Kılınç, "Yıllarca onkoloji hemşireliği yapmış bir kişi çok farklı alanlarda çalıştırılabilmektedir. Bu da hastaya eksi olarak dönebiliyor. Bizim ülkemizde sağlık sisteminde geleneksel sağlık sistemi hâkim, bu anlayışın değişmesi gerekiyor." diyerek yetkililere çağrıda bulundu
Sağlıkta yeni reforma gidilmesi gerektiğini ifade eden Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şube Eşbaşkanı Ruken Kılınç, "Hizmet alanı yapılmadığı için kim ne kadar iş yapabiliyorsa, kim hangi işe yetebiliyorsa o tarz yaklaşılıyor. Sağlık reformunun yenilenmesi gerekiyor. Ülkemizde koruyucu sağlık hizmetinin yapılması gerekirken tamamen tedavi edici yöntemler uygulanıyor" diye konuştu. Hemşireler çalışma koşullarından memnun mu? En çok hangi konuda şikayetçiler? Hemşirlik konusunda ne düşünüyorlar? Hemşireliğin kanundaki yeri nasıl? Hemşireler Haftası nedeniyle hemşirelerin sağlık sektöründeki yeri, görev ve konumları, talep ve arzularını Gazete İpekyol olarak SES Şanlıurfa Şubesi Eşbaşkanı Ruken Kılınç'la konuştuk.
Sizi tanıyarak başlarsak…
Ben Ruken Kılıç, Urfa SES Şube eşbaşkanıyım, Adıyamanlıyım. Sendikanın iki yıldır eşbaşkanlığını yapıyorum.
Aslen hemşire kimdir? Hemşirelik tarihi hakkında biraz bilgi verecek olursanız?
Hemşirelik en kutsal görevlerden biridir. Çağımızın daha doğrusu binlerce yıl önce tarihsel anlamda baktığımızda kadınların ilk var olması ile beraber hemşirelik mesleği vardır. Başta doğuran, doğurtan sonra tedavi eden ve tedavi edici yöntemler uygulayan bir sağlık algısı var. Hemşirelik tarihin, bilimin en eski mesleklerinden biridir. İnsanlık tarihinin en eski mesleklerinden biri hemşireliktir. Toplum tarafından ilk başlarda çok tasvip edilen bir meslek haline gelmemiş. Çünkü gecenin bir yarısı gidip çağırılıp kolay ulaşılabilen bir meslekmiş. Biliyorsunuz İkinci Dünya Savaşı'nda Florence Nightingale, aristokrat bir ailenin kızıdır. İkinci Dünya Savaşı'nda gidiyor savaş alanında yaralıları tedavi etmek amacıyla mücadele ediyor ve orada hastalanıp ölüyor. Florence Nightingale, hemşirelik mesleğinin kurucusu olarak sağlık tarihinde yerini alıyor.
Günümüzde hemşireliği nasıl tanımlıyorsunuz?
Bizde de günümüzde hemşirelik, ebelik yardımcı sağlık personeli olarak tanımlanıyor. İstenilen branşta çalışmama olarak sıralanmış. Doktorun yanında olan, sadece işi yürüten, karar verici değil. Oysa biz hayatın yarısında varsak kadın olarak hemşirelik mesleği de kadına tanımlanmıştır. Ama daha sonra zamanla karar vericiyken, yürütücüyken biz yaşamın diğer alanında karar verici de olmak istiyoruz. Sonuçta order (tedavi) yapıyoruz, bakım yapıyoruz ama karar verme gibi bir yetkimiz yok. Bizim hemşirelik mesleğinin tanımında cinsiyet olarak sosyolojik özelliklerin en başında cinsiyet geliyor. İkincisi de erkek hemşerilerin sayısı çok az, sonradan hemşirlik ortaya çıktı. Daha çok kadınlara yönelik bir meslek olarak ortaya çıktı. Bu da mesleğimizin gelişmesine olumsuz etki etti. Ataerkil aile temelli toplumda kadınlarda erkeğe boyun eğme ve saygı beklendiğinden kadınlardan oluşan hemşirelikte bu anlamda çok geri planda kaldı. Doktorun yanında kadın, karar verici olmamış, sadece yürütücü olmuş.
Hemşirelerin mali ve özlük hakları ile ilgili neler söylersiniz?
