Greenpeace Üyelerine Açılan "Haksız Rekabet" Davası

Bir tavukçuluk şirketinin, 4 Greenpeace üyesi hakkında, "tavukçuluk sektöründe sağlığa, çevreye zarar verildiği, hayvanlara kötü muamelede bulunulduğu, tavukların kafessiz ortamlarda tutulduğu"nu öne sürdükleri gerekçesiyle açtığı "haksız rekabet" davasının görülmesine başlandı.

İstanbul 62. Asliye Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmaya, sanıklar Melda Elif Keskin, Ayyüce Özdemir Ökten ve Ece Ünver Mataracı katıldı. Diğer sanık Aykut Uluer ve müşteki Keskinoğlu tavukçuluk şirketini de avukatları temsil etti.

Savunması sorulan sanıklardan Ece Ünver Mataracı, 2014 yılından beri Greenpeace'de direktör olarak çalıştığını ve "yutmayiz.org" adlı internet sitesinde, mayıs 2016'da "Yutma yutturma" başlığıyla, endüstriyel tavukçuluk sektörünün dönüşümü için taleplerini sıraladıklarını belirterek, "8 madde halinde yazıldı. Sektörde yapılan çalışmalar var. İthal, genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) yerine yerel ürünler kullanılmasını istedik. Taleplerimiz kimyasal ilaç tüketiminin azalması, hayvan refahının gözetilmesiydi. Büyük tavukçuluk şirketlerinden 2020 yılına kadar bu talepleri hayata geçirmelerini ve yol haritası çıkarmalarını talep etmiştik." dedi.

Yedi büyük tavukçuluk sektörü şirketinin bu taleplerini duymasını istediklerini ve bunlardan birinin de Keskinoğlu şirketi olduğunu ifade eden Mataracı, "Tek muhatabımız bu şirket değil. İnsan, çevre ve hayvan sağlığını düşünerek hareket ettik, kimseyi suçlamadık. Hedef aldığımız tavukçuluk sektörüydü, şikayetçi şirket değildi." diye konuştu.

"Tavuklar çok dar ortamda büyüyor" iddiası

Sanıklardan Melda Elif Keskin de tavuklara hızlı büyümesi için antibiyotik ilaçlar verildiğini öğrendiklerini belirterek, "Hiçbir zaman 42 günde bir tavuk büyüyemez. İlaçlar verilerek büyütülmektedir. Yedikleri şey tavukların bünyesine geçtiği için oradan da bizim bünyemize gelmektedir. Atıkları da çevre sağlığını tehdit etmektedir. Tavuklar çok dar ortamlarda büyümekteler." iddiasında bulundu.

Ayyüce Özdemir Ökten de şirketle aynı sektörde çalışmadıkları için kendilerine "haksız rekabet" davası açılamayacağına dikkati çekerek, "Bizim hedefimiz Türkiye'deki tavukçuluk endüstrisindeki olumsuz şartları düzeltmeye yönelik taleplerimizi iletmekti." savunmasını yaptı.

Duruşmada söz alan şikayetçi avukatı ise "Bu kampanya büyük şirketler için başladı, daha sonra Keskinoğlu'na döndü. Sosyal medyada Keskinoğlu aleyhine kampanya başlatıldı. Davaya katılmak istiyoruz." dedi.

Şikayetçi Keskinoğlu şirketinin davaya müdahil olmasına karar veren mahkeme, savunma yapan 3 sanığın davaya katılma zorunluluğunu kaldırarak duruşmayı erteledi.

2 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, şüphelilere ait Greenpeace Akdeniz isimli oluşumun, "yutmayiz.org" isimli internet sitesinde 1 1 Mayıs 2016'da, "Yutma yutturma" başlıklı bir kampanya başlattığı belirtilerek, kampanya çağrısında "tavukçuluk sektörünün sağlığa ve çevreye zarar verdiği, hayvanlara kötü muamele edildiği" şeklinde ifadeler kullanıldığı aktarıldı.

Kampanyayla, "tavukların hızlı büyümesine yönelik antibiyotik ve antimikrobiyaller, yemde ithal soya ve üretimde kimyasal ilaç, gübre kullanılmaması, GDO'suz yem kullanılması, tavukların kafessiz ortamlarda tutulması, hayvanlara eziyet edilmemesi" gibi maddelerle çağrıda bulunulduğu da hatırlatılan iddianamede, ismi kullanılan Keskinoğlu tavukçuluk şirketinin avukatlarınca, "şüphelilerin hiçbir dayanağı, gerçekliği ve ispatı olmayan iddialarla varsayımlarla şirketi hedef gösterdikleri" iddiasıyla şikayet edildiği ifade edildi.

Söz konusu internet sitesinde, "tavukçuluk sektöründe sağlığa, çevreye zarar verildiği, hayvanlara kötü muamelede bulunulduğuna" dair genelleme şeklinde yapılan duyurunun karşısında, görselde müşteki Keskinoğlu şirketinin marka ve logosunun kullanıldığına dikkati çekilen iddianamede, şirketin bu şekilde üretim yaptığına dair herhangi tespit gösterememelerine rağmen şüphelilerin, sektör hakkındaki yaygın söylentiyi, genellemeyi ifade eden sloganı, sadece müşteki şirketin markası ve logosunu göstererek vurguladıkları aktarıldı.

İddianamede, şikayetçi şirketin ürünleri ve markasını küçültücü, ticari faaliyetlerinin zararına yol açacak şekilde haksız ithamlarda bulunarak, "6102 sayılı Türk Ticaret Kanuna Muhalefet" suçunu işledikleri ileri sürülen şüphelilerin, 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasına çarptırılması talep ediliyor.