Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah Açıklaması

Lübnan'daki Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo'nun Paris'teki ofisine düzenlenen ve 12 kişinin öldüğü silahlı saldırıyla ilgili olarak, "Saldırıyı gerçekleştirenler, Allah'ın Peygamberine, kitap yazıp aşağılayıcı filmler çekenlerden daha ağır hakaret ettiler" dedi.

Hazreti Muhammed'in dünyaya geldiği gün olarak kutlanan Mevlit Kandili münasebetiyle konuşma yapan Nasrallah, şunları söyledi:

"Tarihi gözden geçirin, Allah'ın Peygamberi Hazreti Muhammed'i, tarih boyunca kimse bu kadar aşağılamamıştır. Saldırıyı gerçekleştirenler, Allah'ın peygamberine, kitap yazıp aşağılayıcı filmler çekenlerden daha ağır hakaret ettiler. Bu devirde, bazı terörist gruplar, İslam bayrağı ve Peygamber'in adı altında kendi tiksindirici, dehşet verici ve insanlık dışı uygulamalarını gerçekleştiriyorlar. İslam dini ve Peygamberine, Peygamber düşmanlarından daha ağır hakaret ediyorlar."

Konuşmasına "Ülkemizi, tekfirci teröristler ve İsrail tehdidine karşı koruyan, sınırdaki askerlerimizi, Suriye'deki savaşa katılarak terörün ülkemize gelmesine engel olan İslami direniş üyelerini ve şehitleri selamlıyorum" diyerek başlayan Nasrallah, "Onlar, ülkelerini kar kış, soğuk demeden her türlü kötü şartta korumak için azim ve kararlılık gösteriyorlar. Peygamberimiz Hazreti Muhammed'in yolundan giderek, bu dini ve milli görevi omuzlayan insanlar, Lübnan halkının gerçek muhafızlarıdır" ifadelerini kullandı.

-"Bu saldırganların, Hazreti Muhammed'i temsil ettiğini söyleyebilir miyiz?"

Nasrallah, Paris'te gerçekleşen saldırıyla ilgili olarak, şöyle konuştu:

"Bu saldırganların, Allah'ın Rasülü Hazreti Muhammed'i temsil ettiğini söyleyebilir miyiz? Zalim ve vahşice suçlar işleyen, Irak'tan Yemen'e, Afganistan'a geniş coğrafyalara yayılan bu teröristler, şimdi de kendilerini bize gönderen batı ülkelerine döndüler. Bunun böyle olması şaşırtıcı değil. Müslümanlar olarak hepimiz, Peygamber'in hayatını, ahlaki değerlerini tüm dünyaya anlatmakla mükellefiz. Bir diğer mükellefiyetimiz ise bu tekfircilere karşı İslam alemi ile dayanışma içinde olup, onları tecrit etmek, kuşatmak ve ortadan kaldırmak için gayret göstermektir. Bu terörist gruplar, ülkelerimize, kanımıza, şimdimize, geleceğimize, onur ve inancımıza tehdit oluşturuyordu. Şimdi de İslam'ın kendisine, Kur'an ve Peygamber'e tehdit oluşturuyor. İslam'a ve Hz. Muhammed'in mesajına en büyük tehdidi bunlar oluşturuyor."

Lübnan'ın muhalif iki partisi Hizbullah ve Müstakbel Hareketi arasında, 7 aydır seçilemeyen yeni cumhurbaşkanının seçilmesi için başlatılan "diyalog görüşmeleri" ile ilgili olarak, "Büyük beklentiler açıklamadık" diyen Nasrallah, "İlk günden beri konuya gerçekçi yaklaşıyoruz. Diyalogtan büyük beklentilerimiz yok. Bazı güçler, diyaloğun olmasını istemese de genel duruma olumlu etkileri oluyor" şeklinde konuştu.

Suriye rejimi yanında hareket eden Hizbullah ile muhalifleri destekleyen eski Başbakan Saad Hariri'nin başını çektiği Müstakbel Hareketi arasındaki diyalog görüşmelerinin, iki parti arasındaki bazı temel ayrılıkları gidermeyeceğini belirten Nasrallah, şöyle devam etti:

"Diyaloğun savunma stratejileri, direnişin silahları ya da Suriye'de savaşma gibi konulardaki ayrılıkları bitireceğini söylemedik. Aksine, ülkemizi, bölgeyi esir alan fırtınaya karşı koruyacak, çökmesine engel olacak yollar aramalıyız dedik."

Bahreyn'deki Şii halkın, Sünni yönetim tarafından "sürekli baskı gördüğünü" ileri süren Nasrallah, sözlerini şöyle tamamladı:

"Tüm dünya Bahreyn'i yalnız bıraksa da görmezden gelse de Bahreyn'de 4 yıldır bir devrim gerçekleşiyor. Hem de bölgedeki diğer devrimlerden farklı olarak, hiç şiddete, saldırganlığa başvurmadan. Orada şiddetten uzak, barışçı gösterilerin yapılmasının nedeni Bahreynlilerin silaha ulaşamaması ya da onlara silah gönderecek birilerinin olmamasından kaynaklanmıyor. Bahreyn'deki din adamları, siyasetçiler, halk buna engel oluyor ve barışçı yollarla devam ediyor." - Lübnan