Okmeydanı'nda Uğur Kurt'un Ölümüne İlişkin İddianame - Son Dakika
Güncel

Okmeydanı'nda Uğur Kurt'un Ölümüne İlişkin İddianame

Polis memuru S.K. hakkında, "taksirle öldürme" suçundan, 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianamede, "şüphelinin, verilen idari önleme görevi sırasında, civarda yapılan eylemlere katılan göstericilerin molotofkokteyli ile yaptıkları ağır ve haksız saldırıya maruz kaldığı" belirtildi İddianameden:

27.10.2014 18:43
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Okmeydanı'ndaki olaylarda Uğur Kurt'u "taksirle öldürme" suçunu işlediği gerekçesiyle polis memuru S.K'nın, 6 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istemiyle hazırlanan iddianamede, "şüphelinin, verilen idari önleme görevi sırasında, civarda yapılan eylemlere katılan göstericilerin molotofkokteyli ile yaptıkları ağır ve haksız saldırıya maruz kaldığı" belirtildi.

Okmeydanı'nda olaylar esnasında bir yakınının taziye törenine katılmak için cemevinde bulunduğu sırada başına mermi isabet etmesi sonucu yaralanan ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren Uğur Kurt'un ölümüne ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi savcılarından Hasan Yılmaz'ın hazırladığı iddianame, başsavcılık onayının ardından İstanbul 85. Asliye Ceza Mahkemesine gönderildi.

Berkin Elvan'ın anma çağrısı

Kurt'un babası Kemal ve annesi Narin Kurt'un "müşteki" olarak yer aldığı iddianamede, DHKP-C silahlı terör örgütünün, gerek internet sitesi üzerinden, gerekse Okmeydanı ve civarında kuşatma yöntemiyle dağıttığı bildirilerle, 22 Mayıs 2014'te, özellikle İstanbul Ticaret Odası Ticaret Lisesi'ndeki öğrencilere yönelik, "Liseli Dev-Gençler" yapılanması adıyla, Berkin Elvan'ı anmak için derslerin boykot edilmesi ve toplantı çağrısı yaptığının tespit edildiği bildirildi.

Tespit sonrası Okmeydanı'nda izinsiz toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile muhtemel terör eylemlerinin önlenmesi amacıyla, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM), İstanbul Güvenlik Şube Müdürlüğü ve diğer birimlerdeki polislerin burada görevlendirildiği belirtilen iddianamede, TEM'de görevli şüpheli S.K'nın da 24-62 numaralı ekip aracı ile Mehmet Akif Ersoy Mahallesi Darülaceze Caddesi'nde bulunan lise civarında, önleme görevini ifa edecek zırhlı ekipte görevlendirildiği aktarıldı.

Olay günü sabahtan itibaren, ticaret lisesi ve civarında, çoğunluğu tespit edilemeyen şüpheliler tarafından izinsiz terör örgütü propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteriler yapılmaya başlandığı bilgisi verilen iddianamede, güvenlik güçlerine yönelik, taş, sopa ve molotofkokteyli ile saldırıların başladığı, saat 11.30 sıralarında saldıran ve asayişi bozan şüphelilerden bir kısmının yakalanmasına rağmen, birçoğunun Piyalepaşa Caddesi'ndeki sokaklara kaçarak saklandıklarına işaret edildi.

"Aniden atılan molotof kokteylinin zırhlı araca isabeti"

Kaçan şüphelilerin eylemlere devam ettiklerinin tespit edilmesi üzerine, şüphelilere müdahale edilmesi talimatı verildiği ve önde TEM'e bağlı "24-62" kod numaralı zırhlı ekip, arkasında da Kağıthane İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı "80-43" kod numaralı zırhlı ekip aracıyla şüphelilerin sokak arasında takip edildiği aktarılan iddianamede, şunlar kaydedildi:

"Saat 11.37 sularında, 24-62 nolu zırhlı aracın Çınar Sokak'a girdiği, dar olan sokak üzerinde park eden başkaca araçlar nedeniyle, zırhlı araçlar güçlükle ilerleyerek Piyalepaşa Caddesi'ne dönüş yapacağı esnada, caddenin karşı istikametinde bulunan Barçın Sokak'tan, kimliği belirsiz şüpheliler tarafından aniden atılan molotofkokteylinin, zırhlı aracın ön havalandırma camından içeri girmesi üzerine, zırhlı aracın ön kısmının alev aldığı, ilk atışın ardından aynı yönden atılan diğer molotof kokteylinin araca isabet etmediği ve bu esnada şoför mahallinde oturan polis memuru V.A. ile yanında bulunan Ş.K'nin yüzleri ve elleri yanar vaziyette araçtan indikleri anlaşıldı."

Olay yerindeki keşif incelemesi

İddianamede, olay yerinde yapılan keşif incelemesi ve ölçümlere göre, 31 metreden daha uzakta, zırhlı aracın bulunduğu sokağa çapraz konumda olan Seyhan Sokak'tan gelen göstericilerin zırhlı araca doğru koştuğu bildirilerek, bu şüphelilerin daha sonra taş ve molotofkokteyli atmaya başladıkları anlatıldı.

