
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan ve camilerde okunan cuma hutbesinde camilerde namaz kılmak isteyen kadınların 'misafir edilmesi' istendi.
Diyanet İşleri Başkanlığı 1-7 Ekim tarihleri arasındaki 'Camiler ve Din Görevlileri Haftası'nın bu yıl ki temasını 'Cami, Kadın ve Aile' olarak belirlerken dünkü cuma hutbesinde de katınların camiye gösterdiği ilgi anlatılırken, Camilerimiz Müslüman hanımların nezaketinden, zarafetinden mahrum bırakılmamalıdır denildi. Kars Hacı Halil Camii Hatibi Murat Balcı da Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hazırladığı Cuma Hutbesi'ni okurken, kadınlardan sadece teravih değil, cuma ve bayram namazlarını da camilerde kılmalarını istedi. Hitbede, Hz. Muhammed'in Allah'ın kadın kullarını Allah'ın mescitlerinden alıkoymayın' uyarısında bulunduğu, Kabe'nin harcında İbrahim Peygamber'in eşi, İsmail Peygamber'in annesi Hz. Hacer'in emeğinin bulunduğu, İsa peygamberin annesi Hz. Meryem'in de gönlünü Rahman'ın evlerine bağladığı belirtilirken, Kadınların mabetlere alınmasının yasak kabul edildiği bir dönemde Meryem'i mabede en güzel şekilde kabul eden ve mihrapta eğiten Rabbimizdir. Mabede adanmış bir kadın olan Hz. Meryem, bu mukaddes mekanda rükü edenlerle birlikte rükü etmiş, arınmış ve iffetin timsali olmuştur. Ömrünü Beytülmakdis'te Rabbinin himayesinde, O'na ibadet ve taatle geçirmeye adamış ve bu sebeple bulunduğu mabette nice ilahi lütuflara mazhar olmuştur denildi.
Hutbede kalbi mescitlere bağlı olan hanımların Allah'ın mabetlerinde O'nun lütuf ve kereminden faydalanmaya devam ettiği, Hz. Muhammed ile birlikte kıyama durdukları, rüküya eğildikleri, secdeye vardıkları ifade edilirken, şöyle denildi Saadet asrında hanım sahabiler, Cuma namazlarına katılarak bu mübarek vaktin feyiz ve bereketinden yararlanmış, Allah Resülü'nün dilinden hutbe dinlemişlerdir. Aynı şekilde bayram namazlarını Medine'nin namazgahında coşkuyla eda etmişler, tekbirlere ortak olmuşlar, dualara hep birlikte amin demişlerdir. Müslümanlar, dinleriyle ilgili pek çok hususu hanım sahabilerden öğrenmişlerdir. Onlar, İslam'ın ilim ve irfanını sonraki nesillere taşımışlardır. İslam medeniyetinin inşasında bu kutlu neslin, Hz. Aişe'lerin, Fatımaların, Esma'ların, Atikelerin, Hala Sultanların eşsiz çaba ve gayretleri vardır. Ancak saadet asrıyla aramızdaki mesafeler arttıkça, Sevgili Peygamberimizin hutbemin başında okuduğum hadis-i şerifi adeta unutulmuştur. Hanım kardeşlerimiz zaman zaman Allah'ın mescitlerine yabancılaşmış, eşleriyle çocuklarıyla ibadet edebilme neşesinden mahrum kalabilmişlerdir. Aynı kubbe altında müminlerle birlikte Rablerine el açıp amin demekten, kadın-erkek, yaşlı-genç, büyük-küçük hep birlikte ümmetçe Allah'a secde etmekten uzak kalabilmişlerdir. Mescitlerdeki huzuru yuvalarına taşıyamaz olmuşlar, cami özlemlerini Ramazan gecelerinde teravihlerle gidermeye çalışmışlardır.
Hutbenin son bölümünde günümüzde yaşamın hemen her alanında var olan kadınların camilerin nezaket ve zarafetinden mahrum bırakılmaması gerektiği vurgulanırken, Allah'ın kadın kulları İslam'ın temel ilkeleri doğrultusunda, camilerde kıymetlerine yakışan yerlerde misafir edilmelidir. Onlar, mermerlerin nabzında çarpan tekbirleri hissedebilmeli, kubbelere dolan aminlere şahit olabilmelidir. Bu mukaddes mekanlarda hissettikleri huzuru yuvalarına taşıyabilmeli eşleriyle çocuklarıyla birlikte aynı kıbleye yönelip aynı Rabbe secde etmenin sevincini yaşayabilmelidir. Müslüman aile, kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla huzurun, huşünun, muhabbetin, maneviyatın tadına mescitlerde varabilmelidir. Camilerimizi saadet asrında, Peygamber Mescidinde olduğu gibi hayatımızın merkezine taşıyalım. Huzur taşsın dünyamıza. Kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla sıradağlar gibi tek vücut olup Rabbimizin huzurunda kıyama duralım denildi.
Son Dakika › Güncel › Erkek Tek Vücut Camilerde Kıyama Duralım - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?