Hizbullah'ı Vurmak İran'ı Vurmaktır"

Suudi Arabistan'ın Lübnan güvenlik birimlerine yapacağı dört milyar dolarlık yardım kararından vazgeçmesiyle gün yüzüne çıkan Suudi Arabistan-Hizbullah gerilimi her geçen gün yeni gelişmelerle tırmanmaya devam ediyor.

Krizin en son adımı ise Suudi Arabistan'ın en önemli aktörleri arasında yer aldığı, petrol zengini Batı yanlısı altı ülkeden oluşan Körfez İşbirliği Konseyinin (KİK) Hizbullah'ı terör örgütü ilan etmesi oldu.

KİK'in Hizbullah'ı terör örgütü ilan etme kararını AA muhabirine değerlendiren uzmanlar, bunun beklenen bir hamle olduğu ve söz konusu kararla Körfez ülkeleri içinde Hizbullah ile ilişkili olanlara baskı uygulanabileceği yorumunda bulunuyor.

- "Hizbullah'ı vurmak, İran'ı vurmaktır"

Lübnan'daki Ortadoğu Çalışmaları Merkezi Araştırmacısı Emekli Tuğgeneral Hişam Cabir, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın yakın zamanda yaptığı konuşmasında grubunun "Suudi Arabistan'ın karşısında yer alan eksende bulunduğunu söylemesinin" KİK'in Hizbullah ile ilgili adımında etkili olduğunu belirtti.

Körfez ülkeleriyle Hizbullah arasındaki savaşın artık daha da netleştiği değerlendirmesinde bulunan Cabir, "(KİK'in Hizbullah'ı terör örgütü ilan etmesi) Suudi Arabistan'ın Hizbullah'ı bir numaralı düşman olarak gören siyasetiyle örtüşen, bilinen ve beklenen bir karardır. Gayri resmi olarak devam eden politikanın resmi olarak ilan edilmesidir" dedi.

Körfez ülkelerinin Hizbullah'ı askeri olarak hedef alması ihtimalinin zayıf olduğunu savunan Cabir şunları kaydetti:

"Bu karar, Hizbullah'ı İslam koalisyonunun hedef listesine koyar. Ancak ben bunun sahada gerçekleşebileceğine inanmıyorum. Çünkü bu koalisyon, ABD'nin onayı olmadan operasyonlarını gerçekleştirmez. ABD de Hizbullah'ı terör örgütü saymasına rağmen Hizbullah'ın vurulmasına izin vermeyecektir. Hizbullah'ı vurmak İran'ı vurmaktır."

ABD ve Rusya'nın Suriye'de vardığı ateşkeste, DAEŞ ve Nusra Cephesi'ni terör örgütü kabul ederek ateşkese dahil etmediğini hatırlatan Cabir, Nusra'nın farklı kesimler tarafından üzerinde tartışma olan "gri" bir bölgede kaldığını söyledi.

Cabir, Körfez ülkelerinin bu kararının Hizbullah'ı da bu "gri bölgeye" iteceğini ve örgütün, söz konusu ülkelerce Rusya ile "müzakere kartı olarak kullanılacağını" sözlerine ekledi.

"Hizbullah İslam koalisyonunun hedefinde olacak"

Yakın Doğu ve Körfez Askeri Araştırmaları Merkezi'nde (INEGMA) Askeri Uzman Riyad Kahveci ise Suudi Arabistan'ın açıkladığı ve otuzdan fazla ülkenin yer aldığı "Teröre karşı İslam koalisyonunun" Suriye ve Irak'ta operasyonlara başlaması halinde, Hizbullah milislerinin de hedef listesinde yer alacağını belirtti.

Kahveci, "Hizbullah, İslam koalisyonunun hedefinde olacak. Tıpkı Rusya'nın ılımlı muhalifleri kendi terör tanımına göre vurduğu gibi Körfez ülkeleri de kendi terör tanımlarına göre Hizbullah'ı vuracaktır" görüşünü dile getirdi.

Söz konusu kararın Hizbullah'a maddi olarak zarar vermeyeceğini savunan Kahveci, Hizbullah ile askeri ya da resmi ilişkisi bulunan herkesin özellikle söz konusu ülkelerde terör örgütü üyesi muamelesi görebileceği yorumunu yaptı.

KİK'ten dün yapılan yazılı açıklamada, Hizbullah'ın tüm yöneticileri, ona bağlı ve ondan doğan örgütlerle beraber terör örgütü olarak ilan edildiği bildirilmiş, KİK'te uygulanan terörle mücadele kanunları ve buna benzer uluslararası kanunlar çerçevesinde gerekli adımların atılacağı kaydedilmişti.

Arap Birliğinin İçişleri Bakanları düzeyinde Tunus'ta gerçekleştirdiği toplantıda da birlik, tarihinde ilk kez Hizbullah'ı terör örgütü şeklinde nitelendirerek, "Arap İçişleri Bakanları Kurulu, terörist Hizbullah örgütünü bazı Arap ülkelerinde toplumsal barışı ve güvenliği sarsan tehlikeli çalışmaları ve uygulamalarından dolayı kınıyor" ifadelerinin yer aldığı bir açıklama yayımlamıştı.