Gelişmekte Olan Ülkeler İçin Yeni Fırsatlar

Uluslar arası denetim ve danışmanlık şirketi Ernst & Young'a göre dünyanın en hızlı büyüyen 25 ülkesi arasında yer alan Türkiye, Endonezya, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlileri gibi ülkelerde İslami ticaret finansman araçları hızla yaygınlaşacak. İslami finans piyasalarının son yıllarda ekonomik performansıyla öne çıkan Türkiye için de yeni büyüme fırsatlarını beraberinde getireceği belirtiliyor

Ernst & Young'ın Global İslami Bankacılık Merkezi, İslami ticaret finansmanının yeni fırsatlar yaratabileceğini, özellikle Türkiye, Endonezya, Malezya, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlileri gibi hızlı büyüyen ülkelerde giderek daha fazla tercih edilen bir alternatif olabileceğini öngörüyor.

Ernst & Young Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri Müge Öner, "Türkiye'nin de içerisinde bulunduğu hızlı büyüyen ülkelerin önümüzdeki 10 yıl içinde dünya ticaretinin rotasını Batı'dan Doğu'ya doğru kalıcı bir biçimde değiştirecek. Bu ülkelerin çoğunun diğer İslami finans piyasalarıyla güçlü bağlantıları olması ve İslami ticaret finansman kullanımı yeni büyüme fırsatlarını da beraberinde getiriyor. Türkiye de artan İslami finansman kullanımı ile bu ülkeler arasında öne çıkıyor" dedi.

Uluslararası ticaretin rotasındaki değişimin dünya çapında rekabet ortamını da etkilemesi, ticaretin daha çok Asya, Ortadoğu ve Afrika bölgesinde şekillenmesi bekleniyor. Bu doğrultuda şirketlerin coğrafi merkezlerinin de değişmesi beklentiler arasında. Ernst & Young'ın Global İslami Bankacılık Merkezi Sorumlu Ortağı Ashar Nazim, gelişmeleri şöyle değerlendiriyor; "Doğu ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki ticaret akışlarının hızlanması İslami ticaret finansmanının ciddi bir alternatif olarak ortaya çıkmasında önemli bir rol oynadı. İş dünyasının liderleri dünya ticaretindeki değişimi öngörmeli, doğru yorumlamalı ve bu değişimin ortaya çıkardığı risk ve fırsatları iyi değerlendirmeli. İslami bankaların yönetim kurulları ve yönetimleri gelişmeleri yakından takip etmelidir. Gelişmekte olan ülkelerde ticaret, teknoloji, kültür, işgücü ve sermayenin entegrasyonu farklı hızlarda gerçekleşecek. Finans kuruluşları ticaret finansmanı operasyonlarını yeniden biçimlendirirlerken bu faktörleri dikkate almalıdır".

İslami finans kurumlarını bekleyen zorluklar:

İslami finans kurumlarının küresel piyasalarla etkin bir şekilde rekabet edebilmesi için, ticari finansman operasyonlarını dünyadaki genel uygulamalar doğrultusunda yapılandırmaları gerekiyor. İslami finans kurumlarının işletmelere sağlayabilecekleri faydalar net bir şekilde anlaşılır olmalıdır. Gelişmekte olan ülkelerde Müslüman nüfusun oranı yüksek olmakla birlikte, makul bir gerekçe olmadan İslami ticaret finansmanına geçişin sağlanması zor olacaktır.

İslami finans kurumlarında gelişmekte olan ülkelere hizmet sunan yetenek havuzu da korunmalı ve yetenek yönetimi kurum stratejisinin bir parçası olmalıdır. Halen İslami piyasalarda geniş deneyimi olan personel yeterli değil ve bu konu çözüme kavuşturulmalıdır.

İslami bankalar her ne kadar küçük ölçekli ve yerel düzeyde hizmet verse de, reel sektör ve diğer finans kurumlarıyla uluslararası çapta elektronik bağlantı altyapılarını kurmalı ve ölçeklenebilir ticaret finansmanı platformları oluşturmalıdır.

Gelişmekte olan ülkelerde İslami finansman ticaretinin etkinliğini arttırmaya yönelik faaliyetlerin arttırılması gerektiğini belirten Ashar Nazim, sözlerine şöyle devam ediyor; "İlk etapta gelişmekte olan ülkelerin İslami ticaret finansmanını benimsemeleri kolay olmayabilir. Bununla birlikte, Ortadoğu- Kuzey Afrika'daki İslami finans kurumları doğru bir çerçeve kurarak ve İslami şartlara uygun girişimlere yönelik farkındalık yaratarak, gelişmekte olan ülkelerdeki Müslüman nüfusa daha çok odaklanabilirler. Bu girişimler, büyüyen pazarlarda ticaret hacmini ve değerini kayda değer düzeyde artırma potansiyeli taşımaktadır. Bu da, İslami ticaret finansmanı açısından gözden kaçırılmaması gereken önemli bir fırsat olacaktır".