdi.
UNESCO tarafından "yaşayan insan hazinesi" kabul edilen Ertaş, İTÜ Devlet Konservatuarı tarafından fahri doktora ödülüne layık görüldü.
Son Dakika › Güncel › Erdoğan, Bozkırın Tezenesine Omuz Verdi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?