Koruma Alanı Uygulaması Balıkçının Yüzünü Güldürdü

GÖKHAN GÜCÜKLÜOĞLU - Aşırı avlanmanın önüne geçebilmek amacıyla yaklaşık dört yıl önce Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca Türkiye'nin farklı bölgelerinde hayata geçirilen koruma alanı uygulaması, balıkçıların yüzünü güldürdü.

Kastamonu- Sinop Su Ürünleri Kooperatifleri Birliği Başkanı Ali Bayrak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, avlanan balık çeşidinde yıllar geçtikçe azalma yaşandığına işaret etti.

Gerek Bakanlığın gerekse balıkçı kooperatiflerinin olumsuz tablo karşısında bazı adımlar attığını belirten Bayrak, bu adımlardan birinin de koruma alanı uygulaması olduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin farklı bölgelerindeki uygulamanın yaklaşık dört yıl önce kendi bölgelerinde de hayata geçirildiğini anlatan Bayrak, uygulamanın yaygınlaşmasının balıkçılığın geleceği için önem taşıdığını vurguladı.

Bayrak, uygulamanın dip balıklarının üremesi ve nesillerinin devam etmesine yönelik olduğunu bildirerek, şöyle devam etti:

"Koruma alanı uygulaması, dip balıklarında belirlenen bölgelerde avlanma yasağı getirilmesi şeklinde uygulanıyor. Böylece bu türlerin popülasyonunun artması hedefleniyor. Bizim bölgemizdeki koruma alanı sayesinde özellikle dip balıkları olan mezgit, barbunya, kalkan, hatta nesli tükendi dediğimiz kırlangıç balığının veriminde önemli artış yaşandı. Yani 2-3 yıl öncesine bakacak olursak, mesela mezgitte büyük artış söz konusu. Hiç tahmin edemeyeceğimiz kadar kalkan ve kırlangıç balığı avcılığı yapıyoruz. Bu bize şunu gösteriyor, demek ki korunduğu zaman her balık bol miktarda avlanabiliyor. Temennimiz koruma alanlarının biraz daha genişletilmesi. Sinop ve çevresinde bunu başardık, neden başka bölgelerde başarılmasın."

"700 kilogram mezgit avlandığı günler oluyor"

Bayrak, mezgit ve kalkan balıklarında yaşanan artışın hem tüketici hem balıkçıyı memnun ettiğine dikkati çekerek, "Mezgitin bazı günler 700 kilogram avlandığı oluyor. Gerçekten çok iyi bir rakam. Avlanan mezgit öyle ufak falan da değil, iri ve kaliteli. Keza kalkan balığını geçmiş yıllara göre tezgahlarda daha fazla görmeye başladık. Açıkçası koruma alanı uygulaması balıkçımızın yüzünü güldürdü. İnşallah artarak devam edecek. Umudumuz ve isteğimiz bu yönde." ifadelerini kullandı.

"Hamsi için kota uygulaması şart"

Hamsi başta olmak üzere dipte beslenmeyen diğer balık türleri için de kota uygulamasının şart olduğuna değinen Bayrak, av ve avcı baskısının özellikle hamsinin erken göç etmesine sebep olduğunu söyledi.

Karadeniz'de, Zonguldak'ta başlayan hamsi takibinin Gürcistan'a kadar devam ettiğini anlatan Bayrak, şunları kaydetti:

"Devlet olarak aslında bazı tedbirler alınıyor ama maalesef gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bir türlü otokontrolü sağlayamadık. Yapılması gereken aslında çok basit. Stoklarımızı zaten biliyoruz, bunun için çok bilimsel çalışmalara gerek yok. Yapmamız gereken kota uygulamasına geçmek. Eğer yapabilirsek hamsinin göçünü yavaşlatırız. Böylelikle hamsi karasularımızda daha fazla kalır. Biz de bu sayede daha uzun süre taze hamsi yemiş oluruz. Bütün gelişmiş ülkeler bakarsak çözümü böyle bulmuşlar."

Bayrak, kota uygulamasına geçilmemesi durumunda gelecek yıllarda hamsi avında artışın söz konusu olamayacağını sözlerine ekledi.