İmralı'daki Telefon Yasağına Hak İhlali Kararı

Anayasa Mahkemesi, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın kaldığı İmralı Cezaevine gönderilen 5 mahkumdan biri olan Veysi Aktaş'ın, telefonla görüştürülmemesi nedeniyle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verdi.

Anayasa Mahkemesinin kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı.

Karara göre İnfaz Kurumu İdare ve Gözlem Kurulu, silahlı terör örgütü PKK üyesi olma suçundan hükümlü başvurucunun telefonla görüşmesini yasakladı.

Başvurucunun bu karara yaptığı itiraz da infaz hakimliği ve Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi.

Başvurucu, infaz kurumuna nakledildiği günden itibaren telefonla görüşme hakkının kullandırılmadığını, bu nedenle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürerek, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

İhlal ve 4 bin lira tazminat

Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın kaldığı İmralı Cezaevine gönderilen 5 mahkumdan biri olan Veysi Aktaş'ın, telefonla görüştürülmemesi nedeniyle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verdi. Mahkeme, başvurucuya 4 bin lira manevi tazminat ödenmesine de hükmetti.

Yüksek Mahkemenin gerekçesinde, başvurucunun PKK terör örgütü üyesi olduğunun yargı kararıyla belirlendiği, telefonla görüşme hakkının da güvenlik güçleri ve sivilleri hedef alan, Hendek olayları olarak bilinen terör eylemlerinin gerçekleştirildiği dönemde kısıtlandığı belirtildi.

Gerekçede, Hendek olayları sürecinde talimat niteliğindeki mesajların örgüt üyelerine iletildiği tespiti ve gerekçesiyle başvurucunun telefonla görüşme hakkının kullandırılmamasının kamu düzeninin ve güvenliğinin sağlanması açısından zorunlu ve gerekli bir tedbir olarak uygulandığının anlaşıldığı vurgulandı.

Başvurucunun, "terör örgütü yöneticisi hükümlü Abdullah Öcalan ile haftada üç gün sohbet toplantılarına katıldığı, Öcalan'ın bu toplantılarda terör örgütünün durumu ile ilgili değerlendirmeler yaparak talimat niteliğinde konuşmalar yaptığı, bu talimatların terör örgütü üyelerine ulaştırılmasının engellenmesi amacıyla telefonla görüşme hakkının kısıtlandığı"nın belirtildiği aktarılan gerekçede, bu şekilde hakların kısıtlanmasının demokratik toplum gereklerine uygun olduğu belirtildi.

Ancak, hükümlülerin haklarıyla ilgili belirli koşullara bağlı olarak kısıtlama kararı verilirken, uygulamaya dair bir süre belirlenerek koşulların devam edip etmediği konusunda elde edilen güncel ve somut veriler gözetilmek suretiyle belirli aralıklarla değerlendirme yapılması gerektiği vurgulandı.

Somut olayda Kurul kararında, başvurucunun telefon ile görüşme hakkından yararlandırılmamasına yönelik belli bir süre sınırı getirilmediği, ikinci bir değerlendirmeye kadar telefon ile görüşmenin kısıtlanmasına hükmedildiği ancak sonradan yeni bir değerlendirme yapılmadığının anlaşıldığı kaydedildi.

Gerekçede, "Bu durumda telefonla görüşme yaptırılmamasına ilişkin kararın bir süre ile sınırlanmadan ve karara dayanak oluşturan koşulların devam edip etmediğine dair belirli aralıklarla güncel bilgi ve belgeler gözetilerek yeniden değerlendirme yapılmadan uzun süre uygulanmasının orantısız olduğu ve ölçülülük ilkesine uygun olmadığı kanaatine varılmıştır. Anayasa Mahkemesi, açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar vermiştir." tespitleri yapıldı.