Japonya'daki Mukogawa Üniversitesi mimarlık bölümünde lisansüstü öğrenim gören Japon öğrenciler, Dolmabahçe Sarayı'ndaki Selamlık Bölümü'nde yer alan 16 numaralı odanın tarihi kapısında, rölöve çalışması gerçekleştirdi.
Japonya'nın Mukogawa Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi'nin (BAU) 11 yıldır yürüttüğü Kültürlerarası Mimarlık Çalışması (Inter-Cultural Study of Architecture) kapsamında Türkiye'ye gelen 24 Japon öğrenci ile 2 öğretim görevlisi, farklı illeri gezip tarihi yapıların mimarisini yerinde görme fırsatı buldu.
Gezilerinin son durağı İstanbul olan Japon öğrenciler, Dolmabahçe Sarayı'ndaki restorasyon çalışmalarını gözlemledi.
Japon öğrenciler, saraya girişleri sırasında kendilerini "Hello" diyerek selamlayan ilkokul öğrencileriyle tokalaştı. Sarayı gezen Japon öğrenciler, burada fotoğraflar çekerek, yetkililerden tarihi yapı hakkında da bilgi aldı.
Dolmabahçe Sarayı'nın Süfera salonundaki restorasyon çalışmalarını, uzmanlar eşliğinde inceleyen Japon öğrencilere İngilizce ve Japonca olarak bilgiler verildi. Görevli restoratörler tarafından anlatılan teknik detayları dinleyen Japonlar, not alarak, merak ettikleri kısımlar hakkında soru sordu.
Süfera Salonu'nun tavan planının projesinin detaylarına bakan öğrenciler, bu odadaki iskeleye çıkarak, yapılan restorasyon ve konservasyon çalışmalarını yakından izledi.
Daha sonra Selamlık Bölümü'nün 16 numaralı odasına geçen öğrenciler buradaki restorasyon ve analiz kısımlarını inceledi. Kapısının iki kanadının da restorede edildiği 16 numaralı odanın içerisinde incelemelerde bulunan öğrencilere restoratörler tarafından, kullanılan teknikler anlatıldı. Burada öğrencilere, bir sanat eserinin boyutlarını ölçerek plan, kesit ve görünüşünü yeniden çıkarma anlamına gelen rölöve çalışması hakkında bilgi verildi.
Kendi yöntemleriyle rölöve aldılar
Kendilerinden rölöve yapılması istenen Japonlar, ellerindeki defterlere, aldıkları ölçütleri yazarak çizimler yaptı. Kapının rölövesini kendi yöntemleriyle alan Japon öğrencilere daha sonra, restoratör tarafından uygulamalı olarak silikon kalıp yardımıyla kapı üzerindeki detay kısımların ölçüsünün nasıl alınması gerektiği gösterildi.
AA muhabirine açıklamalarda bulunan Japon öğrencilerden Chika Noda, "Birçok tarihi bina var. Her şey o kadar güzel ki çok şaşırdım bu benim için büyük bir sürpriz oldu." diyerek İstanbul'a ilk gelişi olduğunu söyledi ve çok beğendiği için Türkçe olarak "Maşallah" dedi.
Noda, "Japon restorasyon tarzı daha farklı olduğu için buradaki restorasyon çalışmasını yapmak benim için zor. Daha doğrusu zor gözüküyor ancak aynı zamanda da eğlenceli gözüküyor." ifadelerini kullandı.
Türk yemeklerini sevdiğini belirten Noda, çayı da çok beğendiğini kaydetti.
"Daha önce bu tarz tarihi bina dizaynı görmemiştim"
Öğrencilerden Kanako Nakatani de Türkiye'deki mimari yapıyı çok beğendiğini, ülkesine döndüğünde arkadaşlarına mimari yapılardan bahsedeceğini belirtti.
Nakatani, "Türkiye'de olduğum için harika hissediyorum. Daha önce bu tarz tarihi bina dizaynlarını görmemiştim. Burada mükemmel bir zaman geçiriyoruz. Binaların dizaynını çok beğendim. Burada restore yapmak bence zor çünkü çok fazla parça var ve hepsi farklı boyuttalar. Çok fazla detay var ve bu detaylar ayrıca zor. Tabi zor göründüğü kadar mükemmel de." diye konuştu.
BAU Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Dündar da 2009 yılında başlattıklarını proje kapsamında her yıl BAU Mimarlık Fakültesi'nden 10 öğrencinin tam burslu olarak bir buçuk aylığına Japonya'ya gittiğini, Japon mimarlığını yerinde deneyimleme fırsatı yakaladığını söyledi.
Benzer bir şekilde de Japon mimarlık öğrencilerini Türkiye'de ağırladıklarını anlatan Dündar, "Hem geleneksel mimarimizi, hem kültürel mekanlarımızı onlara aktarmaya çalışıyoruz. Öğrenciler, lisansüstü programlarındaki koruma restorasyon dersleri kapsamında, Türkiye'yi gözlemlemek için ülkemize geliyorlar." dedi.
"Japonlarda daha çok ahşap kültürel miras var"
Milli Saraylar Restorayon Uzmanı ve aynı zamanda Süfera Salonu'nun restorasyon sorumlusu olan Mimar Damla Acar da Japon öğrencilere restorasyon ve bina hakkında bilgiler aktardı.
Japon öğrencilerin çok meraklı olduğunu ve her şeyi not aldıklarını ifade eden Acar, "Bu teknikler aslında onlara çok tanıdık değil çünkü Japonlar'da daha çok ahşap kültürel miras var." şeklinde konuştu.
Öğrencilere anlattıkları konu hakkında bilgi veren Acar, şunları söyledi:
"Duvarlardaki parlatılmış kurşun beyazı tekniğini anlattık. Duvarlara Porselen etkisi veren çok katmanlı uygulanan, arada taşlama ve parlama ile bütün katmanların arasında olan bu işlemler, çok zahmetli bir teknik. Boya aslında ama tam boya da diyemiyoruz. Bu teknikleri anlattık. Öğrencilere marmorinolarımızı anlattık, devasa meşe doğrama pencerelerimizi, bitirme tekniklerini, cilalarını, dış cephede bezir yağlı boya uygulama tekniklerini anlattık. Osmanlı varağını gösterdik, binanın önce eski estetiğini korumaya yönelik yaklaştığımızı anlattık."
Son Dakika › Güncel › Japon mimar öğrencilerden saray kapısına rölöve - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?