Kadınlardan Peygambere Sesleniş" Programı - Son Dakika
Güncel

Kadınlardan Peygambere Sesleniş" Programı

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, bugün hak ve adaletin yerini alan güç sarhoşluğunun, dünyanın her yerinde acı coğrafyalar oluşturduğunu belirterek, "Bu coğrafyalarda azımsanmayacak şekilde Müslüman kardeşimiz de diğer insanlarla beraber zulme uğruyor, çile çekiyor" dedi.

20.04.2015 17:59

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, bugün hak ve adaletin yerini alan güç sarhoşluğunun, dünyanın her yerinde acı coğrafyalar oluşturduğunu belirterek, "Bu coğrafyalarda azımsanmayacak şekilde Müslüman kardeşimiz de diğer insanlarla beraber zulme uğruyor, çile çekiyor" dedi.

Davutoğlu, AK Parti İstanbul Kadın Kolları Başkanlığı'nın, Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlediği "Kadınlardan Peygambere Sesleniş" temalı programda, kadın kollarını düzenlediği program dolayısıyla tebrik etti.

"Gönüllerimizin sultanı, alemlerin rahmeti olan Peygamber Efendimize salat ve selam olsun. Rabbimiz bizi efendimizin yolundan ve izinden ayırmasın" diyen Davutoğlu, en büyük şairlerin yüzyıllar boyunca en güzel mısralarını Hazreti Muhammed için söylediğini belirtti.

"Kutlu Doğum"un Hazreti Muhammed'i sadece anmak için değil, onu anlamak ve sünnetlerini hayata geçirmek için bir vesile olduğunu vurgulayan Davutoğlu, Hazreti Muhammed'in hayatından alınan insanlık derslerinin, bugün de en canlı haliyle gönülden gönüle, insandan insana yayıldığını vurguladı.

Milletin gönlündeki peygamber aşkının, gönüllerden tüm dünyaya yayıldığını ifade eden Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Her şey bu muhabbetten hasıl oluyor. 'Muhabbetten Muhammed oldu hasıl, Muhammed'siz muhabbetten ne hasıl' diyor bir evliya bir bilge zat. İşte bu muhabbet bize hayatın manasını, sohbetin lezzetini mümin ve Müslüman olmanın da izzetini hissettiriyor. Onun rehberliği sayesinde iklimlere şefkat elimizi uzatıyoruz."

"Allah bizi onun yolundan ayırmasın"

Davutoğlu, Hazreti Muhammed'in, çocukların başını okşayan bir peygamber olduğunu belirterek, "Bizim peygamberimiz çocuklara, tabiata, hayvanlara merhamet gösteren bir peygamber. Yaşlıların hal ve hatırını soran, zayıfı koruyan kollayan bir rehber. Mezarlıklarını dahi selamlamadan geçmeyen bir kılavuz. Affetmeyi şiar edinen, kendisine, kızına, sevdiklerine işkence edenleri dahi affedebilen yüksek bir ruh. O kısaca bizim efendimiz. Allah bizi onun yolundan ayırmasın" diye konuştu.

Davutoğlu, tüm dünyada giderek daha fazla multi etnik ve multi kültürel bir yapının oluştuğunu, bu şekilde farklı dinlerden, farklı inançlardan ve farklı etnik yapılardan insanların bir arada yaşadığını söyledi.

Hazreti Muhammed'in de kendisine peygamberlik gelmeden önce böyle bir topluluk içinde doğup büyüdüğünü anımsatan Davutoğlu, "İşte o zaman bile sadece Muhammed değil, Muhammed-ül Emin'di. Kendisinden emin olunan, kendisine güvenilen insandı. Kan davalı farklı kabilelerin hepsinin güvendiği, takdir ettiği, aralarındaki problemlerde hakemliğine başvurduğu bir gençti" diye konuştu.

Davutoğlu, Hazreti Muhammed'in sözüne değer verilen, rakiplerine dahi emniyet ve güven telkin eden yüksek şahsiyet olduğunu belirterek, "Mekke sokakları müminlere dar edildiğinde Medine'ye hicret etti. Hicretten sonra Medine'de kardeşlik hukukunun da mimarı oldu" dedi.

"Güç sarhoşluğu, acı coğrafyalar oluşturuyor"

Davutoğlu, şu an en çok ihtiyaç duyulan insani dayanışma için hicretten daha güzel bir örnek, hicret sonrası kurulan düzenden daha belirleyici bir pratik olamayacağını vurguladı.

Dünyanın her yerinde oluşan "acı coğrafyalar"a değinen Davutoğlu, şunları anlattı:

"Bugün hak ve adaletin yerini alan güç sarhoşluğu, dünyanın her yerinde acı coğrafyalar oluşturuyor. Bu coğrafyalarda azımsanmayacak şekilde Müslüman kardeşimiz de diğer insanlarla beraber zulme uğruyor, çile çekiyor. Üstelik bize bu acıyı yaşatanların bir kısmı, Müslümanları bu acıların sebebi olarak takdim etmeye gayret ediyor. İslam düşmanı bazı kişiler ve gruplar, kitleleri ciddi tahriklerle bilinmezliğe sürüklüyor."

