Mhp Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Samsun'da yaklaşık 300 kadar partili tarafından coşkuyla karşılandı. Herkesle tek tek tokalaşan Bahçeli, daha sonra Ordu'ya hareket etti. Bir dizi ziyaret ve programlarda bulunmak üzere karayolu ile Ankara'dan Ordu'ya gitmek üzere yola çıkan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Samsun'un Kavak İlçesi'nde partililer tarafından yoğun bir ilgiyle karşılandı. Bir benzin istasyonunda yaklaşık 300 kadar partilinin kendisini beklediğini öğrenen MHP Genel Başkanı Bahçeli, burada mola verdi. Makam aracından inerek partililerin arasına giren ve herkesle tek tek tokalaşan Devlet Bahçeli, daha sonra aracına binerek Ordu'ya gitti.
Partililer MHP Lideri Bahçeli'yi Ordu'nun Ünye İlçesi girişinde karşıladı. Karşılama sonrasında konvoy yola çıktı. Bu sırada konvoyda bulunan 3 araç zincirleme kaza yaptı. Otomobillerden birisinin Bahçeli'yi korumak için gelen Ordu İl Emniyet Müdürlüğü'ne ait polis ekibine ait olduğu belirtildi. Kazada yaralanan olmadı. Bahçeli, Ordu programı kapsamında Fatsa Kültür Sarayı'na düzenlenen belediye başkanı aday tanıtım törenine katıldı. Bahçeli burada partililer tarafından 'Devletin başına devlet gelecek' sloganlarıyla karşılandı. Programda konuşma yapan MHP lideri Devlet Bahçeli, yerel seçimlerde başarıya ulaşmak ve en iyi sonuçları almak istediklerini belirterek, Birinci amacımız yerel yönetimlerde en iyi sonucu almak ve ilk elden milletimize hak ettiği ve beklediği hizmetleri sunmaktır. Ülkemizin değişik yörelerinde, MHP'li belediyelerin gösterdiği üstün performans, edindikleri tecrübe ve üstlendikleri geniş sorumluluklar bugüne kadar bizi hamd olsun hep gururlandırmıştır. 379 gün sonra yapılacak demokratik mücadeleden alnımızın akıyla çıkacağımıza içtenlikle inanıyor, bu aydınlık ufku bugünden görüyorum dedi.
TÜRKİYE İYİ YÖNETİLMİYOR
Türkiye'nin iyi yönetilmediğini ileri süren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ülkenin iyi durumda olmadığını belirtti. Yalanının doğrunun önüne geçtiğini dile getiren Bahçeli, Aldatma ve kandırma süreci mesafe kaydetmektedir. İktidar fevridir, iktidar ölçüsüzdür, iktidar kontrolsüzdür. İktidar art niyetlidir, iktidar çirkeftir ve çifte standardın kaynağı haline gelmiştir. Türk milleti hükümetin falsolu, milli konularda verdiği kapatılamayacak açıkların adeta esiri olmuştur. Hepiniz görüyor ve yaşıyorsunuz ki AKP'yle birlikte, demokrasi dibe oturmuş, demokratik kültür karaya vurmuştur. Özgürlükler gerçek anlamından soyutlanmış ve kopartılmıştır. Hoşgörü azalmış, tahammül kaybetmiş, uzlaşma yenilmiştir. Hak zayi olmuş, haklılık heder edilmiş ve işbirliği köreltilmiştir. Bu acı ve kabul edilemez manzaranın yanı sıra, dogmatik ve totaliter saplantılar kazanmış ve öne geçmiştir. Suçlular aklanmış, terör masumiyet kisvesine büründürülmüş ve bölücülük meşruiyet dairesine sokulmuştur. Caniler barış gönüllüsü, fitne ve fesat yuvaları çözüm olarak gösterilmiştir. Kesin inançlılık arayı açmış, önyargılar galibiyet çizgisine yaklaşmış, kötümserlik rakip tanımamıştır dedi.
Ne Mutlu Türküm Diyene seslenişinin dağdan, tepeden ve gönüllerden silinmeye çalışıldiğini kaydeden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Milliyetçilik ayaklar altına alınmış, milletimizin müşterek ismi olan Türklük geriye itilmeye, değersizleştirilmeye ve elenmeye gayret edilmiştir. Millet 36'ya ayrılmış, Türkiyelilik, Türk kimliğinin yerine geçmek üzere zorla, insafsızca ve her türlü propaganda kanalları kullanılarak gündemin başına çıkarılmıştır. AKP'nin iktidar yıllarında, Damat Ferit hayaleti ete kemiğe bürünmüş, Mustafa Kemal ötelenmiştir. Teröristler itibar kazanmış, müzakereciler unvan almış, çöküş elçileri statü elde etmiştir. BOP'çuluk moda olmuş, başkent Ankara vizyonu çiğnenmiştir. Etnikçilik, ayrımcılık, kimlik siyaseti ön plana çıkmış, bin yıllık kardeşlik bozguncuların insafına, bölücülerin keyfine, küresel emellerin kanlı hedeflerine terk edilmiştir. Dış politikada teslimiyet ve taşeronluk, iç politikada taviz ve acziyet bir marifetmiş gibi sunulmuştur. AKP, milleti inkar etmiş, Türk milleti adını hiçbir zeminde itiraf edememiştir. AKP, milliyetçiliğe bayrak açmış ve ırkçılıkla bir görmüştür. AKP, milli ve manevi değerleri kurumaya, kırılmaya ve küflenmeye bırakmıştır. İşte bunlardan dolayı bu iktidar, sapa ve sapkın politikaların kucağına düşmüştür diyerek Başbakan Erdoğan'ı eleştirdi. Bahçeli sözlerine şöyle devam etti
Başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, iktidar sözcüleri, boylarından büyük laflar etmiş, her kirlenmeye ve çürümüşlüğe bahane uydurmuş, üst seviyede konuşmuş, fakat gerçekte seviyesizliğin içinde debelenmiştir. Eskilerin deyimiyle, 'Kaht-ı Rical?, yani devlet adamlığı eksikliği bugün Türkiye'nin en önemli meselelerinden birisi olarak sivrilmiştir. Elbette Türkiye'de olan olayları, yaşanan çarpıklıkları, siyasi anlamda karar ve yetki sahibi konumunda bulunanların zihin, ahlak, niyet ve amaç kapasitelerinden ayrı tutmamız söz konusu olmayacaktır. Hakk'ın hatırı her daim ve her ortamda geçerli olup, hiçbir şeye feda edilemeyecektir. Şurası da muhakkak görülmelidir ki, yalanla bezenmiş, yalanla şifreleri hazırlanmış ve yalanla yolu kesişmiş bir iktidarın gerçeğe tahammül etmesi düşünülemeyecektir. Milli ilkeleri değil, kendi çıkarlarını genişleten ve bunu hedefleyen AKP, sahtekarlığın ve gayri meşru beklentilerin içine dalmış, ortasına gömülmüştür. Bizim gücümüz Türk milletine duyduğumuz tarifsiz bağılılık ve sevgide saklıdır. Merak buyurmayınız, biz varken bölücülük patentini ve terörün telif haklarını uhdesine alanlar huzur yüzü göremeyeceklerdir. Biz varken, şiddet morfini yemiş gafiller, oturdukları masada ganimet hevesine kapılan kanlı eller, küresel tuzaklara düşen günahkarlar rahat olamayacaklar, ham hayallerine ulaşamayacaklardır.
TERÖRİSTE ELİNİ VERMEYEN EVLATLARIMIZI ALNINDAN ÖPÜYORUM
Ülke içinde sözde çözüm sürecinin sakızını çiğneyen bu zihniyetin, PKK'nın eylemsel, psikolojik, moral açısından son derece avantajlı olduğu bir zaman aralığında tuzağa takıldığını belirten Bahçeli, Terörle mücadeleden sonuç alınmak isteniyorsa çok yönlü ve çok ayaklı bir stratejinin izlenmesi elbette zorunludur. Bu stratejinin özü ve öznesi her alanda pres, her alanda mücadele, her seviyede baskı ve nefes aldırmamaktır. PKK'nın silahından kan damlarken, örgüt iyice başaracağına ve hedeflerini gerçekleştireceğine inanmışken, pazarlık yapmak, görüşmelere dalmak Türk milletine haksızlık, hadsizlik ve sadakatsizlik değil midir Terörle mücadele böyle olmaz, PKK bu şekilde pek tabidir ki bitirilemez. Kaldı ki Başbakan ve hükümetinin buna niyeti ve istediği de yoktur. Bu kapsamda çözüm süreci denilen, bize göre millet varlığının çözülmesine ve Türkiye'nin çöküşüne neden olan ihanet projesi, terörü bitirmeye değil, güçlenmesine ve meşru unsur haline gelmesine hizmet edecektir diyerek şöyle devam etti
PKK alçakça askerimizi, polisimizi, kaymakam adayımızı kaçırmakta, sonra da pazarlık malzemesi yapmaktadır. Türkiye öyle bir noktaya gelmiştir ki, cezaevlerinde mahkum teröristler esir olarak değerlendirilir olmuştur. ve insan kaçakçısı, ölüm makinesi, cinayet örgütü olan PKK, zorla dağa kaçırdığı devlet görevlilerimizi, suçları sabit görülen militanlarıyla eşit bir seviyede değerlendirmiş, takas şartları öne sürmüş ve hatta BDP'li bölücüler de bu şekilde beyanatlar vermiştir. Sekiz kamu görevlimizin 13 Mart 2013 günü, AKP onayıyla teşkil edilmiş bir heyete tutanakla teslimi PKK'nın küstahlığını ve aldığı mesafeyi göstermesi bakımından ibretliktir. Parti olarak, hiç kuşkusuz evlatlarımızın ailelerine kavuşmasından, buruk da olsa memnuniyet duyuyoruz. Nitekim bunun aksi de hiçbir şart altında düşünülemeyecektir. Sekiz evladımızın, sağ salim bir şekilde evlerine dönmelerinden rahatsız olduğumuzu ileri sürenler ise ya terör komisyoncusudur, ya utanmaları kalmayan zavallılardır veya insanlıkları çoktan iflas etmiş zalim kişiliklerdir. İnsan kaçıran, kan döken canilere tek söz etmeden, koro halinde Milliyetçi Hareket'e saldıran küstahlar; Zap'taki tablonun eleştirilecek ve ciğerleri dağlayan taraflarını görmekten bu kadar mı uzaktırlar Bu çevreler, PKK'nın mı, yoksa Türk milletinin mi yanındadır Terörün mü, yoksa Türkiye'nin mi safındadır Kimin kapı kulluğuna, kimin odacılığına, kimin yardakçılığına atanmışlar ve kimlerin uzaktan kumanda kuklaları haline dönüşmüşlerdir Bizim üzerinde durduğumuz husus evlatlarımızın özgürlüklerine kavuşurken karşılaştıkları çirkin ve hiçbir şeyle izah edilemeyecek muamelelerdir. Şurasını da söylemeden geçemeyeceğim, PKK'lılara elini vermeyen evlatlarımızın alnından öpüyor, hepsini tebrik ediyorum.
Son Dakika › Güncel › Ordu Bahçeli Teröriste Elini Vermeyen Evlatlarımızı Alnından Öpüyorum - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?