Havalimani Miting Alani Gibi

ERDOĞAN BASIN TOPLANTISINDA KONUŞTU

"28-29 ocak tarihleri arasında davosta çok faydalı görüşmeler yaptık. Bu forum çok önemli bir etkinlik. Toplantılarda ağırlıklı olarak küresel ekonomik kriz ve dünya ekonomisini yeniden canlandırmanın yolu tartışılmıştır. Ben de bu vesileyle Türkiye'nin geleceğe yönelik plan ve hedeflerini anlattım. İki ayrı toplantı da dünya barışı açısından büyük önem taşıyan bölgesel ve uluslaararası konularda görüşlerimi aktardım. Çok sayıda devlet ve hükümet başkanıyla görüştüm. Avrasya ve Ortadoğu sorunlarıyla ilgili görüşlerimi belirttim. Gazze sorunuyla ilgili görüş beyan ettim, değerlendirmelerimi paylaştım. IMF Birinci Yardımcısı Lipsky ile de çok önemli bir görüşmemiz oldu. Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyanla da görüşme fırsatımız oldu. Bu görüşmelerde ikili ve uluslararası konularda görüş alışverişinde bulunduk. Ayrıca ülkemize yatırım çekmek için de girişimlerimiz oldu. Gördük ki Türkiye'yi güvenli bir liman olarak görüyorlar. Önümüzdeki dönemde yatırımlara geleceklerini belirttiler.

Bugün katıldığımız Gazze konulu panelde İsrail Cumhurbaşkanı Peres, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, Arap Birliği Genel Sekreteri ve ben katıldık. Bir de moderatör vardı. Toplantyı çok güzel başladı. Ben şu anda AKP Genel Başkanı olarak değil, TC Başbakanı sıfatıyla konuşuyorum. O toplantıda da TC Başbakanı olarak konuştum ve bulundum. Böyle bir toplantıya ilk defa katılmıyorum. Bu toplantılarda konuşamalar en az 2 tur olur. Söylenen şeylere cevap hakkı olur. Bunu da moderatör belirler. Bu toplantıya başladık ve ben dakikaları da yazdım. Ve Ban Ki Moon süreyi en iyi kullaanandı. 8 dakika kullandı. Sayın Amr Musa 12 dakikaya gelince moderatör uyardı. Benim konuşmam da 15 dakika sürdü. Peres ise hiçbir uyarı almadan 23 dakiaka konuşma yaptı. Bu konuşmasında da bizleri hayrete düşürecek şekilde, bir cumhurbaşkanının adabına yakışmayacak şekilde ifadeler kullandı. Doğru olmayan, suçlayıcı, buyurgan tavrını kabul etmemiz mümkün değildi. Ben bazı emekli diplomatların analadığı dilden konuşmam. Ben diplomasiden değil siyasetten geldim. O diplomatların hele hele monşerlerin adetini bilmem, bilmek de istemem. TC hükümetinin ve milletinin onurunu A'dan Z'ye KORUMAKLA MÜKELLEFİM. Bu benim karakterimdir. Yumuşak başlıyız ama uysal koyun değiliz. İnanıyorum ki orada hangi TC başbakanı bulunuyorsa benim milletim aynı tavrı beklerdi. Çünkü bizim milletimize sünepelik yakışmaz. Moderatör bu tavuırlar karşısında söz istediğimde toplantıyı kapatmaya kalktı. Ben konuşunca da sözümü kesmeye kalktı. Bize de bu durumda dosyamı alıp oradan ayrılmak düştü. Çünkü konu kişisel bir mesele değildi. Ülkemin saygınlığı ve itibarı söz konusuydu. Buna müsaade edemezdim. Bu konuda daha detaylı bilgiyi yarın İstanbul Büyükşehir Belediyemizin Şişhane Metrosu'nun açılış töreninde verebiliriz.

SORU-CEVAP

Bu gerginlik İsrail'le iilişkileri nasıl etkiler?

Biz helikoptere binecekken Peres'in aradığını söylediler. Bir dinleyelim dedik. Telefon kaydı da var zaten. Bu görüşmede kendileri bana ne kadar saygı duyduğunu, ülkemizle olan ikili münasebetlere duyduğu saygıyı belirterek üzgün olduğunu söyledi. Sesinin duyulmadığını ve bu nedenle sesini yükselttiğini belirtti. Ben de birşeyler söyledim. Detay bilgileri yarın metro açılışında veririm.

İlişkiler noktasında biz öfkeyle kalkıp öfkeyle oturan liderlerden olmak istemeyiz. Bunu da İsrail'e de defalarca söyledik. Bizim tavrımız İsrail halkına değil İsrail'in politikalarınadır. Bu konu çok önemli.

Bir şeyi bir defa öğreneceğiz. Türkiye 'Kim ne der? Ne yapar?' sorularına göre mi tavırlarını belirleyecek? Biz Türkiye'yi kaybedersek ne olur? sorusunu sormalılar. Biz bir defa kendi gücümüze inanmalıyız. Bu konuda eleştiride bulunanlar kime hizmet ediyor. Biz güçlü bir Türkiyeyiz. Barışı her zaman savunacağız, barış için elimizden geleni yapacağız. Ama Türkiye'nin bölgede barışın güvencesi olduğunu birilerinin anlaması lazım.

ERDOĞAN HALKA SESLENDİ

Başbakan Erdoğan Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısının ardından kendisini saatlerdir dışarıda bekleyen halka hitap etti. Erdoğan sık sık tezahüratlarla kesildiği konuşmasında şunları kaydetti:

"Şunu özellikle bilmenizi isterim gece gündüz demeden heyecanla, coşkuyla koşturma güveni veren de buraya getiren asil duyguyu iyi biliyorum. Sizin asaletli duruşunuz sessiz yığınların sesi, kimsesizlerin kimi durumuna getirmiştir.

Bu uluslararası hukukun, yaşama hakkının, adaletin daha iyi bir dünya özleminin sesidir. Güçlünün değil, haklının sesidir.

Sizler bu gücü burada, bu sessiz bu vakur duruşunuzla 'Biz kapalı kapılar ardında, medyada başka konuşan siyasiler istemiyoruz. Biz birtakım dış mihraklara yaranmak için kendi ülkesine, kendi ülkesinin başbakanına monşer eskisi siyasetçiler de istemiyoruz. Biz doğru bildiğini her yerde söyleyen dosdoğru siyasiler istiyoruz.' Siz şu sessiz ve vakur tavrınızla işte bunu söylüyorsunuz. Ve bunu ayrım gözetmeksizin el ele gönül gönüle söylüyorsunuz.

Sevgili kardeşlerim Türküyle, Kürdüyle, Müslümanı, Hristiyanı, Musevisi ile 72 milyon ses tek vicdan olarak bunları söylüyorsunuz.

Biz işte bu sesi her yerde her platformda savunmak için buradayız. Şu ana kadar dik duracağız dedik. Ama dikleşemeyeceğiz dedik. Dik durduk dik durmaya da devam edeceğiz. Türk Milletine yakışan budur. Kendi vatandaşları arasında ayrım yapmaksızın hep beraber 72 milyon el ele omuz omuza vereceğiz. Bizi ayırmak isteyenlere asla prim vermeyeceğiz.

Şöyle olursa filanca ne der diye değil. Acaba Türkiye olmazsa ne olur? sorusunu birilerinin kendisine sorması lazım.

Onun için daha çok konuşacağız. Daha çok gayret edeceğiz. Bu milletin evlatları olarak güçlü, büyük Türkiye'ye doğru koşuyoruz. "