Bu arada, zırhlı aracın arka kapısından inen polis memurları B.A. ile şüpheli S.K'nın da kendilerini korumaya çalıştıkları aktarılan iddianamede, araca isabet eden molotofkokteylinden araçta bulunan diğer polis memurlarının yanı sıra, hekim raporuna göre şüpheli bir göstericinin de yaralandığına işaret edildi.

Polis memuru S.K'nın, üst üste taş ve molotofkokteyllerinin atıldığı istikamete yöneldiği ve son bir hamleyle, molotofkokteyli atan göstericilerin fırlattığı molotofkokteylinin henüz zırhlı araca veya polis memurları ile civara isabet ettiği anda, göstericilerin bulunduğu yöne doğru ateş etmeye başladığı bilgisi verilen iddianamede, diğer polis memurlarının da havaya ateş ettiklerinin tespit edildiği vurgulandı.

Uğur Kurt'un ölümü

İddianamede, yapılan atışlar sonrasında Uğur Kurt'un baş bölgesinden aldığı yarayla yere düştüğü, daha sonra hastaneye kaldırıldığı ve yapılan müdahalelere rağmen hayatını kaybettiği anlatılarak, Kurt'un ölümü sonrası, Piyalepaşa Caddesi'ndeki eylemlere müdahale eden polislerin silahlarının, balistik raporu alınması için Adli Tıp Kurumu'na gönderildiğinin altı çizildi.

Uğur Kurt'un vücudundan çıkan mermi çekirdeğinin polis memuru S.K.'nın silahıyla ateşlendiğinin tespit edildiği vurgulanan iddianamede, otopsi raporuna göre, ölümün şüphelinin silahından çıkan kurşuna bağlı doku harabiyeti ve yaralanmasından kaynaklandığı ifade edildi.

Olay yeri incelemesinde yapılan ölçümlere göre, şüpheli polis memuru S.K. ile Uğur Kurt'un bulunduğu yer arasındaki mesafenin 73 metre ve şüphelinin bulunduğu noktadan silahı doğrulttuğu düzlem arasındaki kot farkının da 968 santimetre olduğuna dikkat çekilen iddianamede, olaylarla ilgili tanık beyanlarının bir kısmının, özellikle kamera görüntüsünden elde edilen bulgulara kısmi aykırılık teşkil ettiği aktarıldı.

"Molotofları, öldürmek veya yaralamak niyetiyle ardı ardına attılar"

Olayda zırhlı aracın içine molotofkokteylinin yanı sıra, 5 adet de taş atıldığına vurgu yapılan iddianamede, kimliği tespit edilen bir ve edilemeyen dört şüphelinin, zırhlı araçta görev yapan memurları öldürmek ya da yaralamak niyetiyle, zırhlı aracın sıkışmasını da fırsat bilerek, ardı ardına molotofkokteyli attıkları ve aracın yanmaya başladığı kaydedildi.

Molotofkokteyli atan şahısları gören şüpheli polis memuru S.K'nın, kendisine yahut diğer polis memurlarına yönelik vuku bulan saldırıyı bertaraf etmek için silahla ateş ettiği anlatılan iddianamede, "Şüpheli polis memurunun molotof atan şahsı isabet ettiremeyip, göstericiyle aynı istikamette, caddenin alt tarafındaki cemevi bahçesinde bulunan ve olaylarla hiçbir ilgisi bulunmayan Uğur Kurt'u vurarak ölümüne sebebiyet verdiği, silahtan çıkan kurşunun yapılan ölçümlere göre molotofkokteyl atan şahsın 26 santimetre uzağından geçtiği tespit edilmiştir" denildi.

"Ağır ve haksız saldırıya maruz kaldı"

Şüpheli polis memurunun, verilen idari önleme görevi sırasında, civarda yapılan eylemlere katılan göstericilerin, molotofkokteyli ile yaptıkları ağır ve haksız saldırıya maruz kaldığı belirtilen iddianamede, S.K'nın gerek kendisinin gerek diğer polis memurlarını korumak amacıyla ani gerçekleştirilen saldırıya, orantılı olacak şekilde, görev silahı ile karşılık verdiği sırada hedefte hata yaptığı ve haksız saldırı fiiline iştirak etmeyip, olayla ilgisi olmayan Uğur Kurt'un ölümüne sebebiyet verdiği savunuldu.

İddianamede, şüpheli S.K'nın eyleminin, "taksirle ölüme sebebiyet vermek" suçunu oluşturduğu belirtilerek, şüphelinin "taksirle ölüme neden olma" suçundan 3 ile 6 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep edildi.

İddianamenin gönderildiği İstanbul 85. Asliye Ceza Mahkemesi, davanın kabulü ya da reddine ilişkin 15 gün içinde karar verecek. - İstanbul

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Okmeydanı'nda Uğur Kurt'un Ölümüne İlişkin İddianame - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement