Yani kardeşler arasında karşılıklı olarak kılıçlar çekildi. Aynı zamanda CSU Genel Başkanı olan Federal İçişleri, İmar ve Yurt Bakanı Horst Seehofer, Almanya'nın sınırlarının sığınmacılara kapatılmasında ısrar ediyor. Başka bir Avrupa Birliği (AB) ülkesinde kayıtları olan sığınmacıların Almanya'ya girmelerine kesinlikle izin verilmeyip geri gönderilmelerinde de. CDU Genel Başkanı ve Başbakan Angela Merkel ise sığınmacı sorununa AB genelinde bir çözüm bulunmasında direniyor. İki taraf da geri adım atma niyetinde değil. CSU'lu politikacılar "Seehofer'in sonuna kadar arkasındayız" diyorlar.
"Gerekirse koalisyonu bile bitiririz" diye Başbakan Merkel'i apaçık tehdit ediyorlar. Hatta CDU ile 1949 yılından beri Federal Meclis Grubu'nda sürdürdükleri ortaklığı sonlandıracakları tehdidini bile telaffuz ediyorlar. Aslında bu hiç de yeni bir tehdit değildir.
***
Hala yalnız Bavyera Eyaleti'nde seçimlere katılan CSU, 1976 yılında yapılan genel seçim öncesi Almanya genelinde 4. parti olarak sahneye çıkmayı denedi. CDU/ CSU'nun o dönemdeki başbakan adayı Helmut Kohl'ü "Bu adam hayatta başbakan olamaz. Tamamen yeteneksiz" diyen CSU'un o zamanki Genel Başkanı Franz Josef Strauss, kafaya Federal Meclis Grubu'ndaki ortaklığı bitirmeyi koydu.
Ancak seçim öncesi 4. parti fikrinden vazgeçildi. CDU/CSU, 3 Ekim 1976'da yapılan genel seçimlerde toplam oyların yüzde 48.6'sını aldığı halde, Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile Hür Demokrat Parti'den (FDP) oluşan koalisyon hükümeti iktidar koltuğunu korudu.
Bunun üzerine zaten Kohl'e ateş püsküren Strauss, iyice küplere bindi. CSU'nun seçimden sonra Wildbad Kreuth'ta yaptığı toplantıda, Federal Meclis Grubu'nda CDU ile ortaklığı bitirme kararı alındı.
Tabii CDU lideri Helmut Kohl, sessiz kalmayıp küçük kardeşe rest çekti.
"Biz de gelir Bavyera'da CDU olarak teşkilatlanırız" dedi. Seçim sonrası efelenen CSU, pabucun pahalıya mal olacağını çabuk anladı. ve Strauss liderliğindeki CSU, ortaklığı bitirme planından da, kararından da vazgeçerek, CDU ile yola devam dedi. Yani CSU, Bavyera'da da küçüleceğinden korktuğu için ortaklığa devam demek zorunda kaldı.
***
CSU'nun efelenmesi Strauss'un işine yaradı. 1980 yılındaki genel seçimlerde CDU/CSU, Strauss'u başbakan adayı gösterdi. Ama aradığını bulamadı. Seçimleri yine SPD ile FDP koalisyonu kazandı. Strauss, Bavyera Eyalet Başbakanı koltuğuna geri döndü. Franz Josef Strauss'un "Bu adam hayatta başbakan olamaz. Tamamen yeteneksiz" dediği Helmut Kohl, 1982 yılında Almanya'nın başbakanı oldu. Almanların kara dev olarak nitelediği Kohl, 16 yıl boyunca o koltuğu bırakmadı. Hatta iki Almanya'nın birleşmesinin mimarı olarak tarih kitaplarına bile girdi. 2015 yılındaki sığınmacı akını yüzünden CSU'da yine bazı çevreler, CDU ile Federal Meclis Grubu'nda ortaklığı bitirmek için harekete geçtiler. Aralarında o günlerde Bavyera Eyalet Başbakanı olan Horst Seehofer de vardı. Seehofer de Merkel'in Almanya'nın kapılarını sığınmacılara sonuna kadar açmasına sert tepki gösteriyordu. Ancak 24 Eylül 2017 tarihinde yapılan genel seçim öncesi Federal Meclis Grubu'nda CDU ile ortaklığı bitirmeyi göze alamadı. Seçimlerden sonra da hem SPD ve kardeş parti CDU ile büyük koalisyon hükümetini hem de Federal Meclis Grubu'ndaki ortaklığı sürdürmeye "Evet" dedi. İşte bu günlerde CSU'da yeniden birtakım hesaplar yapılmakta. CDU ile ortaklığa son verme hesapları da.
Hatta büyük koalisyon hükümetini terk etme yoluyla bitirme hesapları da. Seehofer'in, "Ben bu kadınla (Merkel) artık birlikte çalışamam" dediği bile yazılıp çiziliyor. Belli ki, CSU ateşle oynuyor. Koalisyonun dağılıp erken seçime gidilmesi halinde, en çok oy kaybeden yine CDU ve CSU ile SPD olacaktır. Olası bir erken seçim, sağ popülist Almanya İçin Alternatif'in (AfD) işine yarayacaktır. Almanya'yı ise tam bir kaosa sürükleyecektir.
Son Dakika › Güncel › Kardeşler Kılıçları Çekti - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?