Kabotaj ve Denizcilik Bayramı

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, denizi kentle bütünleştirmenin, denizden yararlanmanın uygarlık göstergesi olduğunu belirterek, "Bir toplum yaşadığı kenti denizle bütünleştirdiği oranda dünyaya açılabilir. Mersin'in kent kültüründe olsun, ticari yaşamında olsun, denizcilik hayatın her anında önemli bir yer tutar" dedi.

Aşut, Kabotaj ve Denizcilik Bayramı'nın 82. yılı dolayısıyla yaptığı açıklamada, Mersin'in dünya kenti olma iddiasını hayata geçirmek için denizden daha fazla yararlanmak zorunda olduğunu söyledi. 'Dünya kenti' olarak nitelendirilen kentlere bakıldığında, çoğunun ticari ve sosyal yaşamında mutlaka denizin etkisinin görüleceğini vurgulayan Aşut, "Çünkü deniz, dünyaya açılmak için önemli bir basamaktır. Bugün dünya yük taşımacılığının yüzde 95'i deniz yoluyla yapılıyor. Turizm için deniz önemli bir unsur, sosyal hayatın hareketli olduğu kentlerin çoğunun deniz bağlantısı var. İnsan yaşamında bu kadar önemli bir yer tutan deniz, elbette Mersin için de çok önemli" diye konuştu.

Mersin'de limanın büyümesinin kente olan yansımalarına dikkat çeken Aşut, "Dikkatli bir göz, sadece limanın hareketlenmesiyle bile kentte birçok şeyin olumlu yönde değiştiğini fark edecektir. Fakat günümüzde küresel oyuncu olmak için bir tek kriteri yerine getirmek yetmemekte. Limanımızdaki hareketlilik arttıkça, lojistik üssün önemi her geçen gün daha da büyüyor. Türkiye'de kurulması planlanan lojistik köylerden çok daha büyük ve çok daha kapsamlı olması gereken lojistik üssün Mersin'e kazandırılmasıyla önemli bir adım daha atılmış olacak" şeklinde konuştu.

Uluslararası lojistik üsle yükselen Asya ekonomilerinin yeniden önem kazandırdığı İpek Yolu'ndaki ticaretten Mersin'in dolayısıyla Türkiye'nin alacağı payın artacağına dikkat çeken Şerafettin Aşut, şöyle devam etti; "Asya'nın ticarette öne geçmesiyle Doğu Akdeniz'deki yük taşımacılığı 8 kat artacak. Bir zamanların gözde ticaret yolları yeniden yükselecek. Mersin'in kaderi de İpek Yolu'yla aynı. İstese de istemese de dünyada yaşanan gelişmelerden etkilenecek. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak amacımız, ülkemizin ulusal politikalarıyla aynı doğrultuda çaba harcayarak kentimizi zenginleştirmek. Bu yüzden denizcilikle ilgili konularda tüm kurum ve kuruluşlarımızla işbirliği yapıyoruz. Mersin Deniz Ticaret Odası'yla birlikte yürüttüğümüz Mersin Lojistik Platformunun çalışmaları bu konuda bizi cesaretlendiriyor." Denizcilikten sadece ticaret olarak değil turizm olarak da yararlanılması gerektiğini belirten Aşut, kruvaziyer turizmiyle önemli gelir elde edileceğinin örneklerle kanıtlandığını söyledi. Bu konuda Kuşadası'nın önemli bir örnek olduğuna dikkat çeken Aşut, "Kuşadası, Meryem Ana Evi'ni görmek isteyen turistlerin önemli bir uğrak yeri. Bu konuda yaptığı belki de en önemli çalışma Kruvaziyer turizmine önem vermesi. Gemiyle yolculuk yapan zengin turistler Kuşadası'nı ziyaret ediyor. Aynı potansiyelin çok daha fazlası Mersin'de de var. Saint Paul'e gelip hacı olmak isteyen turistleri taşıyan gemiler rahatlıkla Mersin'e yanaşabilir. Kentin tanıtımı ve turizm gelirlerinin artması için önemli bir kalem olan bu unsur yine denizcilikle alakalı" dedi.

Zengin kentlerin en önemli simgelerinden biri olan marinalara Mersin'in de sahip olduğunu söyleyen Aşut, "Kentimizde iki marina olmasına rağmen atıl durması, hem milli servetin heba olması hem de önemli bir ekonomik değerden yararlanılmaması anlamına geliyor. Akdeniz'in en önemli duraklarından biri olma potansiyelimiz bu şekilde yok edilemez. Mersin yatların kışı geçireceği, tamir ve bakım görebileceği bir yer olması için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz" diye konuştu.

Aşut, Mersin olarak yapacak çok iş olduğunu fakat bundan şikayet edilmemesi gerektiğini belirterek şunları söyledi; "Şimdiye kadar yapılmayanları sayıp dökerek bir yere varamayız. Önemli olan bundan sonrasıdır. Gelecek kuşaklara nasıl bir kent bırakacağımızdır. Bu yüzden siyasetçilerimiz, bürokratlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız ve basınımızla el ele verip bu sorunları aşmak zorundayız. Denizcilik önemli bir konudur. Ve iddia edilenlerin aksine Türkler denizci bir millettir. Sorunları görmezden gelip, 'yapamayız' mantığı çocuklarımızın elindeki fırsatları almaktır. Oysa bizim görevimiz onların hayallerini gerçekleştirecek yolları açmak. Zorluklar ve olanaksızlık bizleri yıldırmamalı. Türk insanının denizcilikte neler yapabileceğini görmek isteyenler, milli mücadelede Alemdar gemisinin hikayesini bilmek zorunda. Dursun Kaptanların, adları bilinmeyen kahraman Anadolu insanının deniz yoluyla silah ve cephaneyi nasıl getirdiğini bilmek zorunda. Eğer bunları bilir ve çocuklarımıza öğretirsek 'Mersin denizden yararlanamıyor' demek yerine 'Mersin denizden nasıl yararlanabilir?'sorusuna cevap arayabiliriz." (HK-HK-Y) 30.06.2008 15:32 TSİ