Mavi Marmara'ya saldırı davası avukatlarından Uğur Yıldırım, "Türk ulusal mevzuatı ve uluslararası sözleşmelerce suç sayılmış olan birbirinden ağır eylemleri azmettirmek ve yönetmekten yargılanan katillere karşı, 37 ülkeden insanlığın vicdanı olarak yola çıkan mağdurların hak aradığı davaya yapılacak herhangi bir müdahalenin evrensel hukuk ilkelerine ve anayasaya açıkça aykırılık teşkil edeceğini bildiririz" dedi.
Gazze'ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisine Akdeniz'in uluslararası sularında gerçekleştirilen saldırıya ilişkin dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi'nin de aralarında olduğu 4 sanığın yargılandığı davanın 26 Mayıs'taki duruşması öncesi basın toplantısı düzenlendi.
İHH'nın Fatih'teki merkezindeki toplantıya, davanın bazı avukatları, saldırıda hayatını kaybedenlerin yakınları ve gemide bulunan bazı kişiler katıldı.
Toplantıda konuşan Yıldırım, davada gelinen noktada tüm bildirimlere rağmen, duruşmalara katılmayan sanıkların kaçak kabul edilerek mahkeme tarafından haklarında yakalama kararı verilmesi ve kırmızı bülten düzenlenmesini beklediklerini söyledi.
Dava devam ederken İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile telefonda görüşerek özür dilediğini ve tazminat ödemeye hazır olduklarını aktardığını hatırlatan Yıldırım, bu konuda heyetler arasındaki görüşmelerin devam ettiğini, aldıkları duyumlara göre de anlaşmanın yakın zamanda açıklanacağını dile getirdi.
Yıldırım, "Bu bağlamda, saldırının mağduru olanların onayı olmaksızın, İsrail ile Türkiye arasında yapılacak bir uluslararası sözleşmenin tüm bu hukuki süreçleri sonlandırarak ortadan kaldıracağı ve saldırının failleri hakkında yeni davalar açılmasının da bu yolla engelleneceği şeklinde, birtakım beyanların kamuoyuna bilinçli olarak sunulduğu ve tartışıldığı görülmektedir" ifadesini kullandı.
"Dava, devletler arası anlaşmayla sonlandırılamaz"
Konuyla ilgili davaların tamamen ulusal mevzuatlar çerçevesinde, ulusal ve uluslararası hukuktaki benzer örnekler paralelinde yürütüldüğü anlatan Yıldırım, davaların İsrail üzerinde son derece ağır siyasi etkilerinin olduğunu vurguladı.
Yıldırım, bu yüzden İsrail'in, İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın özür ve tazminat karşılığında sonlandırılmasını ve ortadan kaldırılmasını istediğini kaydetti.
Avukat Yıldırım, Mavi Marmara davasının yürürlükteki mevzuat çerçevesinde değerlendirildiğinde, bir kamu davası olduğundan mahkemece bir hüküm verilmediği müddetçe sonlandırılamayacağını söyledi.
Davanın devletler arası bir anlaşmayla sonlandırılacağı ve failler hakkında yeni davaların açılmasının engelleneceği iddiasının hukuki bilgiden uzak olduğunu vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin, Mavi Marmara saldırısı faillerinin sorumsuzluğunu içeren bir anlaşmayı TBMM'ye getirmesi ve onaylaması, başta yargı bağımsızlığı olmak üzere hukukun genel ilkelerine ve anayasayla koruma altına alınmış temel hak ve özgürlüklere vurulmuş bir darbe niteliği taşır. Canlı yayında, dünyanın gözleri önünde yapılan katliamın faillerine yönelik bir özel af kanunu çıkarılması, Türkiye Cumhuriyeti tarihine bir kara leke olarak geçecektir. Hukuk devletinde yasalar, kişisel amaçlarla ya da siyasal amaçlarla çıkarılamaz. Af kanunları çıkarılsa bile bu kişiye veya özel durumlara yönelik olamaz. Yasaların hangi amaçlarla yapılacağı anayasada belirtilmiştir."
"Türk hukuk tarihine leke sürülmemesi için uyarırız"
Yıldırım, devletler arasındaki uluslararası teamül gereği, birtakım siyasi amaçlar çerçevesindeki görüşmelerle alınan kararlar neticesinde bir yasa çıkararak özel af niteliği taşıyan bir düzenleme yapmanın yargı bağımsızlığı ilkesine ve anayasaya açıkça aykırılık teşkil ettiğini kaydetti.
Böyle bir durumun hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayacağını aktaran Yıldırım, Türk ceza mevzuatı kapsamında görülen bir ceza davasının yapılacak bir uluslararası anlaşmayla sonlandırılmasının mümkün olmadığını ifade etti.
Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Mahkemenin adil bir yargılama yapmasını, delilleri toplayıp değerlendirerek gerçeği ortaya çıkarmasını engellemeye yönelik böyle bir girişim, hukuka aykırı olacak ve cezalandırılması gerekecektir. Sonuç olarak Türk ulusal mevzuatı ve uluslararası sözleşmelerce suç sayılmış olan birbirinden ağır eylemleri azmettirmek ve yönetmekten yargılanan katillere karşı, 37 ülkeden insanlığın vicdanı olarak yola çıkan mağdurların hak aradığı Mavi Marmara davasına yapılacak herhangi bir müdahalenin evrensel hukuk ilkelerine ve anayasaya açıkça aykırılık teşkil edeceğini bildirir, bu davaya omuz vermiş tüm meslektaşlarım, hukukçular ve çok değerli akademisyenler adına Türk hukuk tarihine böyle bir kara lekenin sürülmemesi için ilgilileri, saygıyla vekaleten uyarırız."
"Gazze'deki abluka kaldırılmadan anlaşmaya varılması kabul edilemez"
Saldırıda hayatını kaybedenlerin aileleri adına konuşan İsmail Bilgen, Gazze'deki abluka kaldırılmadan herhangi bir anlaşmaya varılmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.
Bilgen, "Bu davalar, öldürmeye alışmış bir katilin yargılanmasıdır. Şu ana kadar İsrail'in işlediği hiçbir suçtan ötürü ceza almaması ve BM'nin aldığı kararlara rağmen İsrail'in işgal ve öldürülmelerine devam etmesini kırmak için bu davamızın nihayete ermesi gerekiyor" ifadesini kullandı. - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Mavi Marmara'ya Saldırı Davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?