Bu nefret söyleminin hedefi olan Müslümanların, tarihin gördüğü en huzurlu toplumun mimarı olan Hazreti Muhammed'in ümmeti olduğunu dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Her Müslüman aslında mensubiyeti gereği dünyaya huzuru, barışı ve birlikte yaşayabilme kültürünü tesis etmekle yükümlü. Maalesef Müslümanların bir kısmı da bu sınavı, birlikte yaşama kültürünü hayatımıza aktarma sınavını başarıyla geçemedi ve bunu yaparak hem kendilerine hem İslam'a hem de dünya barışına büyük zararlar verdiler."

Davutoğlu, insanlık onurunun koruyucusunun 14 asırdır hep Müslümanlar olduğunu ifade ederek, "Bundan sonra da bu onuru korumaya en büyük aday yine Müslümanlar olacaktır" dedi.

"Bugünkü tek derdimiz, insanlık onurunu savunmaktır"

Sare Davutoğlu, bugünkü tek dertlerinin ve meselelerinin insanlık onurunu savunmak olduğunu vurguladı.

Hazreti Muhammed'e layık olmanın yegane yolunun insanlık onurunu savunmaktan geçtiğini aktaran Davutoğlu, şunları dile getirdi:

"Dünyada bir kısım insanlar hak ile güç kavramlarını birbirinin aynıymış ve güçlü olan aynı zamanda haklı olandır şeklinde takdim etmeye çalışıyor. Hepimizi güçlü olanın aynı zamanda haklı olduğuna da inandırmaya çalışıyor. Tarafsız ve adil olması gereken uluslararası insani kurumlar bile gücün sarhoşluğuna maalesef teslim oluyorlar. Avrupa'da yaşayan 20 milyon Müslüman ne yazık ki ayrımcı nefret söylemlerine muhatap oluyor. Bu bir arada yaşama konusunda sadece Avrupa'nın değil, bütün insanlığın Müslümanlardan öğrenmesi gereken çok şey var."

Davutoğlu, İstanbul'un başlı başına bir medeniyetin, bir arada yaşama iradesinin adı olduğunu ifade ederek, kentin her zaman çok farklı dinlerden, kültürlerden ve etnik yapılardan insanın bir arada huzurla yaşadığı bir şehir olduğunu söyledi.

Hazreti Muhammed'in sürgün edildiği Mekke'ye tekrar dönüşünün ve Mekke'yi fethinden sonra ortaya koyduğu tavrın her Müslüman için örnek olması gerektiğine dikkati çeken Davutoğlu, "Akıl almaz işkenceler gördüğü şehre fatih olarak girdiğinde intikam hisleriyle değil, hoşgörü, muhabbet ve adaletle davrandı. Veda Hutbesi'nde toplumları, devletleri, sıkışıp kaldıkları ruhsuz, insanlık onurunu ayaklar altına alan tutumlardan uzak durmamız için paha biçilmez öğütler vardır" diye konuştu.

"Veda Hutbesi tüm insanlığa barış getirebilir"

Davutoğlu, Veda Hutbesi'nin sadece Müslümanlara değil, tüm insanlığa barışı, huzuru, hoşgörü iklimini yeniden getirebileceğini belirterek, buradan çıkarılacak derslerle dünyanın kin ve nefret kültürünün yerini, rahmet ve merhamet kültürünün alabileceğini söyledi.

Bunun da ötesinde Hazreti Muhammed'in öğütlerinin ve davranışlarının rehber edinilmesi gerektiğini belirten Davutoğlu, "Rehberimiz onun sözleri ve yaşantısı olduğunda, sevgi ve merhametin Allah'ın izniyle tüm dünyayı kuşatacağına ben gönülden inanıyorum" dedi.

Sare Davutoğlu, Hazreti Muhammed'in izinden yürüyen insanlar ve toplumların adil ve hakkaniyetli bir düzen inşa edebileceklerini vurgulayarak, "Birbirinin hukukunu korumanın yegane yolu, güç değil hakkı esas almaktır. Bu birbirimizle ilişkilerimizden başlayarak tüm yönetim kademelerine kadar böyledir" şeklinde konuştu.

Notlar

"Kadınlardan Peygambere Sesleniş" temasıyla gerçekleştirilen program, Kuran-ı Kerim'den tilavetiyle başladı.

Sunuculuğunu İkbal Gürpınar'ın yaptığı programda, radyo programcısı Umut Öztürk Hazreti Muhammed'in Veda Hutbesi'ni okudu.

Programda konuşmaların ardından AK Parti İstanbul Kadın Kolları Başkanı İffet Polat, Sare Davutoğlu'na her bir gül tanesine 10 bin salavat okunmuş 999 gülden oluşan çiçek buketi takdim etti.

Programın sonunda, "Peygambere Sesleniş Kompozisyon ve Şiir Yarışması"nda dereceye girenlere ödülleri verildi. Sare Davutoğlu yarışmada yazdığı kompozisyonla birinci olan Kamile Durgun'a ödülünü takdim etti.

Programa, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci'nin da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Kadınlardan Peygambere Sesleniş' Programı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement