Küresel ısınma, hükümetlere ve şirketlere "iklim borçlarını" hatırlatırken, üçüncüsü düzenlenen Karbon Zirvesi'nde Türkiye ekonomisinde "yeşil büyüme" ve düşük karbon yönetiminin nasıl sağlanabileceği tartışıldı.
Paris'te Aralık 2015'te gerçekleşen 21. İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nda (COP21), tüm ülkelere küresel ısınmayı sınırlandırmak amacıyla sera gazı salınımlarını 2050 yılına kadar dengelemesi çağrısı yapılmıştı. İstanbul Teknik Üniversitesi'nde (İTÜ) düzenlenen III. Karbon Zirvesi'nin ilk gününde, katılımcılar "iklim mültecisi" olma riski, "sürdürülebilir yaşam kültürü"nün nasıl geliştirilebileceği, temiz enerjiye geçiş ile karbon ticareti gibi konuları masaya yatırdı.
Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) tarafından İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ev sahipliğinde, Uluslararası Emisyon Ticareti Derneği (IETA), İTÜ Arı Teknokent desteğiyle düzenlenen konferansta, "ekonomiyi yönetmenin yolunun karbonu yönetmekten geçtiği" vurgulandı.
İTÜ Rektörü: İklim mültecisi olmamalıyız
İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, açılış konuşmasında "iklim değişikliği denilince akla ilk kuraklık, sel, çölleşme gelse de, günümüzde küresel ısınmanın etkilerinin çok daha ciddi bir konuma eriştiğine" dikkat çekti.
Karaca, "iklim mültecisi olmamalıyız" uyarısı yaptı ve iklim değişikliğinin tarihte toplumları göçe ittiğini hatırlattı. İTÜ Rektörü'ne göre, "geleceği iklim araştırmaları ve yeşil iş alanları şekillendirecek".
"Kişi ve kurumlar sürdürülebilir yaşam kültürüyle ilerlemeli"
Sürdürebilir Üretim ve Tüketim Derneği Başkan Yardımcısı ve İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu da, "İklim değişikliğiyle mücadele için kişi ve kurumlar sürdürülebilir yaşam kültürüyle ilerlemeli" dedi ve iklim anormalliklerinin yaşanmaması için, "herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini" vurguladı.
Siddharth Yadav: Finans, temiz kaynaklı enerji üretimine aktarılmalı
III. İstanbul Karbon Zirvesi Başkanı Siddharth Yadav ise, Paris'te düzenlenen 21. İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nda alınan kararların ardından ülkelerin taahhütlerini yerine getirebilmesi için "hükümetlerin ve tüm finans kuruluşlarının iş birliği içinde olması" gerektiğini açıkladı. Yadav, finansın temiz kaynaklı enerji üretimine aktarılmasının, iklim değişikliği ile mücadelede büyük önem taşıdığını ve bu süreçte iş dünyasına büyük görevler düştüğünü ifade etti.
Sera gazı azaltımı için Amerika, Çin ve Avrupa'da"sınırla ve pazarla" yöntemi
Uluslararası Emisyon Ticareti Derneği'nden (IETA) Sarah Deblock ise, iklim değişikliği ile mücadelede "sınırla ve pazarla" (cap and trade) yöntemine işaret etti.
Avrupa Birliği (AB) ve Avrupa Parlamentosu tarafından onaylanan ilk uluslararası emisyon ticaret sistemi kapsamındaki bu mekanizmada, şirketler kendilerine izin verilen maksimum karbonsalınımı sınırının altında kalmalı, sınırın altında kaldıklarında ise arttırdıkları payı başka şirketlerehak olarak satabilmeli.
Konferansta konuşan Sarah Deblock, sera gazı azaltımıiçin şirketlerin, özellikle Amerika, Çin ve Avrupa'da,karbon ticareti uygulamasına yüzünü döndüğünü, Afrika'da da karbon vergisi uygulamasının hayata geçirildiğini açıkladı.
Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D), "Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim olgusu konusunda bilgive kapasite oluşturmak, konunun farkındalığını artırarak, ulusal ve uluslararası etkinliklerle yaygın etki yaratmakhedefi ile 2013 yılında kamu, iş ve akademi temsilcilerincekuruldu.
Dernek, resmi erk, yerel yönetimler, üniversiteler, iş dünyası, sivil toplum örgütleri ve medya ile işbirliğiiçinde "yeşil sivil gücünü" ortaya koymayı amaçlıyor. - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Iıı. Karbon Zirvesi: Ekonomiyi Yönetmenin Yolu, Karbonu Yönetmekten Geçiyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?