1954 yılında çıkarılan 6283 sayılı Hemşirelik Kanunu, hemşirenin değişen ve yapmakta olduğu işleri kapsamıyor. Yani, kafasına göre her iş yaptırılmış. Sağlık personelinin, hizmetli personelinin yapması gereken işi zamanla hemşireye yaptırılmış. Yani, görevi ve belli bir işlevi yoktur. Rol işlevini zamanla kapsatmış. 6283 Hemşirelik Kanunu zamanla değiştirilmiş. Aslında bu değişim doğru bir değişim değildir. Tüzüğüne, 6283 Kanunu'na uymuyor. Avrupa Birliği uyum yasaları çıkarılırken çıkan yasalar ülkemizin sağlık ihtiyacını kesinlikle yansıtmıyor. Avrupa Birliği ile bizim Hemşirelik Kanununa uymuyor.
Hemşirelik atamalarını ve istihdamı yeterli buluyor musunuz?
Sağlıkta dönüşüm adıyla yürütülen politikalar genelde sağlık çalışanlarını ve hemşireleri olumsuz etkilemiştir. Biliyorsunuz sağlık sermayeleşti, ticarileşti. Ne kadar ameliyat yaparsam, ne kadar çok hasta bakarsam, sağlıkta kar elde etmeyi hedefleyen politikalar tedavi edici sağlık hizmetlerine dayandığı için koruyucu sağlık hizmetlerini yok saydığı için, finansal anlamda bireysel sağlığı daralttığı için hemşirelerin istihdam sorunu ülkemizin önemli bir sorunudur. Kişi başına düşen hemşire sayısı, örneğin 300 yataklı bir çocuk hastanesi için 400 hemşire kadrosu belirlenmişken, 150 ya da 170 hemşire verilmektedir. Böylesi yoğun çalışma alanında kendi görevleri olan bakımı hemşireler başkasına bırakmak zorunda kalıyor. Bu durum mesleğin önemini, bakım kalitesini olumsuz etkiliyor. Sen hemşiresin, sadece yapacağın şey hekimin verdiği tedaviyi uygulayacaksın. Karar verici değil, uygulayacısın. Hemşirelikte branşlaşma var. Ülkemizde temel eğitim sonrası akademik çalışma olanakları yok. Ameliyathane hemşireliği, yoğun bakım hemşireliği, onkoloji hemşireliği vb, yani yıllarca onkoloji hemşireliği yapmış bir kişi çok farklı alanlarda çalıştırılabilmektedir. Bu da hastaya eksi olarak dönebiliyor. Bizim ülkemizde sağlık sisteminde geleneksel sağlık sistemi hâkim, bu anlayışın değişmesi gerekiyor. Uygulama yaparken karar verici bir durumunun da olması gerekiyor.
1954 yılında çıkarılan Hemşirelik Kanunu'nun dışında hareket edildiğini ifade ettiniz. Peki, yeni bir meslek tanımının yapılması gerekiyor mu?
Hizmet alanı yapılmadığı için kim ne kadar iş yapabiliyorsa, kim, hangi işe yetebiliyorsa o tarz yaklaşılıyor. Sağlık reformunun yenilenmesi gerekiyor. Ülkemizde koruyucu sağlık hizmetinin yapılması gerekirken tamamen tedavi edici yöntemler uygulanıyor. Daha çok ilaca bağımlılık, kendini korumaya yönelik alternatif tıp olması gerekirken bunların hiçbiri yapılmıyor. Bu da hasta bir toplumu daha çok ilaca yöneltiyor, daha çok ticarileşen bir sağlık sektörü görüyoruz. Hemşirelik önce liseydi, sonra önlisans, daha sonra da lisansa döndü. 1996 yılında kapatılan sağlık liseleri 2000 yılında tekrar açıldı. Liselerden mezun olan kişiler yardımcı sağlık personeli olarak görev almaya başladı.
Sağlıkta şiddet hakkında neler söylersiniz?
Hasta bilincinin ya da verilen sağlık hizmetinin çok uygun olmadan, kadınlar hasta ve hasta yakınları tarafından şiddete maruz kalıyor. Geçen gün Adıyaman'da 112 ambulansına saldırdılar. Ambulanstaki şoför ve paramedik darp edildi. Yani, sağlıkta şiddet arttı. Çünkü kışkırtılmış bir sağlık var. Türkiye'de sağlık çalışanları hizmet sektöründe en çok şiddete uğrayandır. Bu da sağlıkta şiddeti artırıyor. Son dönemlerde daha da artmaya başladı. Bir de hasta yakını psikolojisi de farklıdır. O an büyük bir sorunla karşılaştığını düşünüyor.(Kaynak: Gazeteipekyol)
Son Dakika › Güncel › Hemşireler, Geleneksel Sağlık Sistemine Karşı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?