Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, İzmir'de yaptığı konuşmayla ilgili, "Bu bilimsel tespitten 'Diyanet İşleri Başkanı İzmir'e gavur dedi' sözünün çıkması ihtimali olabilir mi? Yani herhangi bir insanın kalbini kırma konusunda bu kadar hassas olan bir insanın, bir ilin bütün sakinlerine böyle bir suç isnat etmeye kalkışması, bu cümleden böyle bir mana, böyle bir şey çıkabilir mi?" dedi
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Konferans Salonu'nda düzenlenen "RTÜK Toplantıları"na katılarak "Hz. Peygamber ve İnsan Onuru" konulu bir konuşma yaptı.
RTÜK Başkanı Davut Dursun ve üyelerinin de katıldığı toplantıda Görmez, Kutlu Doğum Haftası'nın bu yılki temasının "Hazreti Peygamber ve İnsan Onuru" olduğunu hatırlattı.
Görmez, insanlık onuru konusunun hukukun, insan haklarının ve bütün özgürlüklerin sebebi ve kaynağı olarak ele alındığını dile getirdi. Son 200 yıllık sürede insanlara onur kırıcı davranışların küresel ölçekte dünyayı sardığını ifade eden Görmez, buna örnek olarak dünya savaşlarının, köle ticaretinin, sömürgeciliğin gösterilebileceğini vurguladı.
Ortadoğu ve İslam coğrafyasında da despot yönetimlerin ve insan hakları ihlallerinin yaşandığını ifade eden Görmez, "Bütün bunları dikkate alarak biz bir farkındalık oluşturmak için bu sene, Hazreti Peygamber'den hareketle, insan onurunu, insanlık onurunu gündeme getirmeye çalıştık" diye konuştu.
Konuşmasının ardından, Türkiye'de kadın haklarının ihlali ve cinsiyet ayrımıyla ilgili bir soruyu yanıtlayan Görmez, cinsiyet ayrımının İslam dini açısından ırk ayrımı kadar kötü olduğunu belirtti.
Görmez, "Ama biz bunu yapmaya devam ediyor muyuz, kültürler içerisinde- Evet, devam ediyoruz maalesef. İşin garibi batıda da doğuda da bu dine mal ediliyor. Yerleşik kültürler kadın konusunda, kadına bakışımızda daima dinin önüne geçme yolunda mesafeler katetmiştir" ifadesini kullandı.
Kur'an-ı Kerim'in aynı zamanda bir "Onur kitabı" olarak adlandırılabileceğine işaret eden Görmez, onur elçisi olan Hazreti Muhammed'in de ilk mesajlarında insanlara doğuştan ne kadar onurlu olduklarını hatırlattığını söyledi. Görmez, Peygamberin, çocuklarla ilişkisinde de onurlu bir varlık olduklarını hissettirdiğini vurguladı.
-Otistik çocuklar-
Görmez, "Otistik çocukların ateist olduğu" iddiasıyla ilgili bir soruya karşılık, bunun bilimsel geçerliliğinin bulunmadığını, bütün insanların onurlu ve her türlü erdemi genlerinde taşıyarak doğduğuna inandıklarını aktardı. Görmez,
"Onun için, hatta bu konu dahi medya ve insan onuru açısından ele alınmayı hak eden bir konudur. Ben böyle hiçbir bilimsel temele dayanmayan bir cümlenin ve iddianın iki gün toplulumuz nezdinde tartışılmasını dahi özellikle otistik engelli kardeşlerimize haksızlık olarak değerlendiririm" değerlendirmesinde bulundu.
-İzmir konuşması-
İzmir'de yaptığı konuşmanın hatırlatılması üzerine Görmez, tasavvuf profesörü olan bir arkadaşını, İzmir'e ısrarları sonucunda 1 yıl gecikmeli olarak atadığını dile getirdi.
Görmez, İzmir'de yaptığı konuşmanın medyada yer alan kısmının yalnızca üç cümleden ibaret olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Birinci cümle 'İzmir'in farklı bir dindarlığı var.' Bu, bilimsel bir tespittir. Her ilin, her ilçenin, her köyün, her kasabanın kendine göre, eğer dindarlık araştırmalarına bakıldığında, kendine özgü farklı bir dine bakışı, dindarlığa bakışı bir Konya ile İzmir, Erzurum'la İzmir, hatta İstanbul'a gidin Fatih ile Beyoğlu, semtten semte dahi farklılık arz eder. Bu bilimsel tespitten
'Diyanet İşleri Başkanı İzmir'e gavur dedi' sözünün çıkması ihtimali olabilir mi- Yani herhangi bir insanın kalbini kırma konusunda bu kadar hassas olan bir insanın, bir ilin bütün sakinlerine böyle bir suç isnat etmeye kalkışması, bu cümleden böyle bir mana, böyle bir şey çıkabilir mi- Çıkmaz. İkinci cümle şuydu,
'Bu dindarlığın irfan geleneğine ihtiyacı var' çünkü bu dindarlık ancak o 'gönül felsefesi' dediğimiz, 'Anadolu Müslümanlığı' dediğimiz Hoca Ahmet Yesevilerin, Hacı Bektaşı Velilerin, Yunus Emrelerin, Hazreti Mevlanaların ortaya koyduğu irfan geleneğiyle ancak siz, muhatap kim İzmir'deki 2 bin görevlimiz. Siz bu dindarlığı ancak bu gelenekle besleyebilirsiniz. Üçüncü bir cümle ne 'Bu sebeple irfan geleneğinden geçmiş bir tasavvuf profesörünü İzmir'e müftü yaptık.' Birinci cümleden 'Diyanet İşleri Başkanı bütün İzmirlilere Gavur dedi' çıktı medyada, ikinci cümleden Diyanet İşleri Başkanı bütün İzmirlileri irfansız ilan etti', üçüncü cümleden 'Bu İzmirlilere haddini bildirmek için böyle bir müftü atadı.' Aslında medya etiği açısından medya etiği derslerinde, mastır ve doktora derslerinde işlenecek bir konudur."
Son Dakika › Güncel › Görmez'den, 'İzmir Gavur' sözlerine açıklık - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?